English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't be long

Don't be long translate Turkish

1,063 parallel translation
Please don't be long, Dad.
Lütfen çok oyalanma, baba.
- Don't be long.
- Geç kalma.
Don't worry, he won't be long.
Endişelenmeyin, birazdan gelir.
Don't be long, Miss Annie.
Geç kalmayın Bayan Annie.
Well, don't be touchy, mate. Got a long voyage ahead, you know.
Alıngan olma arkadaş.Önümüzde uzun bir seyahat var, biliyorsun.
Don't be long!
Uzun sürmesin!
Don't be long, Leo.
Geç kalma Leo.
You won't believe this, but I didn't. You don't have any right to be angry not as long as that saltwater Tarzan's around.
O tuzlu su Tarzan'ı etraftayken kızmaya hakkın yok.
I don't think we'll be staying very long, doctor.
Çok uzun süre kalacağımızı sanmıyorum doktor.
Don't be too long.
- İyi. Uzun sürmesin.
And Bedford, don't be too long!
Ve Bedford, uzun sürmesin!
You don't milk her now, and she'll be... Mooin'all night long.
Eğer şimdi sağmazsan sonra bütün gece möleyecektir.
I ain't gonna be a distinguished friend of Signor Capone's very long if I don't get back to Miami prontissimo.
Eğer en kısa zamanda Miami'ye dönmezsem, çok uzun süre Sinyor Capone'nin seçkin bir dostu olarak kalamayacağım.
I don't know how long the others will take before they finish him off, but they'll be back. - l'll keep an eye on them.
Diğerlerinin onu bitirmeleri ne kadar sürer bilmiyorum, fakat geri geleceklerdir.
Well, don't worry - we won't be long.
Endişelenme - geç kalmayacağız.
Meredith. the blacksmith may be a long time. I don't- -
Meredith, nalbur belki de uzakta. Bilemiyorum...
I don't know how long I'll be in Boston, but I've got to reach my husband.
Boston'da ne kadar kalacağımı bilmiyorum, ama kocama ulaşmalıyım.
Don't be too long
Çok geç kalma.
Don't be long, Mother.
Uzun sürmesin, anne.
Don't be too long.
Uzun sürmesin.
I don't like to be always repeating myself but how long since I remarked that you are the loveliest woman I've ever known?
Aynı şeyleri tekrarlamaktan hoşlanmıyorum ama tanıdığım en şirin kadın olduğunu söylemeyeli ne kadar oldu?
if I talked to her... joan, don't be naive We have one alternative We decided that a long time ago
Eğer ben onunla konuşsaydım... Joan, saf olma. Bir tek seçeneğimiz var.
Don't be too long.
Uzun sürmesin ama.
Don't be away for so long
Çok uzun süre uzak kalma.
Don't be sad, it'll be a long time before they do that.
Üzülme, buna daha çok var.
It won't be long as I don't want to talk nonsense and my son-in-law knows a thing or two.
Gereksiz şeyler söyleyerek sizi sıkmak istemiyorum. Damadıma bir iki şey söylemek istiyorum.
Well, that's what I suggest because I don't know how long it's gonna be.
Ben de onu diyecektim çünkü ne kadar süreceğini bilmiyorum.
I don't know but I hope to be able to live long enough to see our friend on the rope.
Bilmiyorum, ama umarım arkadaşlarımızı ipte sallanırken görecek kadar uzun yaşarız.
"... sing a song, don't be long, thrill me to the marrow. "
"... sing a song, don't be long, thrill me to the marrow. "
Be angry with me if you like as long as you don't leave me.
Benden ayrılmadığın sürece istersen bana kızgın ol.
If they don't bother with you, and if we are willing to take you in young experts like you as long as you are willing to work here you will be treated well
Seni gözden çıkarmışlar işte, ama ben senin gibi adamlar isterim senin gibi genç ve yetenekli adamlar... Buralarda çok işime yarayabilir Çok para ve saygı kazanırsın
As long as you don't hurt me more than I like to be hurt I will do anything you ask.
Sen, benim istediğimden daha fazla canımı acıtmadıkça istediğin her şeyi yaparım.
Don't be too long.
Fazla gecikme.
Don't be long in there, all right?
İçeride çok kalma olur mu?
Don't be too long. I'll be waiting for you.
Çok uzun sürmesin. bekliyorum sizi.
Well, Arthur, I don't like to be critical, but that's more than a long shot.
Bak Arthur, yorum yapmak istemiyorum, ama bu uzak ihtimalden de öte bir şey.
We're a family, after all... and we need a place... where we can be alone, don't we? Harry can stay as long as he likes.
Her şeyden önce biz bir aileyiz ve bizim yalnız kalacağımız bir yerimiz olmalı, öyle değil mi?
Don't be long.
Gecikme.
I tell you, Ben, if I don't ever see another chicken again... as long as I live, it'll be too soon.
Ben, bak sana söylüyorum çok yakında tavuk görmekten kurtulacağım.
You might be... if you don't ride too long or too far.
Çok uzun süre binmeyecekseniz... ve çok uzaklara gitmeyecekseniz binebilirsiniz.
I don't think it will be long.
Yakında toparlanır.
Don't be of long face, my friend.
Dostum, suratını asma.
We don't know how long this quarantine will be in effect.
Karantinanın ne kadar süreceğini bilmiyoruz.
But I don't suppose it will be very long before you start work.
Ancak yakında bir işe girersin diye düşünüyorum.
It'll be all right as long as I don't have to wrangle that damn mule.
Şu lanet olası katırla boğuşmam gerekmese daha da iyi olacak.
Don't be long, Grandpa, I'm hungry.
Uzun sürmesin, büyükbaba.
Don't be long.
- Uzatmazsın.
But don't be gone long.
Ama geç kalma.
Don't be long, Harry.
Geç kalma, Harry.
- Don't be too long.
- Geç kalma.
- Don't be too long.
- Çok geç kalma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]