English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do you have a minute

Do you have a minute translate Turkish

641 parallel translation
Do you have a minute, Doctor?
Bir dakikanız var mı, doktor?
- Edward, do you have a minute?
- Edward, bir dakikan var mı?
Well, do you have a minute?
Bir dakikan var mı?
Do you have a minute?
Bir dakikan var mı?
Do you have a minute, sir?
Bir dakikan var mı, efendim?
Monroe, we've just had a call from New York- - urgent. Do you have a minute? No, it'll have to wait till morning.
Monroe az önce New York'tan telefon geldi.
Do you have a minute?
Bir dakikanız var mı?
Andrea, do you have a minute?
Andrea, bir dakikan var mı?
Daddy? Do you have a minute?
Bir dakikan var mı?
- Hillary, do you have a minute?
- Hillary, bir dakikan var mı?
Deanna, do you have a minute?
Deanna, bir dakikan var mı?
Gwen, do you have a minute?
Gwen, biraz vaktiniz var mı?
Do you have a minute?
Bir dakikan var mı Jean-Luc?
Counsellor, do you have a minute?
Danışman, Bir dakikanız var mı acaba?
- Benjamin, do you have a minute?
- Benjamin, bir dakikan var mı?
Excuse me, miss, do you have a minute?
Affedersiniz bayan, bir dakikanızı alabilir miyim?
Do you have a minute to talk?
Konuşmak için vaktin var mı?
Excuse me, sir. Do you have a minute?
Affedersiniz efendim, bir dakikanız var mı?
Do you have a minute?
Konuşabilir miyiz?
Do you have a minute, Captain?
Bir dakikanız var mı, Kaptan?
Mark, do you have a minute?
- Mark, vaktin var mı? - Ne oldu?
- Jeanie, do you have a minute?
- Jeanie, biraz vaktin var mı?
- Hey, Frasier, do you have a minute? - Yes, of course, Roz.
Frasier, bir dakikan var mı?
Do you have a minute?
Bir dakikanı ayırabilir misin? İzle.
Kerry, do you have a minute?
Kerry bir dakikan var mı?
Uh, Captain, do you have a minute?
Ah, Kaptan, bir dakikanız var mı?
Captain, do you have a minute?
Kaptan, bir dakikanız var mı?
Do you have a minute?
Biraz zamanın var mı?
Do you have a minute?
Vaktiniz var mı?
- Mark, do you have a minute?
- Mark, vaktin var mı? - Tabii.
- Carter, do you have a minute?
- Carter, vaktin var mı?
- Dr. Weaver, do you have a minute?
- Dr. Weaver, bir dakikanız var mı?
Listen, Daphne, do you have a minute?
Biraz vaktin var mı Daphne? - Tabii.
- Do you have a minute to talk to us?
- Vaktiniz var mı?
- Do you have a minute?
- Bir dakika bakabilir misin?
- Do you have a minute?
- Bir dakikan var mı?
- Do you have a minute, John?
- Bir dakikan var mı, John?
Do you have a minute?
Joey, zamanın var mı?
- Peter, do you have a minute?
- Peter, zamanın var mı? - Evet.
- Do you have a minute?
- Bir dakikanız var mı?
Do you have a minute?
Vaktin var mı?
Mark, do you have a minute?
Vaktin var mı Mark?
Lucy, do you have a minute?
Lucy, bir dakikan var mı?
- Do you have a minute?
- Vaktin var mı?
Do you know that I have got him in a cell over at he jail... right this minute, as alive as both of us?
Onu kodeste bir hücrede tuttuğumu tıpkı ikimiz gibi sağ olduğunu da biliyor musunuz?
Can I speak to you alone for a minute, General? Major, do you have that list with you?
Bir dakika yalnız konuşabilir miyiz, General?
- Yes, but do it at once, or you won't have a single minute of peace.
Evet hatta bir an önce yapmalısın aksi taktirde bir dakika bile huzurlu kalamazsın.
- Wait a minute. - Lf you want to go down these steps you have to do it on your own.
- Bu basamaklardan inmek istiyorsan kendin yapmalısın.
Wait a minute. How many times do I have to beat you?
Dur biraz, seni daha kaç kez yenmem gerek?
Wait a minute, what do you mean, "We don't have much chance of winning"?
Bekle bir dakika, "kazanmak için fazla şansımız yok" ne demek?
But then you think how terrible it would have been if you'd laughed out loud in the middle of the minute silence... and soon you nearly do it again, only this time it's a bigger laugh.
Ardından, bir dakikalık saygı duruşunda gülmenin ne kadar korkunç bir şey olduğunu düşünürsün ve tam gülecekken kendini tutarsın. Ancak bu defaki daha büyük bir kahkahadır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]