English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Domain

Domain translate Turkish

844 parallel translation
I have trespassed on your domain.
Senin diyarına izinsiz girdim.
You may find our domain rather strange.
Bu sebeple kaldığımız yer size garip gelebilir.
They're the exclusive domain of native women.
Buralar mahalleli kadınların özel mekânlarıdır.
I apologize for intruding on your domain, Mademoiselle Deluzy.
Dersinizi böldüğüm için özür dilerim Matmazel Deluzy.
Throughout the history of our land, our Sun God strangers centering their domain have ever sought to despoil Palmyrial treasures we dedicate to thy glory.
Ülkemizin, Güneş Tanrımızın tarihi boyunca yabancılar bir araya gelip senin yüce görkemine adadığımız Palmira hazinelerini yağmalamak için aradılar.
So restless that you forgot that no one is allowed to leave or enter our sacred domain?
Öyle bir heves ki, hiç kimsenin kutsal ülkemize giriş ya da çıkışına izin verilmediğini unuttun.
It's the only place in my domain where no one may enter.
Benim bölgemde kimsenin giremeyeceği tek yer.
His Grace Lebon, in his generosity, has given us the priory and the Saint Lazare domain.
Ekselansları Lebon, cömertliğiye, manastırı ve Saint Lazare arazisini bize tahsis etti.
His domain beyond the river is a veritable paradise.
Irmağın ardındaki meskeni tam bir cennet.
You have come to judge these intruders who seek to defile our domain?
Sahamızı kirletmeye çalışan bu davetsiz misafirleri yargılamaya mı geliyorsun?
Meanwhile I set out to make a more perfect discover of my domain.
Bu arada bölgeyi iyice araştırmaya başladım.
That is my own domain.
Orası benim özel alanım.
Then Warbonnet's actually public domain, is that it?
O zaman Warbonnet toprakları gerçekte, kesinlikle hazine arazisi, öyle değil mi?
" all such lands are hereby restored to public domain
"hazine arazisi olarak düzenlenmiştir,"
Warbonnet's public domain!
Warbonnet'arazisi kamulaştırıldı!
Is it nonsense that I cannot ride my own domain, without being murderously attacked.
Öldüresiye saldırılar olmadan, kendi ülkemde gezememem saçmalık.
The world is my domain, and my mission is to rule it and rebuild it.
Dünya benim mülküm benim görevimse, ona hükmetmek ve dünyayı yeniden kurmak.
He has done away with Darius, and made himself king of kings over all his domain.
Darius'u bertaraf etti, tüm mülkü üzerinde kendisini kralların kralı yaptı.
I just want to count the blessings... that this great domain has bestowed upon her humble son.
Bu büyük arazinin mütevazı evladına bahşettiği hayırlı şeyleri bir bir saymak istiyorum.
It's in the public domain.
Kamuya ait.
That's the edge of the Cyclopes'domain.
Orası Tepegözün arazisinin kenarı.
Every game takes place within the boundaries of its own spatial domain.
Her oyun kendi uzamsal alanının sınırları içinde meydana gelir.
What passes in our domain? Anything new? Nothing.
İmparatorluğumuzda yeni bir şey var mı?
I own this domain.
Burası bana ait.
For everyone knew that as long as Maleficent's domain, the Forbidden Mountains, thundered with her wrath and frustration, her evil prophecy had not yet been fulfilled.
Maleficent'in yaşadığı yer olan Yasak Dağ'ı bilenler için onun tüm öfkesini ve gazabını kustuğu kötü laneti henüz sona ermemişti.
In that domain, I'm second to none.
Tembellikte rakip tanımam.
- Master Bennosuke... pays a visit to the Kandabashi mansion of the Honorable Lord Doi to present fresh river trout from the Shirakawa River, which arrived from our domain.
00-Efendi Bennosuke bizim yöreden gelen ve Shirakawa Irmağı'ndan tutulmuş taze alabalıkları sunmak üzere Saygıdeğer Lord Doi'nin Kandabashi konağına ziyarette bulunur.
I subsequently left the domain and moved here to Edo, where I found shelter in a back-alley tenement.
Ben de akabinde mülkü terk edip Edo'ya arka sokaklarından birinde başımı sokacak kiralık bir ev bulduğum buraya taşındım.
Especially when His Lordship is away in his domain.
Özellikle de lord hazretleri kendi evinden uzaktayken.
