English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't call me that

Don't call me that translate Turkish

864 parallel translation
- Darling. - Don't call me that.
- Bana böyle hitap etme.
Don't you ever call me that again!
Bana bir daha asla böyle hitap etme!
Don't call me that confounded name.
Beni o kahrolası isimle çağırma.
- Don't call me by that name.
- Bana böyle seslenme.
Don't call me that, adrian.
Bana bu şekilde hitap etme Adrian.
Don't call me at that one.
Şundan aramayın.
One business, and that don't call for me to put 200 quid into another man's game.
200 pound yatırmam gereken bir işe girmem ben.
Don't you call me that.
Bir daha bunu söyleme.
I respect your pride in this little rat hole you call Tobruk, but don't insult my intelligence by telling me that if it stood in my way I couldn't crush it like that.
Beni de küçümseme. Tobruk denen şu küçük sıçan deliğinde durup yolumu kesiyor olsaydınız Sizi böcek gibi ezerdim.
- Don't call me that!
Bana saatten bahsetme!
- Don't you call me that
- Bana kontes deme.
Don't call me that or I'll rip your face off! Calm down.
Sana beni o şekilde çağırma dedim.
- You mustn't call me Maria! Don't call me that, do you understand?
- Maria. – Sana bana bir daha Maria deme demedim mi?
Don't ever call me names like that again - not ever.
Bir daha bana öyle seslenme, asla.
DON'T CALL ME THAT.
- Bana öyle deme.
And don't call me that again.
Bir daha da bana kiralık katil deme.
- Don't call me that!
- Bana öyle deme!
- Don't call me that.
- Öyle konuşma.
Don't call me that!
- Beni öyle çağırma!
And I don't like taking orders from people that call me boy and think because they give me a tip it makes up of whatever feeling - -.
Delikanlı diye çağırılıp emir verilmesinden nefret ediyorum. Niye, çünkü bana ufak bir bahşiş vermiş. O an neler hissediyorum bir bilsen.
Don't call me that, Noah.
Bana budala deme, Noah.
- Don't call me that.
- Bana öyle deme.
- Don't ever call me that again!
- Bir daha beni böyle çağırma!
Don't call me that. I've been trying to live it down.
Öyle söyleme, gizlemeye çalışıyorum.
Don't call me that.
Bana böyle deme.
Don't you ever call me that again.
Bu ismi bir daha duymak istemiyorum.
And you'll hear from me if you don't call! How's that?
Aramazsan canını yakarım ama!
You don't have no call to go yelling at me like that, Professor Kelp.
Bana böyle bağırmaya hakkınız yok Profesör Kelp.
Yes, that is exactly what I mean, and don't dare call me here again.
Evet, kastettiğim kesinlikle bu. Bir daha da beni buradan aramaya kalkışma.
Don't give me that old line of bull vicar, padre, whatever you like to call yourself.
O eski palavraları bırak rahip, peder, kendine ne diyorsan.
Don't you dare call me that again until I have looked it up!
- Ben anlamına bakmadan... -... beni bu şekilde çağırma.
- Don't call me that name.
- Beni o adla çağırma.
- I told you, don't call me that.
- Sana bana öyle deme demiştim.
Get up, and don't call me that now.
Kalk ayağa, önce iyileşmen lazım.
If my feet don't get cold and my legs will stay under me I aim to kill them. I don't call that a passion.
Ayaklarımın üzerine basabildiğim sürece onları öldürmeyi düşüneceğim.
I'll report to the judge tomorrow, old master. Don't call me that, remember.
Yarın dediğim gibi yargıca giderim, Efendim bana efendim dememelisin!
Each time I call you, I feel that you don't love me as much as I do love you.
Bu çok ciddi. Seni ne zaman arasam senin beni benim seni sevdiğim kadar sevmediğini hissediyorum.
Don't you ever call me that. Don't you ever say that to me.
Bir daha bana böyle seslenirsen yemin ederim seni öldürürüm kaltak, anladınmı?
They call me that because I don't have breasts or a big butt...
Öyle diyorlar çünkü ne koca göğüslerim, ne de güzel bir kıçım var.
Don't call me that, huh?
Bana böyle deme tamam mı?
Don't call me that, Paulie!
- Bana böyle deme, Paulie.
If there's ever anything that you need... don't call me.
Eğer ihtiyaç duyacağın herhangi bir şey olursa... beni arama.
Please don't call me that.
Lütfen bana "peder" deme.
- Don't call me that!
- Bana öyle konuşma!
Come on, sweetie. Don't call me that.
Bana öyle deme.
Come on. Don't call me that.
Hadi.
Don't call me that!
Bana öyle hitap etme!
I still don't think that's any reason to call me long distance and try -
Yine de o kadar uzaktan beni arayıp da...
- That's right. Don't call me "Father", you murdering pig.
Bana "peder" deme, domuz dölü.
And this is Doc Hopper sayin'that if Kermit the Frog don't stop right now and call me. And agree to be my national spokesman.
Ve Doc Hopper diyor ki, Kurbağa Kermit'i görürseniz beni arayın ve ulusal sözcüm olmayı kabul edin.
Don't you ever call me that.
Bir daha sakın bana, baba, deme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]