Don't say i didn't warn you translate Turkish
166 parallel translation
Well, don't say I didn't warn you.
Uyarmadım déme.
But when he nails your ears over the courthouse door don't say I didn't warn you.
Pekâlâ, seni mahkeme kapısına kulaklarından çivilediğinde sana haber vermedim deme.
Well, don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadığımı söyleyemezsin.
Take her if you want to... but don't say I didn't warn you.
İstiyorsan onu al... ama uyarmadın deme.
Very well. Don't say I didn't warn you.
Uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you.
Taksi! Pekâlâ.
Don't say I didn't warn you.
Sonra sakın, beni uyarmadı deme.
Don't say I didn't warn you.
sakın beni uyarmadın deme.
All right. Go ahead. But don't say I didn't warn you.
Tamam, devam edin ama sizi uyarmadığımı söylemeyin.
Don't say I didn't warn you!
Seni ikaz etmedim deme!
And don't say I didn't warn you.
Ben deli değilim!
Don't say I didn't warn you.
Sakın seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you.
Seni de uyardım işte, haberin var artık.
And don't say I didn't warn you.
Ve sakın seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you, okay?
Seni uyarmadım deme, tamam mı?
Don't say I didn't warn you!
Sakın uyarmadı deme.
- Don't say I didn't warn you.
- Uyarmadı demeyin.
Don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't try to warn you.
Uyarmadı deme sakın.
Well, don't say I didn't warn you.
Uyarmadı demeyin sonra.
Don't say I didn't warn you.
Uyarmadı deme.
Don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadığımı söyleyemezsin.
Don't say I didn't warn you.
Uyarmadı deme.
Don't say I didn't warn you.
Uyarmadın demeyin.
And don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you. "
Sonra uyarmadı demeyin. "
If they turn you into a toad, don't say I didn't warn you.
Eğer seni kurbağaya çevirirlerse, seni uyarmadığımı söyleme.
Then don't say I didn't warn you.
O zaman sizi uyarmadım demeyin.
Just don't say I didn't warn you.
Sadece uyarmadı deme.
If I hear anything, I'm outta here. Don't say I didn't warn you.
Bir şey olursa, buradan kaçarım.
Don't say I didn't warn you.
- Uyarmadı deme.
- It means don't say I didn't warn you.
Uyarmadın deme, demek.
And don't say I didn't warn you first!
Sonradan vay ben duymadım, vay beni ikaz etmediler demeyin!
Don't say I didn't warn you.
Uyarmadı deme sonra.
Don't say I didn't warn you.
Uyarmadı demeyin.
If you don't get it down now, don't say I didn't warn you.
Sonra sizi uyarmadığımı söylemeyin.
Don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadım deme.
But when you never wake up again, don't say I didn't warn you.
Ancak hiç uyanmadığın zaman geldiğinde, seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you!
Sonra uyarmadı deme!
Don't say I didn't warn you.
Sonra bana, beni uyarmamıştın, deme.
Well, don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadım deme sonra.
Quite honestly, I'm beginning to get annoyed, so don't say I didn't warn you.
Artık cidden kızmaya başladım. Sizi uyarmadığımı söylemeyin.
All right, but if all the good truffles are gone, don't say I didn't warn you.
Ama bütün iyi yer mantarı biterse, seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you.
Seni uyardım.
If I faint with the first sight of blood, don't say I didn't warn you.
Kan gördüğümde eğer bayılırsam, seni uyarmamıştım deme.
Don't say I didn't warn you.
Sonra seni uyarmadım deme.
Don't say I didn't warn you!
Seni uyarmadığımı söyleme sakın!
If the gates of hell do re-open, don't say I didn't warn you.
Ama eğer, cehennemin kapıları tekrar açılırsa, beni uyarmamıştın deme.
Well, don't say I didn't warn you.
Seni uyarmadığımı söyleme.
Don't say I didn't warn you.
Ama uyarmadı deme.
- Don't say I didn't warn you.
- Seni uyarmadığımı söyleme.