Drugged translate Turkish
1,605 parallel translation
I thought this might happen, so I brought the best weapon to operate while drugged :
Bunun olabileceğini tahmin etmiştim, o yüzden uyuşukken en rahat kullanılan silahı getirdim :
She drugged me to keep me helpless so she could move in...
Sonra beni ilaçladı ve istediğini yapmaya başladı.
He's a drugged-up, good-for-nothing waster.
O bir müptela ve işe yaramaz bir aylak.
He kidnapped me! He drugged me!
Beni kaçırdı, bana ilaç verdi!
I'm guessing, when you drugged him, you didn't catch him and ease him to the floor.
Onu uyuşturduğun zaman yere düşerken onu tutmamışsındır sanırım.
Are you suggesting someone broke into her house, drugged her, and hung her from the ceiling?
Eve zorla giren birinin kıza uyuşturucu verip sonra da astığını mı düşünüyorsun?
And you'd be heavily drugged.
Ve aşırı derecede ilaç etkisinde olacaksın.
It seems he was drugged with the same substance as Mark Young.
Mark Young'da bulunan ilacın aynısı verilmiş gibi görünüyor.
It was sad seeing Raynard all drugged up but after trying to help him fit in, I had to agree that he just didn't belong in the normal world.
Raynard'ın o kadar ilaç aldıktan sonraki halini görmek üzücüydü. Ama uyum sağlaması için onca uğraştıktan sonra normal dünyaya ait olmadığını anladım.
He was the one we drugged the other night.
Geçen gece içkisine ilaç koyduğumuz adam.
I must have been drugged or something.
Bana ilaç falan vermiş olmalılar.
You tell us the truth about being drugged and then you lie about everything else.
İlaç verilmesiyle ilgili doğru söyledin ama diğer her şeyle ilgili yalan söylüyorsun.
And that victim just happened to be found with a drugged prostitute.
O kurban da ilaç verilmiş bir fahişeyle bulundu.
So the tanning butler drugged both Christina Dodd and Lisa Radley?
Güneş yağı sürücü, Christina Dodd ve Lisa Radley'ye ilaç vermiş.
Which means Howell drugged Christina himself.
Yani Howell, Christina'ya ilacı kendi verdi.
You drugged me and then stole it, just like you're doing to her.
Bana ilaç verip yüzüğümü çaldın. Bu kadına yaptığın gibi.
- He was drugged.
- Uyuşturulmuş.
You were drugged. You were threatened.
Uyuşturulup tehdit edildiniz.
What goes through your drugged-up brain that makes you hate us so much.
Uyuşmuş beyninden neler geçiyor? Bizden neden nefret ediyorsun?
It's just that no matter how hard you try, no matter what you do, you gotta live with the fact that some of them will end up drugged out of their minds, man, in some magician's pocket.
Mükemmel bir gün olacak. Anne, anne.
If Howard hadn't drugged him, he would've taken it to his grave.
Eğer Howard onu uyuşturmamış olsaydı, bu sırrı mezara kadar götürebilirdi.
Drugged.
Zehirlenmiş.
Drugged the pilot.
Pilotu zehirlediler.
I thought you said you drugged the meat.
Yemeğine ilaç kattığını söylemiştin.
You fucking drugged us!
Bize ilaç verdiniz!
Cuddy drugged me.
Cuddy uyuttu beni.
They drugged me last night and just dumped me.
Dün gece beni içirip oraya bırakmışlar işte.
but he drugged himself and then...
uyuşturucu kullanmış ve sonra...
I put myself unreservedly in the hands of Dolbear and Goodall and feel so drugged I've begun to believe the whole of yesterday evening was a dream.
Kendimi tamamen Dolbear ve Goodall'ın ellerine bıraktım. Çok uyuşuk hissediyorum. Dün gece olanların bir rüya olduğuna inanmaya başladım.
They're all bloody drugged bogs or collegers.
Hepsi uyuşuk, lanet pislikler ya da kolejliler.
Because I was drugged out.
Çünkü uyuşturucu kullanmıştım.
You drugged him?
Ona ilaç mı verdin?
- We drugged you.
- Sana ilaç verdik.
I felt heavy like I'd been drugged.
Sanki uyuşturulmuş gibi kendimi ağır hissediyordum.
Forgive me, Shilo, I drugged your blood
Affet beni, Shilo, Kanını zehirledim
I know I'm just tired, but I feel like I've been drugged or something.
Biliyorum, sadece yorgunum. Ama uyuşturucu almış gibiyim.
They were drugged.
Uyuşturulmuşlardı.
I can't, I can't They drugged me
Yapamam, yapamam. Beni uyuşturdular.
Yeah. How could someone have drugged all of us?
Nasil olur da biri hepimize hap vermis olabilir ki?
- You drugged us?
- Bizi hapladin mi?
He drugged us.
Bizi haplamis!
At least it's not some stranger who drugged us for God knows what reason.
En azindan bizi haplayanin kötü niyetli baska biri olmadigini ögrenmis olduk.
All right, look, we were drugged last night.
Dün gece haplandik.
The only difference between this and our first date is that no one was drugged into a coma and left for dead.
Bu ve seninle ilk görüşmemiz arasındaki tek fark kimse komaya girecek şekilde uyutulup ölüme terk edilmedi.
I was drugged, then I was wearing this.
Bana ilaç verdi uyandığımda böyle giyiniyordum.
We think she's been drugged.
Uyuşturucu etkisi altında olabileceğini düşünüyoruz.
You weren't drugged or somethin'?
Uyuşturucu ya da ona benzer bir şey verildi mi?
We got drugged.
İlacın etkisinde kaldık.
I think someone drugged the men, made them commit murder.
Sanırım biri kanlarına bir şey enjekte edip cinayet işlemelerini sağlıyor.
Did not know you are drugged...
Kafayı bulduğunu bilmiyordum.
Drugged?
Uyuşturucu mu kullanıyorlar?