Dolly translate Turkish
1,599 parallel translation
Let me get in the dolly.
Sandalyeye oturayım.
Elephant hair, twine, dolly.
Fil kılı, ip, çekici.
If we find the person that took that dolly to the beach, we'll get some answers.
Eğer bu çekiciyi sahile götüren kişiyi bulursak, bazı cevaplar alırız.
Pulled a wool fiber off the hand grip of that dolly. Alsoumed it.
Çekicinin tutamacındaki yün lifi çıkardım ve inceledim.
We found your fingerprints on a dolly that we took from the elephant enclosure.
Filin çitinden aldığımız çekicide parmak izlerini bulduk.
That dolly ended up at the beach.
Çekici en son sahile gitmiş.
I use the dolly every day.
Çekiciyi hergün kullanıyorum.
Fiber on the left, from the dolly - wool.
Soldaki lif,... kaldıraçtan, yün.
Lukas Neiman may have been a great contortionist, but he wasn't skilled enough to shut the box, tie it up, dolly to Coney Island and throw himself into the ocean, no matter how flexible he was.
Lukas Neiman müthiş bir akrobat olabilir, ama ne kadar esnek olsa da kutuyu kapatıp,... bağlayıp, Coney Adasına götürüp, kendini okyanusa atacak yetenekte değildi.
We processed the box, the twine, the dolly.
Kutuyu, kılı, kaldıracı inceledik.
We found black wool fibers on the dolly that was used to take the box out to Coney Island.
Kutuyu Coney Adası'na götürmede kullanılan alette siyah yün ip bulduk.
Send fucking Dolly up, huh?
Dolly'yi yukarı gönder, olur mu?
Either Al got God or Dolly just stuck her thumb back up his ass.
Ya Al hidayete erdi ya da Dolly parmağını onun kıçına soktu.
Dolly!
Dolly!
- Toss it, Dolly.
- At Dolly.
- Where's fucking Dolly?
- Kahrolası Dolly nerede?
We've seen him after she did.
Dolly'den sonra onu gördük.
Dolly said she bled.
Dolly kanadığını söyledi.
- Stall. My dolly fell.
- Bebeğim düştü.
Now I don't think there's enough room to run a dolly in here.
Kızı koşturacak kadar yeterli oda yok.
Ralph stole this hand dolly from work.
Ralph işyerinden el arabası çalmış.
Because that dolly is stolen property.
Çünkü o el arabası çalınmış bir mal.
Randy's a big boy who is allowed to make his own decisions in life, and if that decision is to choose a fast ride in a parking lot on a stolen hand dolly over his own brother, then that's his pergovadid.
Rany kendi kararlarını verebilecek koca bir oğlan ve eğer o abisinin yerine, park yerinde el arabasıyla dolaşmayı seçiyorsa bu onun insiyetitinde.
No, the only time Charlie was ever in the closet was when he was a little boy trying on my hats and underwear belting out the entire score of Hello, Dolly!
Merak etme. Charlie dolaba bir kere girmişti ve daha küçük bir çocuktu. Şapkalarımı ve iç çamaşırlarımı denerken bir yandan da yüksek sesle "Hello, Dolly" müzikalini seslendiriyordu.
The janitor had a dolly accident last week moving the permanent records.
Hizmetli, geçen haftanın kayıtlarını taşırken, el arabasını çarpmış.
You want you to find this, because the finding of this finds you incapacitorially finding and / or locating in your discovering the detecting of a way to save your dolly belle, ol'what's-her-face.
Bunu bulmayı sen istiyorsun, çünkü bunu bulunca güzel bebeğini kurtarmanın bir yolunu bulacak ve / veya bunu keşfedeceksin. Anladın mı?
Will you sign my dolly?
Oyuncağımı imzalar mısın?
Dolly.
Dolly.
Dolly, it's Daddy.
Dolly, Baban geldi.
- Dolly, it " s so good.
- Dolly, çok iyi.
Hello, Dolly!
Merhaba Dolly!
The dolly.
Bebek.. Bebeği ver Norman
We can't do this on the dolly?
Kamera taşıyıcısında olmaz mı?
You want your dolly back, you big baby?
Bebeğini geri mi istiyorsun, koca bebek?
This is a man dressed like Dolly Parton.
Doğumdan sonra ayrıldığınız ikizin. Bu adam Dolly Parton kılığında.
You think I look like a guy dressed as Dolly Parton?
Sizce ben Dolly Parton kılığındaki bir herife mi benziyorum?
This is Dolly.
Bu Dolly.
He cloned a sheep 20 years before Dolly.
Dolly'den 20 yıl önce bir koyun klonlamış.
He cloned a sheep 20 years before Dolly.
Dolly'den 20 yıl önce bir koyun klonladılar.
She'd believe in anything if there was a dolly in it for her.
Sonunda elinde bir bebeği olacaksa her seye inanabilir.
drunk Dolly and Tracy [? ] pomiciavano and I saltavo above the table and I accarezzavano.
Shelly ve Tracy öpüşmeye başladı, ben masanın üstüne atladım, onlar beni yakaladılar.
- Aunt Dolly!
- Dolly Hala!
Oh, I've missed you, Aunt Dolly.
Seni özlemişim Dolly Hala.
- Morning, Dolly.
- Günaydın Dolly.
Aunt Dolly, I smell like a petunia.
Dolly Hala, petunya gibi kokuyorum.
Aunt Dolly, puberty crisis here.
Dolly Hala, burada ergenlik krizi geçiriyorum.
I don't know what to do, Aunt Dolly.
Ne yapacağımı bilmiyorum Dolly Hala.
Oh, good golly, Miss Dolly.
Hay Allah.
Uh, Aunt Dolly, I think your hair's ringing.
Dolly Hala, sanırım saçın çalıyor.
Oh, that's Aunt Dolly's.
Bu Dolly Hala'nın.
What part of the dolly is the "boo-boo"?
- Bebeğinin neresi ufu?