Dunk translate Turkish
757 parallel translation
I didn't say dunk.
Yatır demedim.
Where'd you learn to dunk, in finishing school?
Çöreği kahveye banmayı zarafet okulunda mı öğrendin?
Now don't you start telling me I shouldn't dunk.
Sakın banmamam gerektiğini söylemeye kalkma.
Just goes to show you. $ 20 million, and you don't know how to dunk.
Bu sana ders olsun. 20 milyonun var ama kahveye çörek banmayı bilmiyorsun.
Good morning, Mrs Dunk.
- Günaydın Bayan Dunk. - Merhaba Elwood.
- Oh, thank you, Mrs Dunk.
- Teşekkür ederim Bayan Dunk.
- Mrs Dunk gave him to me to mind.
- Bayan Dunk, ona göz kulak olmam için verdi.
- You working for Mrs Dunk or me? - She gave me a ten cents piece.
- Bayan Dunk için mi yoksa benim için mi çalışıyorsun?
- Good morning, Miss Dunk.
- Günaydın, Bayan Dunk.
Mrs Dunk upstairs.
Üst kattaki, Bayan Dunk.
Seems to me you're getting pretty familiar with Mrs Dunk upstairs.
Bakıyorum ki üst kattaki Bayan Dunk ile baya senli benli olmaya başladın.
They still dunk.
Hala çorbaya ekmek banıyorlar.
- Why shouldn't she dunk?
- Neden banmasın ki?
There. Dunk your whiskers in that.
Al, hadi ye bakalım.
Let them come in and dunk it.
İçeri girip bansınlar bari.
Did you ever dunk a potato chip in champagne?
Hiç patates cipsini şampanyaya bandın mı?
He thought I meant a dunk in the pool.
Havuza girmekten söz ettiğimi sandı.
We'll skin him alive and dunk him in vinegar.
Onun, canlı canlı derisini yüzüp, sirkeye batıracağız.
- Would you like to have a bowl of dunk rice?
- Biraz pilavla, çay ister misin?
The two Germans, Dink and Dunk
İki Alman, Dink ve Dunk
- You can also dunk your foot.
- Ayaklarını da sokabilirsin.
It's an officer, courageous, indomitable, that fate has dunk into adversity.
Bir subay var, cesur, yılmaz, fakat kaderi.. sıkıntılar içinde.
- Can I dunk my bread in the sauce?
- Ekmeğimi sosa bandırabilir miyim?
Dunk the lovely lady in the water, folks!
Bu sevimli bayanı suya düşürün!
Well, will you... Get yourself out of there and dunk yourself in some coffee.
Hemen çık yataktan, koyu bir kahve iç.
The cookie you dunk up in your coffee!
Kahvene batırdığın kurabiye!
Jump up and dunk it in!
Sıçra ve geçir!
Take them and dunk them.
Onları alır, kullanırım.
I'm gonna slam-dunk that sucker.
O budalayı serseme çevireceğim.
As long as you dunk them in the coffee.
Kahveyle beraber yersen taze olur.
Tremayne : Dunk that sucker!
Alın size basket!
Robert, you know how much I like to dunk.
Robert, bandırmayı ne de çok sevdiğimi bilirsin.
DUNK DADDY!
Batan babacık!
NO DUNK DADDY.
Yok batan babacık falan.
Well, that depends on whether we're talking donuts you dunk or black feminist lesbians.
Evet, bu kurabiyeler yada... feminist lezbiyenlerden konuşup konuşmadığımızlailgili.
- I'll work on my dunk shot.
- Şutlarım üzerinde çalışırım.
I like smoking a Monte Cristo number two... after winning a slam-dunk case.
- Neyi? Çok zorlu bir davayı kazandıktan sonra Monte Cristo Number Two purosu içmeyi. Büyükannen beni güzel bir purodan mahrum etmeye çalışmıyor değil mi?
The Doctor of Dunk scores!
O bu işin kralı!
Slam dunk.
Olur mu?
It's kind of a tradition. Every Valentine's Day, I climb those stairs, you know, walk the last mile, and, uh... slam-dunk her one.
Her Sevgililer Günü şu merdivenleri tırmanıp son metreleri yürüyüp bir seferde potaya smacı basıyorum.
He's going to slam-dunk me a quick one.
Bana hızlı bir smaç basacak.
You know, you've just got to try that slam dunk breakfast at Kippy's.
Biliyor musunuz, Kippys'deki kahvaltı sofrasını kesinlikle denemelisiniz.
You dunk it into the sauce here, that's how it works.
Biraz kırmızı şarap alacağım. Yemek enfes olmuş.
Why can't I dunk?
Neden basamıyorum?
"Crusher" Woodard, "The Skunk" Trumane and the Dunk Masters in the Monster Truck Rally!
"Ezici" Woodard, "Kokarca" Trumane ve Basket Ustaları Monster Truck Rallisin de. Sadece bir gece.
We'll probably run into that dunk crazy Jack Billingsley.
Çılgın Jack Billingsley'ye zaten o zamana kadar rastlarız.
You want water, you better go dunk your head in the horse trough out there.
Canın su istiyorsa git de kafanı at yalağına sok.
Hey, I know it's not a slam dunk, Nick.
Bunun kolay bir iş olmadığını biliyorum, Nick.
Can Michael Jordan slam dunk?
Michael Jordan sert mi atar?
Let's dunk this chump.
- Önce şu şempanzeyi atalım.
Jump a little higher, Spud Webb. - Oh, slam dunk!
Spud Webb'ten yükseğe atlama!