Don't worry about us translate Turkish

Now don't you worry about us.

Sen bizi merak etme.

Hey, mister, you don't have to worry about us.

- Hemen gidiyoruz, değil mi Ollie? - Kesinlikle.

You don't have to worry about us, though.

Sen merak etme.

Don't worry about that. They're putting us out of business.

Bizi işten çıkarıyorlar.

I don't want you to worry about us.

Endişelenmene gerek yok.

Don't worry about us.

Bizi merak etme.

Don't you worry about us.

Bizi merak etmeyin.

Don't worry about us. We'll make out all right.

- Bizim için endişelenmeyin.

Don't worry about us, worry about them.

Bizi merak etme, onlara bak.

Don't worry about us, Molly.

Bizi merak etme Molly.

Don't you worry about us.

Bizim için endişelenme.

Don't worry about anything that's behind us.

- Ardımızda olan hiçbir şey için tasalanma.

- Don't worry about us.

- Bizim için endişelenme.

Don't worry about us!

Bizi merak etme!

Don't worry about us

Bizi merak etmeyin.

- Thanks, but don't worry about us.

Sağ ol ama, sen bizi merak etme.

Don't worry about us.

Bizim için endişelenme.

- Don't worry about us.

- Bizi merak etme.

And don't you worry about us not having any money.

Paramız yok diye de sakın endişelenme.

Master Ling, don't worry about us

Üstad Ling, siz merak etmeyin!

I should have gone myself Don't worry about it! Ting Erh-ma'll inform us if anything happened

ama adamadan ses seda yok çok kötümser olmayın ses çıkmaması, illada kötü birşeyler olduğu anlamına gelmez belki de kendisi hallediyordur sizi rahatsız etmek istmiyordur gene de haber vermesi gerekir!

Don't you worry about us.

Bizim için endişelenmiyor musun?

I promise. And don't worry about us, Mademoiselle.

Bizim için endişelenmeyin, Mademoiselle.

Don't worry about us, no matter what happens to us, you must pass the rings to Mrs. Bai, can you do that?

Bizi merak etme, bize ne olursa olsun... bunu Bai hanıma götürmelisin, tamam mı? yapabilir misin?

We don't have to worry... about whether Captain Stillman wants to have us hung.

Yüzbaşı Stillman'ın bizi astırmak isteyip istemediğini dert etmemize gerek yok.

Don't worry about us.

Bizim için endişelenmeyin.

Don't worry about us, Lieutenant.

Bizim için endişelenme, Teğmenim.

Don't worry about us.

Bizim icin endiselenme.

Don't worry about us.

Bizi merak etmeyin.

you four better bourier be on your guard these rebels seem boarder than most don't worry about us we are ready for anything

Siz dördünüz hazırlı olsanız iyi olur. Bu asiler göründüğünden daha fazladır. Endişelenme...

Don't worry about us we'll manage here tonight.

Bizi merak etmeyin. Bu gece burada idare ederiz.

Don't worry. If I'm right about Linda being his portal, she's too far away for him to reach us.

- Endişelenme, eğer Linda'nın ruhun geçiş yolu olduğu konusunda haklıysam, ruhun bize erişemeyeceği kadar uzaktayız.

Listen, Mrs. bear, I know there are an awful lot of us here, so I just... don't you worry about it.

Dinleyin, Bayan Ayı. Biliyorum burada çok kişiyiz, bu yüzden - Bunun hiç düşünme.

First of all... please don't worry about us using old books for wrapping.

Öncelikle... lütfen eski kitapların paket kâğıdı olarak kullanılması konusunda endişelenmeyin.

No, don't worry about us!

Yo, bizim için endişelenme!

Don't worry about us.

Tamam. Bizi merak etmeyin.

Don't worry about it, she'll give us a signal.

Merak etme bize işaret verecektir.

- Don't worry about us.

- Bizim için endişelenmeyin.

" Don't worry about us.

"Bizim için üzülüp endişelenme."

Don't worry about us.

- Sen bizimi için endişelenme..

- Don't worry about us.

- Bunu yapmayacaktınız..

Look, you don't have to worry about us stealing anything anymore.

Bakın, artık bir şey çalacağız diye endişe etmenize gerek yok.

Don't worry about us.

Belki de bu tarafta bazı şeyler başlatabiliriz.

Don't worry about us.

Bize aldırış etmeyin. Burada yeniyiz.

Don't worry about us.

Bizi merak etme.

But, based on what you've told us I don't think you have anything to worry about.

Ancak endişelenmenizi gerektirecek bir sonuç çıkacağını sanmıyorum.

You don't have to worry about us any more.

Bizim için endişelenmene gerek yok artık.

- Don't worry about us. Just be careful.

- Bizim için endişelenme, sadece dikkatli ol.

Oh, don't worry about us.

Oh, Bizim için endişelenme.

Anyway, Peg, don't worry about it because it's turned out to be the greatest thing that happened to us.

Neyse şimdi, üzülmeyi boş ver. Bu, hayat boyunca başımıza gelen en güzel şey çünkü.

Don't worry about us, Gare.

Bizi merak etme Gare.