Don't you see translate Turkish
20,618 parallel translation
Still don't see why you just can't put yourself back in the race, Oliver.
Neden belediye başkanlığı yarışına katılmadığını anlayamıyorum Oliver.
Well, then why don't you just deliver the letter and see for yourself who this Gretchen Mercer is?
Bu hâlde bir mektup teslim etmeye gidip şu Gretchen Mercer'ın kim olduğuna baksana?
Maybe I'll see you later when you don't have that name tag on.
Belki seni daha sonra o isimliği takmaman gerektiği zaman görürüm.
No, Peter, don't you see?
Görmüyor musun?
Oh, no, no, see,'cause if I go to the gate, he's going to wake up, and trust me, you don't want me to wake him up before the end of his nap.
Hayır olmaz, bak,'çünkü eğer o kapıyı gidersem uykusundan uyanır. ... ve güven bana, şekerlemesi kendi sona ermeden onu uyandırmak istemezsin.
- You don't need to see the rest.
- Gerisini görmene gerek yok.
You just... you treat her right,'cause I don't wanna see you losing her to some other man.
Sen ona doğru olanı yapıyorsun. Çünkü onu başka bir adama kaybettiğini görmek istemiyorum.
We're better off, in case you don't see that.
Bilmemen ikimiz için de daha iyi.
Why don't you join hands when you can see them?
Sen görebiliyorsun, sen de ellerini kaldırıp yalvarsana.
So you don't see the Primaries anymore?
Artık Önemlileri görmüyor musun?
You might wonder why I don't see other women after mom...
Annenden sonra niye başka kadınlarla görüşmediğimi merak ediyorsundur...
Why don't you come to le mans and start the race and we'll see if we can't win it for you.
Neden le men'lere gelip yarışa başlamıyorsun Ve biz sizin için kazanamayacağımızızı göreceğiz.
Now I don't wanna see you again!
Artık seni görmek istemiyorum.
See, you're fine stealing from other people, but when it happens to you, you don't like it.
Gördün mü, sen başkasından çalarken hoş ama başına gelince hiç hoş olmuyor.
Don't think some crap you see on the Internet or how other people tell you things are is...
İnternette gördüğün bazı zırvalıkları düşünme ya da diğer insanların bu konuda ne söylediklerini...
You don't see Him?
O'nu görmüyor musunuz?
Go see for yourself if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız, kendiniz bakın.
Don't you see, Lenny?
Anlamıyor musun, Lenny?
If you don't come, how will you see how I live... where I live... and more importantly with whom I live?
Eğer gelmezsen, Nereden bileceksin ben ne yapıyorum nasıl yaşıyorum... Nerede yaşıyorum...
I have value, and even though you don't see it, they do.
Benim bir değerim var sen görmesen bile onlar görüyor.
You see, I don't want to go over my life again.
Açıkçası ben hayatımı tekrardan yaşamak istemiyorum.
Look at me and tell me you don't see it.
Gözlerime bak ve böyle olmadığını söyle.
You see, out here... folks don't take too kindly to outsiders.
Gördüğün gibi, burada halk, yabancıları pek hoş karşılamaz.
You see, there's not much I don't know about when it comes to Goldstone.
Gördüğünüz gibi, konu Goldstone olunca benim bilmediğim bir şey yoktur.
I don't know what's more surprising... you saving my ass today or wanting to see me afterwards.
I daha şaşırtıcı bilmiyorum. Eğer bugün kıçımı kaydetme veya sonradan beni görmek isteyen.
If you have some sick rivalry with Klaus, then you guys can compete to see who's most miserable, but you don't have to hurt Cami.
Eğer Klaus ile saçma bir rekabet içine girdiysen.. .. hanginizin daha acınası olduğunu görmeye çalış.. .. ama Cami'ye zarar vermek zorunda değilsin.
You don't see what the rest of us do.
Geri kalanımızın gördüğü şeyi görmüyorsun.
You think I don't see that?
Fark etmediğimi mi sanıyorsun?
Take one rejection after another? We'll see how you react when you don't get into LaGuardia!
