Document translate Turkish
2,788 parallel translation
Put it all down on paper, prepare a document.
Bunu kağıda dök. Bir belge hazırla.
[Document of release of will]
Mirastan feragat dilekçesi
It is a document from the treasurer.
Haznedarın evrakı. İncelemek isterseniz buyurun.
Now, does it say anywhere on this document who designed this thing?
Bu tasarımların kime ait olduğu yazıyor mu hiç bir yerde?
This decree ensures that you don't have to sign every little document.
Bu kararname senin her türlü belgeyi imzalamak zorunda olmamanı garanti altına alıyor.
The custody document you signed last night.
Dün gece imzaladığınız vekalet belgesi.
The document merely affirms you are who you say you are.
Bu belge, siz kim olduğunuzu söylüyorsanız onu söylüyor.
They have customs document.
Belgeleri de var
You're here to document, you're not here to get involved.
Siz belgesel için buradasınız, işin içine girmek için değil.
Several hours ago, the Services issued a false document, the authorities won't have a true picture of the situation, which, instead, you will find in my report.
Birkaç saat önce Gizli Servis tarafından sahte bir evrak düzenlendi. Yetkililer durumun ehemmiyetinin farkında değil. Ama benim raporumda gerçekleri bulacaksınız.
It comes from an agency very close to the Secret Services, it's the document that launched the hoax, and was then picked up by the papers, stating that you were trained by the CIA.
Bu Gizli Servis'e çok yakın olan bir ajanstan geldi. Baştan dalga geçiyorlar durumla. Sonra bazı belgeler sunuyorlar.
That's what we're photographing ; that's what I've been up there trying to document.
İşte bu fotoğrafını çektiğimiz, buraya gelip, kanıtlamaya çalıştığımız şey.
He's a known document forger.
Tanınmış bir evrak sahtecisi.
He's a document forger.
Kendisi bir evrak sahtecisi.
This document will prove who is lying.
Bu belge kimin haklı olduğunu gösteriyor.
The document is ready to be signed, Supreme Leader.
Belgeler imzalanmaya hazır Paşam.
The document makes it clear that the local police, or headquarters thereof, made the request to Section 4B-4.
Belgeler, yerel polisin veya karargahın bu hususta 4B-4 biriminden talepte bulunduğu hakkında bilgi veriyor.
– We have to document this. – Okay.
Bunu belgelemeliyiz.
Go out there and document everybody that you see.
Dışarı çık ve gördüğün herkesi kayda geçir.
Don't document me.
Beni kayda almayın.
And I'm gonna continue to take the camera and I'm gonna document everything that I see here.
Kamerayı almaya devam edeceğim. Ve burada gördüğüm herşeyi kaydetmeye devam edeceğim.
Republicans are vey disappointed about what they've heard here today, but we will give this document serious consideration and stand ready to move the process forward.
Cumhuriyetçiler bugün burada duyduklarından son derece rahatsızlar fakat bu dokümana hak ettiği değeri verip aksiyon almak için hazır bekliyor olacaklar.
He was round your place the other afternoon lust after the document was signed.
Geçen gün belge imzalandıktan sonra evinin oradaydı.
The Brits are talking about a serious... A document of surrender.
- İngilizler bir belgeden bahsediyor...
Typed on a typewriter, kept in neat dated entries, the secret document was hoped to be a historical document in which truth would reside forever.
Daktiloda yazıp, tasnif ettiğimiz gizli belgelerin.. .. tarihi gerçekler olarak sonsuza kadar.. .. kalmasını umuyorduk.
- Here's that document you asked for.
- Buyurun, istediğiniz belge.
My approval document!
Tasdik belgem!
Widow Hawkins, this is a legal document.
Dul Hawkins, Bu yasal bir döküman,
I was in dad's office before I left tonight trying to find a document for tomorrow.
Babamın ofisindeydim
I provided a document...
Sağladığım belgelerle...
If you internalize this document, you should be able to field basic questions about the bailout.
Eğer bu belgeler geçerli olursa bu konuda sıradan bir sorgulama yapılabilir
I thought so too, but his statement listed as evidence the document has been removed.
Bende öyle düşünmüştüm ama ifadesi kayıtlara delil olarak geçmiş ve sonradan silinmiş.
And later in the day, he signed this document, relinquishing all trademark and ownership to Kurt's Amber in exchange for $ 30,000 in prize money.
Günün sonunda, bu belgeyi imzaladı 30 000 $'lık ödül karşılığında Kurt'ün Kehribarının marka ve sahipliğinden vazgeçen belgeyi.
That's this 400-page document?
- Bu 400 sayfalık bir döküman mı?
Take the 10 minutes and read the damn document.
Şu belgeyi okumak için kendinize 10 dakika verin.
I have been asked to take back a document... that you have of Mr. Cardinet, which would be a document... a notebook?
Bu arada Bay Cardinet'e ait bir doküman sende olabilirmiş. Onu geri almamı istediler. Bir doküman mı?
I'm trying, Carol, but a will is a legal document.
Deniyorum Carol, ama vasiyet yasal bir belgedir.
Did you get a chance to review and sign that document... I sent over to your apartment?
Evine gönderdiğim belgeye bakıp imzalama fırsatı buldun mu?
- Says who? - Says this document you gave me when you tried to abandon Ben first!
- Ben'i terk etmeye çalıştığında verdiğin bu evrak diyor!
Want me to love something, Ray, bring me something on Sanderson - a witness, a suppressed document, anything.
Bir şeyleri sevmemi istiyorsan, Ray, bana Sanderson davasıyla ilgili bir tanık, gizlenmiş bir belge ya da herhangi bir şey getirebilirsin.
This document is a plea reement.
Bu belge suçu ve cezayı kabul ettiğine dair belge.
They switched the document. - Who?
- Numaraları değiştirmişler.
So where is the document database...
Peki doküman veri tabanı nerede?
[quietly] I don't see how this document is relevant.
Bu belgenin konu ile alakası olduğunu sanmıyorum.
This document is the defendant's new novel.
- Bu belge zanlının yeni romanı.
This document is only half the battle.
Bu belge bize savaşın sadece yarısını kazandırır.
You thought this document would scare us? It doesn't.
Bu belgenin bizi korkutacağını mı düşündün?
Moxon was trying to leak me a document.
Moxon bana bilgi sızdırmaya çalışıyordu.
Why else is he going to leak a document to you?
Yoksa neden sana bilgi sızdırmaya çalışsın ki?
If he slipped me a document, he meant it to be secretive.
Bana bilgi sızdırmaya çalıştığına göre gizli bir şey olmalı.
- lt's a document of surrender.
Teslim olduğumuzun belgesi!