Do you know what this is translate Turkish
948 parallel translation
- Lota, do you know what this is?
- Lota, bu nedir biliyor musun?
Do you know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what this is, Frances?
Bunun ne olduğunu biliyor musun, Frances?
- Do you know what this is?
- Bu ne biliyor musun?
- Do you know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what this is?
Bu nedir biliyor musun?
Do you know what this is?
- Georgie, bu ne biliyor musun?
Do you know what this is?
Be nedir, biliyor musun?
- Do you know what this is?
- Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what this is?
Bu nedir biliyormusun?
- Do you know what this is?
- Do you know what this is?
Do you know what this is?
Bu ne biliyor musunuz?
- Do you know what this is?
- Bu nedir, biliyor musun?
Do you know what this is? Ju Tin Hou
Ju Tin Hou, Bu nedir biliyor musun?
Do you know what this is?
Bu nedir biliyormusunuz?
Do you know what this is, sir?
Bunun ne olduğunu biliyor musunuz, efendim?
" Do you know what this is?
Bu nedir, biliyor musun?
Do you know what this is, Doctor?
Bu nedir biliyor musunuz, Doktor?
Do you know what this is?
Bu ne biliyor musun?
Do you know what this is?
Bu ne, biliyor musun?
Do you know what this is called?
Buna ne denir biliyor musun?
- Do you know what this is?
- Bu ne, biliyor musun?
Do you know what a great opportunity this is?
Bu muhteşem bir fırsat.
Well, anyway, since driving over here, what I'd like to know is, how do you fellows get into this valley?
Şey, herneyse, madem buraya arabayla geliniyor doğrusu merak ettim siz bu vadiye nasıl geliyorsunuz?
Do you know what this prison is, Mr. McCallum?
Bu hapishane nedir biliyor musunuz Bay McCallum?
Martha, do you know what day this is?
Martha, bugünün hangi gün olduğunu biliyor musun?
Do you know what office this is?
Buranın hangi ofis olduğunu biliyor musunuz?
I don't know how you'll solve this or what good is going to come of it but whatever you do, Vic, I wish you all the happiness in the book.
Bu işi nasıl halledeceğini veya sonunda ne olacağını bilmiyorum ama her ne yaparsan Vic, sana sonsuz mutluluklar diliyorum.
This is what I do not know how to tell you
Bunu nasıl anlatacağımı, hiç bilemiyorum.
Now, this fellow in the Carson case, you know... what I'd like to do is to go up to him... take him by the arm and tell him not to worry.
Şimdi, Carson'ın olayındaki adam yapmaktan zevk duyacağım şey, onu alıp kolunda tutup, endişe etmemesini söylemek.
You know what to do, and that this is a quality scene in one of Mr Buzzbee's quality pictures.
Ne yapacağınızı biliyorsunuz ve bu, Bay Buzzbee'nin kaliteli filmlerinden kaliteli bir sahne olacak.
Do you know what this windbag's got us into?
- Hey, hey, vaftiz baba. Ne oluyor? Bu gevezenin başımıza ne iş açtığını biliyor musun?
Do you know what "face" is in this language?
Bu dilde "yüz" e ne denir, biliyor musun?
Doctor, if your assumption was correct and this is Vortis, what do you know of its history?
Doktor, burasının Vortis olduğunu bildin. Burasının geçmişiyle ilgili ne biliyorsun?
Do you know what there is in this box?
Şu kutunun içinde ne var biliyor musun?
What you do not know and must now be told is that my command orders on this subject are precise and inviolable.
Şimdi size şunu söylüyorum, tüm emirlerime kesin itaat etmelisiniz.
- Do you know what gun this is?
- Bu, hangi silah, biliyor musunuz?
Do you know what my stand is about the black revolution in this country?
Ülkedeki siyahi devrim konusundaki duruşumu biliyor musunuz?
And I'll tell you what... Good cigar. This is one area that I do know about.
Size bir şey söyleyeyim - güzel puro - bir konu var ki, benim uzmanlık alanım.
What we do know is that they've been working on this thing since you started teaching your friend Alpha to talk.
Tek bildiğim, dostunuz Alfa'ya konuşmayı öğretmeye başladığınızdan beri bu işin üzerindeler.
Do you know what this food is worth?
Bu besinin değerini biliyor musun?
Do you know what this place is?
Burası neresi biliyor musun?
You know what I could do is take this wall and just turn it this way so I've got a larger living space plus it'll create a flow into the main living area.
Ne yaparım biliyor musunuz? Bu duvarı söküp yerini değiştiririm... böylece dolaşacak daha fazla yerim olur. Hem de oturma odasının önü açılır.
I don't know what this is all about... but I do know that what you are doing here is completely illegal.
Konunun ne olduğundan tam olarak emin değilim... ama burada yaptığınız şeyin tamamen yasadışı olduğundan eminim.
I do not know what you have been told. But the sword you've helped bring into this country is mine.
Sana ne söylendi bilmiyorum ama bu ülkeye getirilmesine yardım ettiğin kılıç benimdir.
- You know, this is... - What's it supposed to do?
- Olacak şeyleri mi gösteriyor?
I mean, this is small-time compared to what you can do with your you-know-what.
Demek istediğim az zamanda neler yapabildiğin senin bilirsin işte.
I mean, it's all right if you're a teenager, you know, you've never had it before, you know, and you say, "What is this all about?" You keep drinking and getting sick and throw up. But grown people do that.
Ergenseniz ve başınıza daha önce hiç gelmediyse, kusana kadar içmeyi anlarım da, yetişkinlerin hafta sonlarını bu şekilde geçirmelerini anlamıyorum.
Do you know what the penalty for animal cruelty is in this state?
Bu eyalette hayvan zulmünün cezası nedir biliyor musun sen?
This is something that could do both of us a world of good, if you know what I mean.
Ne demek istediğimi bilseydiniz bunun ikimize de faydası olurdu.