English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Doting

Doting translate Turkish

102 parallel translation
To Klara, from her doting papa.
Klara'ya, ona düşkün babasından.
You were the widower kite, doting so on your child in every aspect of his upbringing, that lo and behold, the child grew not into a kite but a magnificent young hawk.
Çocuğunun gelişimine her yönden destek çıkan onun üzerine titreyen dul bir çaylak kuşuydun sonra ne olsa beğenirsin çocuk, çaylak kuşu olmakla kalmadı, harika bir genç atmacaya dönüştü.
- For doting, not for loving.
- Sevdiğin için değil, ona tapındığın için.
And an affectionate, doting mother who was 29.
Ve onu çok şımartan, ilgilenen bir annesi vardı. O da 29 yaşındaydı.
James Clerk Maxwell was born into a world of wealth and privilege, an only child of doting middle-aged parents.
James Clerk Maxwell, zengin ve itibarlı bir çevrede üzerine titreyen orta yaşlı bir anne babanın tek çocuğu olarak dünyaya gelmişti.
During that time I suppose I became the typical doting Jewish grandmother.
O süreçte sanırım tipik, sevecen bir Yahudi ninesi oldum çıktım.
Some people said I was trying to make up For not having been a doting Jewish mother to my own children.
Bazıları, kendi çocuklarıma karşı sevecen bir anne olamadığım için bunu telafi etmeye çalıştığımı söylemişti.
Generous, doting... or were they?
Cömert değildiler ve çocukları ile ilgilenmezlerdi?
Nor doting on a boy of 25.
Ne de 25 yaşında bir oğlana düşkün şekilde.
That would be your doting husband now.
Sevgili kocanız olmalı bu.
Do you realize going off to college means no more... well-meaning but totally smothering, overprotective, doting, ah-yucking dads?
Üniversiteye gitmenin iyi niyetli ama tam anlamıyla bunaltıcı, aşırı titiz sıkıcı babalardan kurtulmak demek olduğunun farkında mısın?
- She was doting on Vicky. - Yes.
- Vicky ile çok ilgiliydi
I'd see them preening like Jezebel, doting over their pretty hair.
Onları Jezebel ( İncilde geçen, kötülük yapmış bir kadın ) gibi güzel saçlarını tararken görüyordum.
In exchange for a neat and tidy divorce, all I have to do is play the doting husband at some social functions for a few weeks.
Hızlı ve temiz bir boşanma karşılığında birkaç hafta süreyle sosyal faaliyetlere katılan sadık koca rolü oynayacağım.
I'm such a doting father!
Babalık işte, n'parsın?
His own sweet, doting Aunt Helen!
Sevgili şeker halası Helen!
Some people weren't meant to have the Rockwellian porch with the house, the two-car garage, the golden retriever and the doting mom and dad.
Bazı insanlar bir balkon, ev, iki arabalık garaj, köpek ve anne ve babasını sevmek zorunda değil.
A doting wife who takes care of my every need, if you know what I mean.
Ne demek istediğimi anlıyorsan, her ihtiyacımı karşılayan, önem veren çilli bir eş.
She's beautiful, doting, everything a guy should want.
Güzel, bana düşkün, onda bir erkeğin istemesi gereken her şey var.
What is with mothers doting on their children?
Çocuklarını besleyen annelerin nesi var böyle?
I didn't know him very well, but I certainly recognized his doting infatuation.
Onu pek tanımazdım... ama delicesine aşkını biliyordum.
Because I gotta tell ya, when I look at these photographs... I don't see a doting husband or a loving father.
Çünkü şunu sana söylemeliyim ki, bu fotoğraflara baktığımda hiç de ailesine düşkün bir koca veya sevecen bir baba görmüyorum.
You've always been so sweet, so adorable, two doting mothers, well, who would've guessed it was a big fucking lie!
Sürekli tatlı, sevimli, birbirine düşkün iki anne gibi davranıyordunuz. Hepsinin bir yalan olduğunu kim tahmin ederdi?
Natural light frames his handsome, weathered face as he passes sage advice to his doting daughter.
