English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dumpy

Dumpy translate Turkish

130 parallel translation
I understand that the Mexicans like their women fat and dumpy.
Meksikalılar şişman ve bodur kadınları severmiş.
Your dumpy behind.
Büyük popon.
Um, then there was the little dumpy one, then the girl with the glasses, and the last one was slim and fair.
... bir tanesi biraz aptaldı,... biri gözlüklüydü... ve sonuncusu zayıf ve sarışındı.
That's because the dumpy one was back a little.
Çünkü aptal olan geri döndü.
Charlemagne... a dumpy little five-footer.
Charlemagne küçük tıknaz bir 1.52.
Isn't that the dumpy dude who came by for you a couple days ago?
Birkaç gün önce seni almaya gelen şu tıknaz eleman değil mi o?
I think it makes me look dumpy. Because you're wearing ankle straps.
Mansetli giydiginden.
They feel dumpy, they don't want to compete.
Kendilerini çirkin buluyorlar. Yarışmak istemiyorlar.
Short, dumpy guy, unshaven, wingtips.
Kısa boylu, tıknaz, tıraşsız, sandalet giyiyor.
I'd like to be her, dumpy like her!
O bodur gibi olmak isterdim!
You've got a big, fat, dumpy ass.
Koca, yağlı, şişman bir kıçın var.
Shining a seat with my ass in DC, visiting dumpy posts.
Kıçımda parlayan bir koltukla boşaltılmış kışlalara ziyaret.
I hope you don't mind if I get really big and dumpy.
umarım şişman bir kız olmamı kafana takmazsın
Yes, you can be the dumpy teenager who stays backstage and cries because nobody finds her attractive.
Evet, sahne arkasında kalıp kimse onu güzel bulmuyor diye,... ağlayan genç kız olabilirsin.
Humpty-Dumpty sat on a wall.
Humpty-Dumpy duvara oturdu.
While I was there, I saw a dumpy guy in a cheap suit grabbing some coffee and sneaking a donut.
Orada, ucuz takım elbiseli bodur adamların....... kahve içip çörek yediklerini gördüm.
Dumpy?
Dumpy mi?
Mrs. O'Malley is impregnable... but yesterday I complimented Mrs. Gladstone's dumpy outfit... and bought her an ice-cream sandwich.
Bayan O'Malley kazanılamaz biri ama dün Bayan Gladstone'ın saçma kıyafetine iltifat ettim ve ona dondurmalı sandviç aldım.
You could see what a dumpy little boat it actually was....
Ne kadar küçük bir tekne olduğu o zaman anlaşılıyordu.
- Ah, she looked just like Michelle, too, except she was brunette instead of blond, and she was kinda short and dumpy, - Right,
- Evet.
Hermes Conrad, is that you inside that dumpy little fat man?
Hermes Conrad, bu tıknaz adam sen misin?
So the deceased isn't a short, dumpy old lady who needs support socks.
Yani yaşlı ablamız güçsüz diye öldürülmemiş. Kendisi genç, 30'lu yaşlarında, çekici ve kılık değiştirmede yetenekli birisi.
I CAN'T WEAR PASTELS, THEY MAKE ME LOOK SO DUMPY.
Pastel renkler giyemiyorum. Beni çok şişman gösteriyor.
We were brewing a batch in this dumpy house outside of Jacksonville.
Jacksonville'in dışındaki harabe evde parti mal hazırlıyorduk.
The worst one I had was with a guy who took me to a dumpy pizza parlour, right?
Benim için en kötüsü, beni salaş bir pizzacıya götüren adamla çıktığım zamandı.
- Hey Dumpy.
- Hey Dumpy!
- Thank you. She is Jia... birthday boy Dumpy.
Bu Jia... doğum günü çocuğu Dumpy.
Happy birthday, Dumpy.
Mutlu yıllar, Dumpy. - Teşekkür ederim.
IJust came along to wish Dumpy on his birthday.
Ben sadece Dumpy'nin doğum gününe gelmek istemiştim.
Dumpy is very cute.
Dumpy çok şirin.
- I bet she's dumpy.
- Kesin aptaldır.
The days of Donkey Dumpy Drawers are over!
Eşeğin kuyruğuna iğne batırmaca günleriniz sona erdi!
Women never dumpy.
Kadınlar daima güzel.
Strong words from a dumpy man.
Aptal bir adamdan güçlü kelimeler.
I told Missy, the instructor, I've worked way too hard for this body to Just let it turn into some dumpy baby factory.
Eğitmen Missy'e söyledim, bu vücutla, sıradan bir şişman bebek fabrikasına dönmesine izin veremeyecek kadar çok uğraştım.
Dumpy Dogs have a suite.
Güdük Farelerin süiti var.
Working a minimum wage job, living in a dumpy apartment, and doing the devil's dirty work.
Asgeri ücretli bir işte çalışıyorsun, Döküntü bir apartmanda yaşıyorsun, ve şeytanın pis işlerini yapıyorsun.
I saw this dumpy woman on Second Avenue by the Hungarian market.
Macar pazarının orada, 2. Cadde'de rezil bir kadın gördüm.
Everybody thinks I live this glamorous life in Hollywood when I can barely pay my rent on a dumpy studio and the payments on a 1999 Kia.
Herkes Hollywood'da göz kamaştırıcı bir yaşam sürdüğümü zannediyor oysa ki ben dandik stüdyo dairemin kirasını ve 1999 model Kia arabamın taksitini zar zor ödüyorum.
A dumpy O. R?
Çöplük gibi bir ameliyathaneden mi?
Or he won't, and probably in his dumpy little brain, he'll think that I'm the jerk.
Ya da anlamaz, muhtemelen minnacık beyniyle benim salak olduğumu düşünecektir.
Either way, you're a dumpy little queer.
Her halükarda bodur, küçük nonoşun tekisin.
But that is quite a disguise - hiding yourself within this fat, dumpy, pathetic little body.
Ama bu şişko, tıknaz, zavallı bedenin içine saklanmak, iyi bir kamuflaj olmuş.
Don't have them put me in dumpy trousers, David, like, Rose West.
- Beni de Rose West gibi güdük yapmasınlar, David.
That dumpy catcher from the haircut hut got them.
Saç kesimlilerden kısa boylu tutucu araklamış.
We need a dumpy, unappealing loser.
Tıknaz, zevksiz bir eziğe ihtiyacımız var.
Uh, dark hair, not that tall, kinda dumpy,
- Bu ajanı tarif edin.
She was dumpy at one time.
- Bir zamanlar çok hırpani görünürdü.
- Dumpy!
- Dumpy der!
Hey, Dumpy!
Hey, Dumpy!
Dumpy!
Dumpy!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]