Dunlop translate Turkish
207 parallel translation
– That's right. I started in 1943 in the Dunlop final with Bobet.
1940'ta yarışların modası neredeyse geçmişti.
When they got out, Lamb introduced him to Dunlop, an electronics expert.
Dışarı çıkınca, Lamb onu Dunlop ile tanıştırdı ; bir elektronik dehası.
- How's Dunlop?
- Dunlop nasıl?
Besides the Lamb is dead and he wrecked Dunlop.
Ayrıca Lamb öldü ve herif Dunlop'u harap etti.
I wish Dunlop was still here.
Keşke Dunlop burada olsaydı.
Dunlop monitored the frequency of the signal on the wire.
Dunlop tellerdeki sinyalin frekansını buldu.
- We don't have Dunlop now, do we?
- Artık Dunlop yok, değil mi?
At centre tonight for the Chiefs, number seven, player-coach Reggie Dunlop.
Bu gece Chiefs orta sahasında, yedi numara, oyuncu-hoca Reggie Dunlop.
Dunlop, you stink!
Dunlop, kokmuşun.
Number ten, Ned Braden, with his 18th goal ofthe year, assisted by numberseven, Dunlop, and number 14, Drouin.
10 numara Ned Braden, bu yılki onsekizinci golüyle, 7 numara Dunlop ve 14 numara Drouin'in yardımıyla.
- Have you seen Dunlop or Braden?
- Dunlop veya Braden'ı gördün mü?
Player-coach Reg Dunlop, and right wing Ned Braden.
Oyuncu-hoca Reg Dunlop ve sağ kanat Ned Braden.
Hey, Dunlop, you old fart.
Dunlop, seni moruk.
Reggie Dunlop, the coach.
Reggie Dunlop, hoca.
Know what your problem is, Dunlop?
Sorunun ne biliyor musun Dunlop?
No, no. To Mrs Reggie Dunlop, from Reggie Dunlop.
Bayan Reggie Dunlop'a Reggie Dunlop'tan.
- Dunlop, you suck cock.
- Dunlop, seni saksafoncu.
I noticed a slight discussion with Reg Dunlop.
Reg Dunlop'la biraz tartıştığını gördüm.
I'm Reg Dunlop. The Chiefs?
Ben Reg Dunlop.
I'djust like to say that, no matterhow the game turns out tonight, I owe all that I am to our coach, Reg Dunlop.
Söylemek isterim ki, bu geceki maçta ne olursa olsun, ne olduğumu hocamız Reg Dunlop'a borçluyum.
Reg Dunlop has just asked us to come back...
Reg Dunlop geri dönmenizi rica...
I can sell you a set of Dunlops for next to nothing.
Sana bir Dunlop lastik setini çok ucuza satabilirim.
This is a Dunlop with a patch upon the outer cover.
Bu bir Dunlop dış yüzeyinde de bir yama.
Dunlop tracks for a hundred fifty yards, they vanish and Palmer tracks quite clear leading to these rocks, they vanish too.
Dunlop izleri 150 yard boyunca sürüyor, kayboluyor ve Palmerizleri oldukça açık şu taşlara doğru gidiyor, onlar da kayboluyor.
A Dunlop with a patch on the outer cover.
Bir Dunlop, dış yüzeyinde de bir yama
Dunlop radials, Tony's bike.
Dunlop bisiklet lastiği. Tony'nin bisikleti.
And the judge is Judge Freda Dunlop.
Jüri başkanı ise Freda Dunlop.
I'm at 2350 Dunlop Plaza.
2350 Dunlop Plaza'dayım.
I'm at 2350 Dunlop Plaza, north garage.
2350 Dunlop Plaza'dayım, kuzey garajı.
Dunlop.
Dunlop.
Two agency personnel were killed at 2350 Dunlop Plaza.
2350 Dunlop Plaza'da kurumdan iki personel öldürüldü.
- So why were you at Dunlop Plaza?
- Dunlop Plaza'da ne yaptın?
Listen, till you can tell me what you were doing at Dunlop Plaza with Richard Walsh, - I'm treating you as a prime suspect.
Dinle, Dunlop Plaza'da Richard Walsh'la ne yaptığını anlatana kadar seni şüpheli sayacağım.
- Course we can. Because from now on, the only stars we'll be looking at will be Dunlop stars!
Çünkü şu andan itibaren rekabet edeceğimiz yıldızlar, sadece Dunlop'ın yıldızları.
If that's a Dunlop, it'll pick up a piece of shrapnel that's still in my rib cage.
O Dunlop'sa, kaburgamdaki bir şarapneli yakalayacaktır.
It means old fuzzy Dunlop here is somewhat worse for wear, I admit... it's really gonna start paying off as a confidential informant.
Bu işi bitmiş tenis topu, kullanılacak en son şey, kabul ediyorum. ... fakat sağlam muhbir olarak onun da hakkını vermemiz lazım.
You'll be registered as Fuzzy Dunlop, a street name.
Seni Fuzzy Dunlop adıyla kaydedeceğiz.
Mr. Dunlop, Clare Metcalf did not use her Spidey-powers... to pull herself through a ceiling panel.
Bay Dunlop, Clare Metcalf tavandan çıkmak için örümcek güçlerini kullanmadı.
Call Dunlop in the Parks Department.
Parklar bölümünde Dunlop'u ara.
Miss Dunlop, why do we have to come to this boring museum every single week?
Bayan Dunlop, neden her hafta bu sıkıcı müzeye geliyoruz ki?
I'll see you next week, Miss Dunlop.
Haftaya görüşürüz Bayan Dunlop.
The tire model is a Dunlop KT-345.
Tekerlek modeli Dunlop KT-345.
$ 4,200, which makes our adventure with Fuzzy Dunlop look like a fucking walk in the park.
4,200 dolar, yani bizim tenis topumuz... bunun yanında ciklet gibi bir şey.
You get Bubbles to say he's Fuzzy Dunlop.
Bubbles'ın Fuzzy Dunlop olduğunu söylersin.
- Fuzzy Dunlop, sir.
- Fuzzy Dunlop, efendim.
I am Stephen Dunlop... of Canterbury.
Adım Stephen Dunlop. Canterbury'den geldim.
Sergeant Dunlop of Canterbury?
Canterbury'den Sergeant Dunlop?
And Maimonides says... - Sergeant Dunlop... you have a wife?
- Sergeant Dunlop eşin var mı?
You must understand that back then, and I'm talking about cycling, it was the only way people had of getting around.
1943'te Bobet'le Dunlop finalinde başladım. - Aynı sınıftaydık. - Bu doğru mu?
Just checking on Dunlop...
Dunlop'u arıyordum...
Reg Dunlop!
Reg Dunlop.