Peş peşe reddedilip LaGuardia'ya alınmayınca nasıl tepki vereceğini göreceğiz.
I don't want to see you ever again.
Seni bir daha görmek istemiyorum.
I'm sorry, I don't see you running from it.
Üzgünüm, ondan kurtulmaya çalıştığını pek göremiyorum da.
I don't see why, given what happened to us, you come up with all this.
Niye böyle yapıyorsun anlamıyorum, başımıza gelenleri bildiğin halde... -... senin konuştuğun şeylere bak.
Don't you dare see Eliza again, understood?
Sakın bir daha Eliza'nın karşısına çıkayım deme, anladın mı?
Don't worry, they can't see you. Ready?
Ayrıca endişelenme, onlar seni göremiyor.
We're just doing our job, don't you see?
- Biz sadece işimizi yapıyoruz.
Don't you see that?
Görmüyor musun?
You don't want to see this.
Bunu görmek istemezsin.
Don't be so disappointed if you don't see Captain Jang today.
Bugün Yüzbaşı Jang'ı göremezseniz hayal kırıklığına uğramayın.
You see, when I picture this, I don't see Chinese.
Kendim betimlediğimde, Çinli göremiyorum çünkü.
You don't cooperate with us, it doesn't matter if I help you figure out who killed your family, you will never see justice.
Bize yardımcı olmuyorsun aileni kimin öldürdüğünü öğrensen bile önemli değil adaleti asla göremeyeceksin.
I don't wanna ever see you again.
Seni tekrar görmek istemiyorum.
- I have something... that I need you to see. - No, I don't want it.
- Hayır, istemiyorum.
I hope you don't mind, but I thought I'd see if I could interest you in a lunch date.
Seninle öğle yemeğine çıkalım diyordum, umarım sorun olmaz.
You don't honestly think I'd let you go away with my best serving dish if I didn't think I'd see you again, do you?
Seni tekrar göremeyeceğimi düşünseydim en güzel servis tabağımla gitmene izin verir miydim sence?
Unbelievable. You see what I'm dealing with now, don't you?
Nelerle uğraştığımı artık anlıyorsun, değil mi?
I don't see anybody else backing you up.
Sana arka çıkacak başka birini göremiyorum.
Why don't you come closer, so I can see you? No.
- Biraz yaklaşsan da seni görsem?
Andy, why don't you try to locate Mr. Fisher and see how he's adjusting to life after prison?
Andy, neden Bay Fisher'ın yerini bulmaya çalışmıyorsun? Bak bakalım hapis sonrası hayata nasıl ayak uyduruyor.
Yeah, Sykes, firearms Francine seems to always let you cut in line, so why don't you take that Beretta downtown and, uh, see if it matches up?
Evet, Sykes, Balistikçi Francine görünüşe göre sıranın önüne geçmene hep izin veriyor. Neden o Beretta'yı merkeze götürüp, eşleşiyor mu diye bakmıyorsun?
Don't you want to see Sharon Beck where she can't hurt your son again?
- Sharon Beck'in oğlunuza tekrar zarar veremeyeceği bir yerde olduğunu görmek istemez misiniz?
Fight with honor and you will find glory. - Zeno, if we don't see you again, good luck getting your freedom.
zaferi bulacaksınız. iyi şanslar.
don't you see that 70
don't you see it 40
don't you see what's happening 30
don't you see what this means 19
don't you 9508
don't you dare 523
don't you worry 668
don't you ever 59
don't you agree 326
don't you like it 136
don't you see it 40
don't you see what's happening 30
don't you see what this means 19
don't you 9508
don't you dare 523
don't you worry 668
don't you ever 59
don't you agree 326
don't you like it 136
don't you understand 702
don't you worry about it 53
don't you remember me 90
don't you think so 212
don't you know 365
don't you trust me 129
don't you think 3078
don't you know it 19
don't you remember 435
don't you touch me 102
don't you worry about it 53
don't you remember me 90
don't you think so 212
don't you know 365
don't you trust me 129
don't you think 3078
don't you know it 19
don't you remember 435
don't you touch me 102