Don't tell me how to do my job translate Turkish
50 parallel translation
I may be a drunk, I may not be able to load my own gun, but don't tell me how to do my job.
Ayyaş olabilirim, kendi silahımı dolduramayabilirim ama bana işimi nasıl yapacağımı söyleme.
And don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme.
- Don't tell me how to do my goddam job!
- Lanet olası işimi nasıl yapacağımı söyleme bana!
Besides from that, don't tell me how to do my job, Mr Hansen.
Bunun dışında bana işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
Hey Marvin, don't tell me how to do my goddamn job!
İşimi öğretmeye kalkma.
Don't tell me how to do my job.
İşimi nasıI yapacağımı bana öğretmeyin!
I don't think you have the authority to tell me or anyone else in my unit how to do our job.
Bana veya ekibimdekilere, işimizi nasıl yapacağımızı anlatacak yetkiniz olduğunu sanmıyorum.
Don't tell me how to do my job.
İşimi nasıl yapacağımı bana öğretmeye kalkma!
Hey. Hey. Don't tell me how to do my job.
İşimi nasıl yapacağımı söyleme.
Don't tell me my job or how long to do it in.
Bana işimi nasıl ya da ne kadar zamanda yapacağımı söyleme.
- Then don't tell me how to do my job.
- O zaman benim işimi bana öğretme
- Don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı sakın anlatmaya kalkma.
- Don't tell me how to do my job.
Bana işimi öğretme. Başkan'dan yetki aldı Lynn.
I don't need you to tell me how to do my job.
İşimi nasıl yapacağımı bana söylemene gerek yok.
- Don't tell me how to do my job, Barbara.
- İşimi nasıl yapacağımı anlatma.
Don't tell me how to do my job!
Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme!
Ray : Look, Mr. Saltine, I don't tell you how to... threaten your blond kid, so why don't you go back over there to your sit-and-spin and let me do my job?
Bak, Bay Saltine, sana senin küçük sarışını nasıl korkutacağını söylemem, o yüzden neden s * ktirip gitmiyorsun ve... ve işimi yapmama izin vermiyorsun?
Please don't tell me how to do my job.
Lütfen işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
Please don't tell me how to do my job.
Lütfen bana işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
Don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıI yapacağımı söyleme.
Don't tell me how to do my job, you of all people.
Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme, hele de sen.
Don't tell me how to do my job!
Bana işimi nasıI yapacağımı söyleme!
- Don't tell me how to do my job.
Bana işimi öğretmeye kalkma.
No, you don't tell me how to do my job, sister.
Hayır, bana işimi öğretemezsin bacım!
Don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme.
Don't try to tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
Don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı anlatma!
I don't need the help of your... Shadow to tell me how to do my job.
İşimi nasıl yapacağını söylemek için sizin gölgenize ihtiyacım yok.
Why don't you not tell me how to do my job?
Pekâlâ, işimi nasıl yapmam gerektiğini söyler misin bana?
Hey, don't tell me how to do my job, okay?
- İşimi nasıl yapacağımı söyleme bana.
- Don't tell me how to do my job.
- İşimi nasıl yapacağımı bana söyleme.
Don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı anlatma.
And second of all, you're looking at the man who bent over backwards to spring that punk brother of yours, so before you come down here to my place of employment and tell me how to do my job, why don't you get off your ass and start doing yours?
İkincisi, şu anda senin o punk kardeşini kurtarmak için uğraşan adama bakıyorsun, o yüzden, iş yerime gelip, bana işimi nasıl yapacağımı söylemeden önce, neden kıçını kaldırıp kendi işini yapmıyorsun?
Don't tell me how to do my job.
- O senin için artık bir problem değil!
And I don't need some sheriff who's one month on the beat trying to tell me how to do my job.
Göreve geleli daha bir ay olan bir şeriften işimi nasıl yapacağımı öğrenecek değilim.
Don't tell me how to do my job.
Silahı var ve birini öldürecek. Bana işimi öğretme.
Hey, Matt, hey, don't tell me how to do my job.
Hey Matt, bana işimi öğretme.
But don't tell me how to do my job.
Ama bana işimi nasıl yapacağımı söyleme.
Don't tell me how to do my job, Captain!
Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme, Yüzbaşı!
- Don't tell me how to do my job.
- Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme.
Do me a favor. Don't get your panties in a twist over a preview, like some rookie... and don't tell me how to do my job.
Rica ediyorum acemiler gibi, bir ön gösterim için balataları sıyırma hemen.
You don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
Don't tell me how to do my job.
- Bana işimi nasıl yapacağımı söylemeyin.
You don't tell me how to do my job.
Bana işimi nasıl yapacağımı söylemiyorsun.
You don't have to tell me how to do my job, Vic.
Bana işimi öğretmene gerek yok Vic. Gözün kanıyor.
You don't have to tell me how to do my job, Vic.
Bana işimi öğretmene gerek yok Vic.
I don't need an ADA to tell me how to do my job.
İşimi nasıl yapacağımı söylemesi için bölge başsavcısına ihtiyacım yok.
Don't tell me how to do my job.
- Sakın bana işimi nasıl yapacağımı söyleme.