Dome translate Turkish
1,887 parallel translation
In fact, if you ever go to Istanbul, put a piece of paper under the dome.
Doğrusu eğer İstanbul'a gidersen kubbenin altına bir parça kağıt koy.
Just go for a walk out into the main satellite dome here and show you what it looks like.
Buradaki ana uydu kubbesine gidelim ve size durumun nasıl olduğunu göstereyim.
Muslims have linked the Prophet Muhammad's night journey with the stone platform that houses the golden Dome of the Rock and the mosque at the southern end.
Muhammed'in gece yaptığı bu yolculuğu Kubbet-üs-Sahra'ya ve güney tarafındaki camiye ev sahipliği yapan taş tepe ile ilişkilendirdi.
Out of all the buildings in Jerusalem, the most beautiful to me is the Dome of the Rock.
Kudüs'teki tüm binalar içinde Kubbet-üs-Sahra benim için en güzeli.
The Dome of the Rock is actually built over a rock, which we call al-Sakhrah, where we believe Prophet Muhammad, peace be upon him, rose to the heaven and led all the prophets in prayer.
Kubbet-üs-Sahra, Muallak Taşı dediğimiz Hz. Muhammed'in ( S.A.V. ) gökyüzüne yükselip diğer peygamberlere namaz kıldırdığı yer olduğuna inanılan taşın üzerine inşa edimiştir.
Built 1, 300 years ago, the Dome of the Rock is among the oldest Islamic monuments in the world.
1300 yıl önce inşa edilen Kubbet-üs-Sahra Dünya'daki en eski İslami yapılardan biridir.
Today, the Dome of the Rock guards the ancient stone, where it is believed the Jebusites once worshipped, the temple stood, and the Prophet Muhammad ascended to heaven.
Bugün Kubbet-üs Sahra, bir zamanlar Yebûsîler'in ibadet ettiğine inanılan tapınağı ayakta tutan ve Hz. Muhammed'in gökyüzüne yükseldiği eskiden kalma taşı muhafaza ediyor.
Max, in his crib, laughing his head off at a moth going round and round inside the dome.
Max, lambanın içinde dolanan güveyi izlerken.. .. gülmekten mahvolmuş.
But we hit a salt dome.
Ama bir tuz domuna rastladık.
We were taking a wide route around the salt dome.
Tuz domunun etrafından geniş bir yol alıyorduk.
He had you going back into the salt dome.
Seni tuz domuna yönlendiriyor.
I thought you would have cleared the salt dome by now.
- Tuzu temizlersiniz diye düşünmüştüm.
We put one to the dome, you feel me?
Adamın kafasını uçururuz anladın mı?
Well, Elena said that they hit a salt dome.
Elena, tuz domuna rastladıklarını söyledi.
- Because we hit a salt dome.
- Çünkü tuz domuna rastladık.
- So, I heard they hit a salt dome.
- Tuz domuna rastlamışlar diye duydum.
Army Corps of Engineers'best guess puts the dome over Chester's Mill at roughly, uh, 20,000 feet...
Ordu İstihkâm Sınıfı'nın tahminine göre kubbe, Chester's Mill'in yaklaşık 6 km yukarısına kadar çıkıyor.
Did he just call it a dome?
Kubbe mi dedi?
So I suggest we find a way inside that dome.
O yüzden o kubbenin içine girmek için bir yol bulmayı öneriyorum.
And we're under way at the Empire Dome as the Hawks face off against the Washington Wolves.
Şimdi Empire Dome da Hawks ile Washington Wolves karşılaşmasını izliyoruz.
Flannel Dome's having a big sale.
Flannel Dome'da indirim varmış.
Is it really called the Teapot Dome scandal?
Tea Pot Dome skandalı mı demişler gerçekten?
Hey, why are... it's leaking out of the dome light.
Hey, neden tavan lambasından su sızıyor?
Is that thing really leaking water from the dome light?
Gerçekten tavan lambasından su mu sızıyor?