Doğuştan yakışıklı, makyajlı yüzüyle kızına tavsiyelerde bulunuyor.
Did your mother hover over you, snaggle-toothed and doting, as you now hover over me?
Çürük dişli annen de böyle senin başından ayrılmazmıydı? Üzerime titrediği gibi, üzerine titrermiydi?
Let him meet Zach, play the doting grandfather...
Zach'le görüşmesine izin verelim. Bırakalım "ilgili büyük baba" yı oynasın.
You father was a great war hero, your mother the doting housewife.
Baban, bir savaş kahramanı annense ona tapan ev hanımıydı.
The victim, Michael Kenworthy, a doting grandfather, a retired parole officer.
Kurban, Michael Kenworthy, Torunlarına düşkün bir büyükbaba, Emekli bir şartlı tahliye görevlisi.
I guess I'm gonna be that... doting aunt that still looks great in her bikini.
Bikiniyle süper görünen bir teyze olacağım işte.
Dearly beloved, we are gathered here today to mourn the passing of a devoted husband, a loving father, a doting grandfather and loyal friend.
Sevgili dostlar, bugün burada sadık bir eş, sevgili bir baba, torunlarına düşkün bir dede ve de vefakar bir arkadaşın yasını tutmak için toplanmış bulunuyoruz.
Ah, doting mom.
Tamam ana kuzusu.
I was just surprised, because she was such a doting mother.
Hayır.Açıkçası şaşırdım çünkü onun üzerine çok titrerdi
You thieve my brains, consider me your toy, my doting Doctor tells me I am not!
Aklımı çalıp, bana oyuncağınız gözüyle bakarsınız benim tutkun Doktor'um öyle olmadığımı söyler!
I've been kind of doting on it, giving it a little extra TLC, and it just... just gets bigger and... bigger...
Ben onun üzerine titriyorum, daha fazla ilgileniyorum,..... ve o da sadece gittikçe büyüyor ve büyüyor...
The victim is the doting father of two boys a loving husband of 22 years and a devoted son.
Kurban iki erkek çocuk babası. * 136 ISI LAMBASI * 22 yıllık sadık bir koca.
I can pretend to be the doting fiancé.
Sevecen bir nişanlı rolü yapabilirim.
Sayaka, if you overdo the doting wife he won't like it.
Sayaka, onu bu kadar sıkboğaz etmenden hoşlanmıyor.
Doting wife, doting wife!
Sıkboğaz, sıkboğaz!
If I had your background and doting parents I would've become an international sensation already
Sendeki geçmiş ve aile bende olsaydı şimdiye kadar uluslararası sansasyon yaratmıştım.
And as for the Saints'doting fans, fuck them!
Azizlerin destekçilerine gelince sikeyim onları!
- And, yeah, watching you doting over Archer and he was unable to get oxygen into his lungs.
Resim çizmem gerekiyor mu? Boşandık, tamam mı? Mutlu bir şekilde boşandık.
The loving father. The doting mother. The protected child.
Sevecen bir baba, evladına düşkün bir anne, kol kanat gerilen bir çocuk.
Stop doting on me.
Üstüme böyle titremeyi kes.
Doting.
Çok severlerdi.
With Pietros his ever doting wife?
Bir de ona tapan karısı Pietros'la?
We are here today to celebrate the life of Clark Henlen, a beloved husband, a doting father, a trusted colleague, and a dear friend to many.
Bugün buraya Clark Henlen'ın hayatını kutlamaya geldik. İyi bir koca, sevgi dolu bir baba, güvenilir bir iş arkadaşı ve sevilen bir arkadaş.
Or maybe I'm just doting
Ya da belki sadece benim gözümde öyle.
You're just doting on her
Ona çok düşkünsün.
I don't need people helping me do normal things and doting over me.
İnsanların normal şeyler yapmama yardım etmesine ve üstüme düşmesine ihtiyacım yok.
You seem like a smart guy, doting dad.
Akıllı birine benziyorsun, kızına düşkün baba.
How ugly and pathetic doting parents can be.
Neyi gördüler? Nasıl zavallı ve kötü ebeveynler olabileceğinizi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]