Each and every one of you translate Turkish
485 parallel translation
I only wish that I could reach right out there and shake you by the hand... each and every one of you.
Keşke sizlere ulaşıp hepinizin elini tek-tek sıkabilsem.
Until then, my blessing upon each and every one of you.
O zamana kadar, dualarım her birinizle birlikte olsun.
"If each and every one of you will hand me up your 1 - dollar bills I'm gonna favor you with a 5-dollar gift."
"Her biriniz bana 1 dolar uzatırsanız sizlere 5 dolarlık bir hediye vereceğim."
- I ask each and every one of you to - CREWSON :
Her birinizden- -
Don't forget, there's a genuine Baby Jane doll waiting for each and every one of you right out in the foyer.
Şimdi, millet, lütfen burada sahici bebek Jane oyuncağı olduğunu unutmayın... Hemen çıkışta fuayede her birinizi bekleyen.
Each and every one of you.
Hem de her birinizi.
Now, ladies, I have an announcement to make to each and every one of you who has touched my heart. The time has come for me to say goodbye to all you wonderful women...
Şimdi bayanlar, benim duygularımı anlayan herkese, herbirinize yapmak istediğim bir duyurum var.
No, dear friends, for that's what you are, each and every one of you.
Daha doğrusu dostlar... