Don't worry about her translate Turkish

That way you don't have to worry about her not being included.

Böylece dâhil olmamasına endişelenmene gerek kalmaz.

Don't you worry about fattening her up.

Şişmanlaması konusunda endişelenme.

Don't worry your darling little head about it today of all days.

Endişelenme aşkının küçük kafası her zamankinden daha çok onu düşünüyor.

- You don't have to worry about her.

- Sen onu merak etme.

Don't worry about her.

Onun için endişe etme.

Don't worry about her.

Onu merak etme sen.

- Don't worry about her.

- Sen merak etme.

- Good. Don't worry about her.

- Bebekler gibi uyuyor.

Anyway, don't worry about it.

Her neyse, bunun için endişelenme.

- You're not alone? . - Don't worry about her.

- Yalnız değilsin anlaşılan.

You don't have to worry about her.

Merak etmen gerekmez.

But don't worry about losing her.

Ama, onu kaybedeceğim diye, korkmayın.

Don't worry about her.

Gigi'yi merak etme.

Don't worry about her.

Fakat endişelenmeyin.

I don't think Lora has anything to worry about as long as you're with her.

Sanmıyorum, Lora ile beraber olduğun sürece endişenlenmene gerek yok.

Don't worry about her

Onu dert etmeyin.

Oh, don't worry about her in there.

İçerideki kız için endişelenme.

Oh, you don't ever have to worry about her being angry - as long as you do your work well. - Yeah.

İşini iyi yaptığın sürece onun kızmasından endişelenme.

Don't worry yourselves about her.

Onun için endişelenmeyin.

Don't worry, you'll read about it in tomorrow's paper.

Merak etmeyin, yarın her şeyi gazetelerde okursunuz.

Don't worry about her, she'll do her best.

- Kafana takma sen, güzel olacak.

About the little one - don't worry, we'll feed her around here.

Köpek için endişelenme. Onu burada besleriz.

Don't worry about her.

Merak etme.

Don't worry about your daughter, nobody will come to take her away,

Kızın için endişelenme. Kimse onu götürmeye gelmeyecek.

Now, don't worry about the accounts at the office because things are going great.

Şirketteki işleri sakın kafana takma, çünkü her şey gayet iyi gidiyor.

I don't want her to worry about me.

Benim için endişelenmesini istemiyorum.

Don't you worry none about her.

Kızı merak etme.

- Don't worry about her.

- Onu kafana takma.

Don't worry, he knows all about you.

Merak etme, hakkında her şeyi biliyor.

Carlo, don't worry about her.

Carlo, onu dert etme.

Don't worry about it, Brian, I'll tell her, I'll tell her.

Meraklanma Brian, ben ona söylerim, ona söylerim.

Don't worry about her.

Onun hakkında endişelenme.

You don't need to worry about her.

Onun için endişe etmen gerekmiyor.

You don't have to worry about her.

Onu merak etmek zorunda değilsin.

Don't worry about her.

Onun için endişelenme.

Don't worry about her.

Onları boş ver.

Don't worry about them, they've agreed.

O konuda endişelenme, biz her şeyi ayarladık.

Sam, don't worry about a thing. lt's gonna be alright.

Sen de merak etme Sam. Her şey yoluna girecek.

Don't make me worry about you every time you're out of my sight.

Gözümün önünde olmadığın her an senin için endişelenmek istemiyorum.

- You don't want to worry about her.

Onun için endişelenmene gerek yok.

I can change her back. Don't worry about it.

Onu eski haline getirebilirim.

I don't worry about her.

Onun için endişelenmiyorum.

But don't worry about her.

Ama canını sıkma.

Don't you worry about anything, Everything's gonna be just fine,

Korkmayın, her şey yoluna girecek.

Don't worry about her, B.A. She's got her brother's killer.

Onu merak etme B.A. Kardeşinin katili elinde.

Don't worry so much about hurting her feelings.

Duygularını incitmekten o kadar korkma.

Oh, don't worry about it, Joe.

Oh, bu konuda endişelenme Joe. Sen her şey sipariş edebilirsin.

I don't want her to worry about you.

Seni merak etmesini istemem.

Come on, don't worry about her.

Sarhoş değilim. Hadi. Sen onu merak etme.

Make the lady comfortable, and don't worry about her, MacGyver.

Bayanı rahat ettirin ve onun hakkında endişelenmeyin, MacGyver.

Oh, don't worry about Mick. He can make a gourmet meal out of just about anything.

Merak etme, Mick her şeyden mükemmel yemek yaratabilir.