Don't worry about him translate Turkish

You even baked him a pie, and he said he was going to put on a good performance, so... you don't need to worry about him.

Ona turta pişirdin, o da iyi bir performans sergileyeceğini söyledi. Artık onun için endişelenmene gerek yok.

Don't worry about him.

Sen oğulların için endişe etmez misin?

So don't you worry about him, miss.

O yüzden onun için endişelenmeyin, Bayan.

Don't worry about him, Baron.

Endişelenmeyin, Baron.

Don't worry about him, he'll never know you were here.

Endişelenme, senin burada olduğunu duymayacak.

Don't worry about him.

Onu merak etme.

And don't worry about him, he has a Continental mind.

Onun için endişelenmeyin, çok Avrupalı bir kafası vardır.

- You worry about him a lot, don't you?

- Onun için çok endişeleniyorsun, değil mi?

Don't you worry about him.

Onun için endişelenme.

- Don't worry about him.

- Endişelenme.

But don't worry about him.

Ama onun için endişelenmeyin.

Write him my greetings and tell him don't worry about the brass.

Ona selamlarımı ilet ve levhayı kafasına takmamasını söyle.

- You don't have to worry about him.

- Onun için endişelenmenize gerek yok.

Don't worry about him.

Onun için endişelenme.

We don't have to worry about him.

Onun için endişelenmemize gerek yok.

- Don't you worry none about him.

- Onun için endişelenmiyor musun?

Aw, don't you worry none about him, honey.

tatlım. Onunla ilgileneceğim.

Don't worry about me, watch out for him!

Benim için endişe etme. Ona dikkat et.

Don't worry about him.

Merak etme.

We don't have to worry about him.

Onun için endişelenmeye gerek yok.

Don't worry about him - How is your sister getting along?

Aldırmayın Bayan Woodry, canınızı sıkmayın.

Don't worry about him

Onu sizin için buluruz.

Don't worry about him, he was the only man with sand enough to help me.

Onun için endişe etmeyin. o sadece bana yardım eden bir şahıs.

Don't worry about who feeds him?

Onu kim besliyor?

Don't worry about him, Frenchy'll get here.

Onu düşünmeyin, Frenchy buraya gelecektir.

Don't worry about him!

Sen onu merak etme!

Don't worry about him, I'll look after him.

Merak etmeyin, ona iyi bakarım.

Don't worry about him.

Ona aldırma.

- Don't worry about him.

- Onu merak etme.

Don't worry about him.

O adam için hiç endişe etme.

Don't worry about that. I'll take care of him.

Üzülme ben hallederim.

Don't worry about him.

Onun hakkında endişelenme.

- Don't worry about him.

- Onun için endişelenme.

Bring him without delay. Don't worry about my guests.

Konuklarım için endişelenme.

- You don't have to worry about him.

- Onun için endişelenme.

Don't worry about the flickering. We'll have him recharged.

Addams, Bu iki küçük canavarı bir daha asla evimde görmek istemiyorum!

Don't worry about him, Paul.

Onu merak etme Paul.

I don't know why I worry about him, he's the champion of our car club... and first in safety points too!

Neden endişeleniyorum ki... Otomobil kulübümüzün şampiyonu. Güvenlik puanlamasında da ilk sırada.

Don't worry about him.

Onun için endişe etme.

I don't worry about him.

Onun için endişelenmiyorum.

You don't have to worry about him.

- Hadi, ye. Onu merak etmene gerek yok.

Don't worry about him, Lily.

Onun için endişelenme.

Don't worry about him.

Endişelenme onun için.

Oh! Him. Don't worry about him.

O. Onun için endişelenme.

Don't worry too much about him, sir.

Onun için çok endişelenmeyin, efendim.

Don't you worry about him.

Sen onu merak etme.

Now, you don't have to worry about where you hit him.

Neresine sıkman gerektiğini dert etme.

- Don't worry about him.

- Merak etmeyin.

- Don't worry about him, Hughie.

- Endişe etme Hughie.

You don't have to worry about him.

Onu merak etme.

Don't worry about him. I can handle him.

Korkma, onunla başa çıkabilirim.