Dough translate Turkish
2,310 parallel translation
You don't want to wind up spinning dough at that fucking pizza place again, do you?
Tekrar o pizzacıda çalışmayı istemiyorsun değil mi?
Take our stuff, sell it, keep the dough.
Eşyalarımızı al, onları sat, parayı sakla.
There's nothing in here but ice cream, candy bars, cookie dough, canned frosting.
Burada sadece dondurma, çikolata, kurabiye hamuru,.. ... konserve şekerleme var.
Some Toll House cookie dough.
Kurabiye hamuru.
I even have raw cookie dough, for God's sake.
Çiğ kurabiye hamurum bile var.
Next. Dough beater.
Sıradaki.
That's a lot of dough.
Bu çok fazla bir para.
But, Monk, you and I have put enough rich people in jail to know that a lot of dough is never enough.
Ama, Monk, Biz, fazla para ile yetinmeyen bir çok zengini hapse gönderdik.
Yeah? I spent a lot of dough.
- Bayağı bir para bayıldım o hediye için.
Lot of dough.
Vay canına.
Yeah, if "okay" is like heels that are killing me, and I'm about five minutes from going home and bingeing on cookie dough.
Evet, iyi dediğin canımı yakan topuklar, kaburgalarıma batan korse ve eve gidip kurabiye sefası çekmeme beş dakika kalmış olmasıysa, evet iyiyim.
And there better be cookie dough.
Ve evde kurabiye hamuru olsa iyi olur.
Gay-o, it's okay-o. Tie the knot and spend all your dough gay-o, come stay-o visit our web site for further info.
Geylik, yok bi'anormallik.Evlenin ve bütün paranızı harcayın.
But I'll take your dough, anyway.
Ama paranı yine de alacağım.
"Where's my dough?" To human fly...
- "Param nerede?" - "Sineğe."
Hence, no dough.
"Dolayısıyla, para yok."
We can still write a masterpiece and win that dough.
Şu an bile bir şaheser yaratabiliriz.
White dough.
Beyaz hamur.
How much dough you got?
Ne kadar mangırın var?
DeWitt never spoke the entire trial, never coughing up the dough even after damning character testimony from some of his girls including one Katherine Lake, formerly of Sioux Falls, South Dakota, and looking to go straight.
DeWitt mahkeme boyunca hiç konuşmadı, hatta kızlarından bazıları karakter testini... mahkemeye delil olarak sunmalarına rağmen ağzını bıçak açmadı. Kızların içinde Katherine Lake de vardı... eski Güney Dakotalı, Sioux Falls'tan, ve artık hayatına çeki düzen vermek istiyor.
- B - we get out of the swamp, make our drop and collect our dough.
- B - bataklıktan çıkarız, malları bırakıp paramızı alırız.
money is money... so, the Soderbergs took the dough.
para paradır... böylece, Soderbergler parayı aldılar.
I just moved down here from Detroit. My brother, he hooked me up with this touristy gig, told me I could make a ton of dough, so I say try it out.
Kardeşim beni bu turistik işe yazdırdı bana çok para kazanabileceğimi söyledi ben de deneyeyim dedim.
You must be really raking in the dough, son.
Cukkayı iyi dolduruyor olmalısın evlat.
You need some dough?
Paraya ihtiyacın var mı?
Like she needs the dough.
İhtiyacı varmış gibi.
Let me get a Wizard Of Odds and two Dough-In-A-Rows.
Bana bir tane Gariplikler Büyücüsü iki tane de topkek
I'm gonna have myself a gallon of cookie-dough ice cream... with a nice big chocolate chip cookie on top.
Evet. Ben daha iyisini yapacağım. Kendime bir galon kurabiye parçacıklı dondurma alacağım... üstüne de kocaman bir çikolata parçacıklı kurabiye koyacağım.
- I'm gonna dip it in the cookie dough...
- Onu kurabiye hamuruna batırıp...
Ash, a gallon of cookie-dough ice cream.
Ash, bir galon kurabiye parçacıklı dondurma.
Life's complex for pretty people with dough.
Hayat benim gibi insanlar için çok karmaşık.
Who's got dough?
Kimde para var?
I need that dough.
O hamura ihtiyacım var.
Where did that big ball of dough go?
Hamur nereye gitti?
Four individuals hold up a van like pros but leave the dough.
Dört kişi bir minibüsü profesyoneller gibi soymuş, ama parayı bırakmış.
Counting his dough in there was better than...
Tüm parasını bu defterde hesaplamanın...
Well, we're talking some serious dough for those.
Bunlar iyi para eder.
She'll deal with the devil To earn some dough
Yapacak şeytanla anlaşma Kazanmak için biraz para
You'll even earn more dough.
Çok daha fazla kazanacaksın.
I'd earn a lot more dough working directly with Dabé.
Doğrudan Dabé'yle çalışıp daha çok kazanırdım.
We can fence it for some dough!
Bunu paraya çevirebiliriz!
Everybody would have dough.
Herkezin mangiri olurdu.
Lots of dough, good idea!
Cok fazla mangir, iyi fikir.
Day and night, my machines working, churning out the dough.
gunduz ve gece aracim calisiyor, mangiri uretiyor.
If I was president... everybody would have everything! Everybody would have dough.
Eger baskan olsaydim herkez herseye sahip olurdu herkezin mangiri olurdu
Cough up the dough!
Yuttuğunu çıkar!
That's what I thought, but she gave me some dough.
Ben de öyle sanıyordum, ama bana biraz para verdi.
Mr. R ikiwas probably amillionaire, because he was swimming in dough.
Bay Riki bir çeşit milyoner olmalıydı, çünkü para içinde yüzüyordu.
That's our new festival food, unfried dough.
Yeni festival yemeğimiz. Çiğ hamur.
She say anything in that book about all that dough we found under her floor?
Kadın zeminde bulduğumuz mangırlar hakkında hiç bir şey söylemiyor mu?
I put the dough in your account.
Parayı İsviçre'deki hesabına yatırdım.