The rink I Moonlight Dome How did you think of this?
Moonlight Roller Dome mu? Nereden aklına esti bu?
At least, it used to be... until we were cut off from the rest of the world by a mysterious dome.
En azından öyleydi. Ta ki gizemli bir kubbe tarafından dünyayla iletişimimiz kesilene dek.
We don't know where it came from or why it's here, but now that we're all trapped under the dome together, none of our secrets are safe.
Nereden ya da neden geldiğini bilmiyoruz. Ama artık hepimiz Kubbe'nin altında mahsur olduğumuza göre hiçbir sırrımız güvende değil.
But we can confirm there is no radioactivity emanating from the dome.
Fakat Kubbe'den gelen herhangi bir radyoaktivite bulunmuyor.
Second time in 24 hours they called it a dome.
24 saat içinde ikinci kez kubbe dediler.
We're under a dome, Dodee.
Bir kubbenin altındayız Dodee.
Further tests reveal dome appears to be impervious to high energy lasers and all class-8 corrosive chemicals.
Son yapılan testlere göre Kubbe yüksek enerji lazerlere ve tüm a sınıfı aşındırıcı maddelere karşı dayanıklı.
We're under a dome.
- Bir kubbenin altındayız.
I have just learned that the barrier around Chester's Mill is being called a dome.
Az önce öğrendiğime göre Chester's Mill'in etrafındaki duvara kubbe deniyor.
This information appears to be coming from military sources positioned just outside Chester's Mill, just outside the dome.
Bu bilgi Chester's Mill'in hemen dışındaki askerî kaynaklardan geliyor. Kubbe'nin dışından.
Your only source of news from under the dome.
Kubbe'nin altındaki tek haber kaynağınız.
This dome thing, how big is it?
- Bu Kubbe ne kadar büyük?
We're under a dome?
- Bir kubbenin altında mıyız?
Huh? You don't know what this dome thing might do.
Bu Kubbe'nin ne yapabileceğini bilmiyorsun.
Additional reports suggest that the dome is not radioactive, but residents are advised to continue to keep a safe distance.
Raporlar, Kubbe'nin radyoaktif olmadığını gösteriyor. Fakat yine de güvenli bir mesafede durmanızı öneriyoruz.
Any machine touches that dome, you're fried.
- Kubbe'ye herhangi bir makina değerse kavrulursun.
Further tests reveal the dome appears to be impervious to high-energy laser.
Son yapılan testlere göre Kubbe yüksek enerji lazerlere karşı dayanıklı.
After exhaustive testing we are unable to determine the origin or the composition of the dome.
Detaylı testler sonucunda Kubbe'nin kökenini yahut alaşımını belirleyemedik.
That's the guy that saved the McAlister kid when the plane crashed in the dome.
Kubbe'deki uçak kazasında McAlister'ı kurtaran herif bu.
The dome's right there in Duke's backyard.
Kubbe Duke'ün bahçesinden geçiyor.
What is inside his evil, shiny dome, however, that is of interest.
Kötü, parlak kubbesinin içerisindekilerle yine de ilgileniyoruz.
And this is because you want to put a little space between you and the Teapot Dome business?
Galiba bu ziyaretinin sebebi Teapot Dome olayından biraz uzak kalmak.
At least, it used to be, until we were cut off from the rest of the world by a mysterious dome.
En azından öyleydi. Ta ki gizemli bir kubbe tarafından dünyayla iletişimimiz kesilene dek.
Dome ride was sick, bro.
Kubbe'den yaptığın hareket manyaktı.
The bullet just bounced off the dome.
Mermi Kubbe'den sekmiş.
I've gotta find out all I can about this dome.
Bu Kubbe hakkında bulabileceğim her şeyi bulmam gerek.
So what, with the entire Fire Department and half the police force stuck outside the dome - and now two officers dead...
Polisin yarısı ve bütün itfaiye dışarıda ve iki memur da kaybettiğinize göre...