Do you know what that is translate Turkish
895 parallel translation
Do you know what that is, Concha?
Bu nedir biliyor musun, Concha? Evet, altın.
Do you know what that is?
Bu ne, biliyor musun?
Do you know what that is, Joe?
Buna ne derler biliyor musun, Joe? Şantaj!
Do you know what that is?
Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
Liza, do you know what that is?
Liza, Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what that is, where one's been promised so much?
Bilirsin nasıldır, birine çok fazla vaatte bulunulduğu durumu?
Do you know what that is?
Bu ne anlama geliyor biliyor musun?
Do you know what that is?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Pierre, do you know what that is?
Pierre, bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what that is?
Bir yıl çok uzun bir süre.
Do you know what that is, Mr. Boldwood?
Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz, Bay Boldwood?
- Do you know what that is?
- Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what that is? !
Bu ne demek biliyor musun?
Do you know what that is to say that here?
Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what that is?
Bu nedir biliyor musunuz?
- Do you know what that is?
- Ne olduğunu biliyor musun Çavuş?
It's what I wanted to do originally, too, is, you know, be by myself, take care of myself, do my own thing, and I got that, so pretty content.
Aslen olmak istediğim de böyle kendi başıma olmak, kendime bakmak, kendi işlerimi görmek ve bunları yapıyorum da yani hâlimden oldukça memnunum.
What is it that you heard about me? Or do you really... know something about her?
Yoksa gerçekten o kız hakkında bir şey mi biliyorsun?
I know that you're going to go through a lot. But, I'm not quite sure what it is that I can do to help.
Bundan sonra her şey daha zorlaşacak ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Do it even blindly if you must, and I promise you, I'm so sure of it, I promise you that for the first time in your life you'll know what real happiness is.
Duygusuz olmak zorundaysanız bile yapın, sizi temin ederim ve şundan eminim ki size söz veriyorum hayatınızda ilk defa gerçek mutluluğun ne olduğunu tadacaksınız.
What you do not know is that he committed the murder to silence scandal about me, which very likely would have cost my election to the governorship.
Bilmediğiniz bir şey var. Valiliğe seçilebilmemi etkileyen hakkımdaki skandalı durdurmak için o cinayeti işledi.
That lovely girl, your granddaughter, do you know what she is?
Şu güzel torunun. O ne biliyor musun?
Do you know what that word is?
Bu sözcüğün ne olduğunu biliyormusun?
What do you know about what could happen to a poor girl when... when she loves a man so much that even to lose sight of him for a moment is torture?
Bir erkeği bu kadar çok seven bir zavallı bir kız için sevdiğini bir an bile görmemek nasıl bir işkencedir bilemezsin.
But what I'm here to tell you is that you'd better watch out pretty close for me the next couple of days because I wanna do what I gotta do without committing any real big sin because I know how you feel about stealing.
Ama sana asıl diyeceğim önümüzdeki birkaç gün bana göz kulak olsan iyi olur çünkü yapmam gerekeni günah işlemeden yapmak istiyorum çünkü hırsızlık hakkında ne hissettiğini biliyorum.
Do you know what the mathematical probability of that is?
Sence bunun matematiksel olasılığı nedir?
- Do you know what a code like that is worth?
- Öyle bir şifrenin değerini biliyor musun?
You do not know what that is, right?
Sen bunu bilemezsin, öyle değil mi?
There ain't but one thing to do, and you all know what that is.
Yapılacak tek şey var ve bunun ne olduğunu biliyorsunuz.
I don't know why it is that every wife thinks... What are you trying to do, kill me? Finish the telling.
Neden bilmiyorum ama her eş beni öldürmeye mi çalışıyorsun?
Do you know what the answer is to that?
Buna cevabım ne olacak biliyor musun?
You know, it occurs to me that our friend is perhaps a mutation, but of what species, I do not know.
Bana öyle geliyor ki, dostumuz, bir türün... mutasyona uğramış bir çeşidi. Bilemiyorum.
Oh, you don't know what that is, do you?
- Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun, değil mi?
You know what to do, and that this is a quality scene in one of Mr Buzzbee's quality pictures.
Ne yapacağınızı biliyorsunuz ve bu, Bay Buzzbee'nin kaliteli filmlerinden kaliteli bir sahne olacak.
After that, everyone is waiting for the calf to come home and then, when it finally returns, do you know what happens?
Sonra herkes besili dananın eve dönmesini beklemeye başlar sonunda nihayet döndüğünde ne olur biliyor musun?
Why do you stay with a freak like that when you know what he is?
Ne olduğunu bildiğin halde neden böyle bir ucubeyle kalıyorsun?
What I do know for certain is that you, for one, needn't cover your face with bandages.
Kesin olarak bildiğim bir şey varsa o da senin yüzünü bir kez olsun bandajlamaya ihtiyaç duymaman.
What you do not know and must now be told is that my command orders on this subject are precise and inviolable.
Şimdi size şunu söylüyorum, tüm emirlerime kesin itaat etmelisiniz.
Worse than that. Do you know what the penalty for fraud is on Deneb V?
Deneb V'de dolandırıcılığın cezasını biliyor musun?
Do you know what that circle up there is for?
Yukarıdaki dairenin ne işe yaradığını biliyor musun?
Do you know what the worst thing that ever happened to mankind is?
İnsanoğlunun başına gelen en korkunç şey ne, biliyor musun?
If you know what it is, then you know that I do represent you... that my ideas of what to do up there in that so-called "sacred hall"... come from you and from your responsiveness to me... and my responsiveness to you.
Eğer beni biliyorsanız, sizi temsil edeceğimi de biliyorsunuzdur. Düşüncelerim, sözde'kutsal salon'denilen yerde... sizin bana verdiğiniz ve benim size... verdiğim cevaplarla şekilleniyor
Mr. Grauber I don't care how you do it I wanna know where that thing is and what..
- Bay Grauber, nasıl yaparsınız umurumda değil ama o şeyin nerede olduğunu bilmek istiyorum.
People don't know, they don't know how to live and they don't know what to do and they think that if they can come here they can find out. You know, what it is or how to maintain with it.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
And what do you know about him, except that he is the rabbi's son?
Bu adam hakkında, Haham'ın oğlu olduğundan başka ne biliyorsun ki?
And I'll tell you what... Good cigar. This is one area that I do know about.
Size bir şey söyleyeyim - güzel puro - bir konu var ki, benim uzmanlık alanım.
Do you not know that what you see is made of reflections sent back to your eyes like a ball thrown against a wall?
Gördüğün şey tıpkı bir topun duvardan sekip geri gelmesi gibi... gözüne geri dönen bir yansıma, bilmiyor musun?
What we do know is that they've been working on this thing since you started teaching your friend Alpha to talk.
Tek bildiğim, dostunuz Alfa'ya konuşmayı öğretmeye başladığınızdan beri bu işin üzerindeler.
Do you know, Mr. Franek, that I'm wondering these days what is it that people live for?
Biliyor musun Bay Franek, bu aralar bu insanların yaşadığı hayatın nasıl olduğunu merak ediyorum?
What you do is illegal, you know that?
Yaptığın iş illegal, bunu biliyor musun?
Do you know what that son of a bitch is doing?
O pisliğin ne yaptığını görüyor musun?