Since Lord Iyi is at present away in his domain, Senior Counselor Saito conveyed your request to His Lordship's son, Bennosuke.
Lord Iyi şu an evinde olmadığından kıdemli danışman Saito isteğini lord hazretlerinin oğlu Bennosuke'ye götürdü.
How my master's house with its 498,000-koku domain was brought to ruin...
Efendimin, 498.000 kokuluk nüfuzuyla birlikte evinin yerle bir olması gibi.
When my master's house fell... we immediately left the domain and moved to Edo.
Efendimin hanedanlığı düşünce hemen ikametgahı terk edip Edo'ya taşınmıştık.
Master Tsugumo, the Sakakibara are a family with a domain of 110,000 koku.
Efendi Tsugumo Sakakibara'lar, 110.000 kokuluk nüfuzu olan bir aile.
It truly was a time of greater happiness than I'd ever known in the domain.
Evimiz gördüğü en büyük mutluluğu yaşıyorduk.
One of our explorers gonna extend our domain to the far shores of the Pacific. sir.
Gözüpek gezginlerimizden biri bölgemizi ta Pasifik kıyılarına kadar genişletecek desenize.
The boldest of these were the cattlemen, who seized the wide-open range for their own personal domain, and their law was the law of the hired gun.
İçlerinde en cesur olanlar sığır yetiştiricileriydi, onlar engin toprakları kendi yönetimlerine aldılar ve onların yasası kiralık silahşörlerin yasasıydı.
Antony has 10 more legions and all of the East for his domain.
Antony nüfuz alanına tüm Doğu'yu ve 10 lejyonu daha aldı.
Yes, the Khan has them dotted at regular intervals throughout his domain.
Evet, Han'ın konağının çevresinde düzenli aralıklarla bulunuyor.
Since then, I have travelled to every corner of his domain and beyond it.
O zamandan beri, onun ülkesinde ve çevresinde her köşeye gittim.
A parish priest in Lord Gilbert's domain, who is accused of debauching a young girl, has been seized by His Lordship's soldiers and dragged before the civil courts.
Bir genç kızı baştan çıkartmakla suçlanan... Lord Gilbert'in topraklarındaki bir mahalle papazı, lordun askerleri tarafından yakalandı ve... derhal sivil mahkemeye çıkarıldı.
We're near the Fukashi clan's domain.
Fukashi klanı'nın topraklarına yaklaştık.
'To protect the fens and marshes of a troubled corner of his domain,'the Duke sent a troop of warriors led by his most trusted knight,
.. en güvendiği şövalyelerinden olan Chrysagon de la Cruex yönetiminde..... bir grup savaşçısını bölgeye gönderdi.
Every creature who invades our domain... comes only to prey on us.
Tüm varlıklar bizim alanımıza saldırıyor... Bizden avlanmak için geliyorlar.
All this is your domain.
Tüm bunlar sizin etki alanınızda.
If our petition is refused, this shameless act of tyranny on the part of Masakata Matsudaira, lord of the Aizu domain, and his retainers shall be made known throughout Japan's 60 provinces.
Dilekçemiz reddedilirse, Aizu bölgesinin efendisi, Masakata Matsudaira ve onun yanında yer alarak bu utanç verici zorbalığa alet olan herkesin Japonya'nın 60 vilayetinde tanınması sağlanacaktır.
Those of Lord Masakata Matsudaira, ruler of the Aizu domain, Chamberlain Yanase, and Steward Takahashi.
Aizu bölgesinin yöneticisi Efendi Masakata Matsudaira'nın, saray nazırı Yanase'nin, ve vekilharç Takahashi'nin kellelerini.
You mean to pass from this domain without having either?
Bu bölgeyi iznin olmadan terketmeyi mi kastediyorsun?
Today, under the leadership of Attorney General Brooke the very mention of eminent domain no longer produces sentiments in the most conservative citizens verging on anarchy.
Bugün Avukat General Brooke'un liderliğinde istimlak dairesinin çokça anılmasına karşı anarşinin eşiğindeki tutucu vatandaşların daha fazla duygusallığına yer verilmeyecektir.
I like eminent domain.
İstimlâk dairesindeki görevimi seviyorum.
I haven't found anything to kid about since I left eminent domain.
İstimlak dairesinden ayrılalı beri şaka yapacak bir şey bulamıyorum.
- I guess he's just protecting his domain.
Bölgesini koruyor yalnızca.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]