Do you know why you're here translate Turkish
170 parallel translation
- Do you know why you're here?
- Neden burada olduğunu biliyor musun?
Do you know why you're here, mr. Wordsworth?
Neden buradasınız biliyor musunuz, Bay Woodsworth?
Do you know why you're here, Douglas?
Neden burada olduğunu biliyor musun, Douglas?
Do you know why you're here?
Neden burada olduğunu biliyor musun?
Tell me, do you know why you're here at the Institute?
Bu klinikte neden bulunduğunuzu biliyor musunuz, Bay Cartwright?
Do you know why we're here? Of course.
- Neden burada olduğumuzu biliyor musun?
Leonard, do you know why you're here?
Leonard, neden burada olduğunu biliyor musun?
Finstock, do you know why you're here?
Finstock, ben niye buradayım, sen biliyor musun?
Do you know why they're keeping you here?
Romulanların seni neden burada tuttuğunu biliyor musun?
Do you know why you're here?
Niye burada olduğunu biliyor musun?
- Do you know why you're here? - Yeah, I do.
- Neden buradasın, biliyor musun?
Do you know why you're here?
Neden burada bulunduğunu biliyor musun?
They're lining up to get here, and do you know why, Jack?
Kuyruğa dizildiler.
Relax. Do you know why you're here?
Neden burada olduğunu biliyor musun?
Do you know why you're here? Well, sure. So I can meet Prince Alexandros.
Uzun bir hikaye, ama o burada ve kötü birşeyler olacağını söylüyor.
James, do you know why you're here?
James, niçin burada bulunduğunu biliyor musun?
Do you even know why you're here?
Belki de bilmiyordur?
I know why you're here and it has nothing to do with angels.
Neden burada olduğunu biliyorum ve bunun meleklerle hiç... -... ilgisi yok.
do you know why you're here?
Neden burada olduğunu biliyor musun?
- I can't do that. I don't even know why you're here.
Neden burada olduğunu bile bilmiyorum.
Do you know why you're here?
Neden buradasınız, biliyor musunuz?
Do you want to know why you're in here, Kevin?
Neden orda olduğunu öğrenmek istermisin Kevin?
Do you know why we're here today?
Çok yaşa Komün!
- Do you know why you're here? - Yeah.
- Bugün neden burada olduğunu biliyor musun?
Pooja... do you know why you're here?
Pooja, burada neden olduğunu biliyorsun değil mi?
Do you know why you're in here?
Burada bulunmanızın sebebini bilmiyor musunuz?
Now, Sophie, do you know why you're here?
Sophie, neden burada olduğunu biliyor musun?
Do you know why you're here, Shane?
Neden burda olduğunu biliyormusun Shane?
You know, champ, I don't mean to be... telling you what to do or anything, but... it's not considered polite to ask why we're here.
Sana nasıl davranacağını söylemek densizliğini yapmak istemem, şampiyon, ama burada bu soru hakaret olarak kabul edilir.
Do you know why you're here?
Neden burda oldugunuzu biliyormusunuz?
You don't happen to know why you're here, do you?
- Merhaba. Neden burada olduğumuzu, biliyor olamazsınız, değil mi?
Lizzy, you do know why we're here?
Lizzy, neden burada olduğumuzu gerçekten biliyor musun?
You do know why you're here, right?
Niye burada olduğunu biliyorsun, değil mi?
Now, do you know why you're here?
Şimdi.. neden burada olduğunuzu biliyor musunuz?
Carlos, do you know why you're here?
Carlos, buraya niye getirildiğini biliyor musun?
Do you know why you're here, faun?
Neden burada olduğunu biliyor musun?
I said... do you know why we're here?
Neden burada olduğumuzu biliyor musun dedim?
Do you know why we're here?
Niye geldiğimizi biliyor musun?
Do you know why we're here?
Neden geldiğimizi biliyor musun?
I do know a bit about why you're here, you know.
Buraya neden geldiğinle ilgili az da olsa bir fıkrim var.
- Do you know why you're here?
- Neden burada olduğunuzu biliyor musunuz?
Do you know why you're here, Evey Hammond?
Niçin burada olduğunuzu biliyor musunuz, Evey Hammond?
Do you know why we're here right now?
Şu an niye buradayız biliyor musun?
Mr. Krenshaw, do you know why you're here?
Mr. Krenshaw, Niçin burada olduğunuzu biliyor musunuz?
Do you know why you're here, Brittany?
Neden burada olduğunu biliyor musun Brittany?
Do you know why we're here?
Neden burada olduğumuzu biliyor musunuz?
Do you know why you're here?
Neden burada olduğunuzu biliyor musunuz?
You know why you're here. And I do, too. You're lucky, Sam.
Neden burada olduğunu biliyorsun ve ben de biliyorum.
Do you think His Lordship will know why we're waiting here?
Sence Lord buraya neden geldiğimizi biliyor mudur?
And you don't know why you're here, or what you do.
Sen burada neden olduğunu ve...,... ne yaptığını bilmiyorsun.
I know why you're here, and I know what you're supposed to do.
Neden burada olduğunu biliyorum, ve ne yapman gerektiğini de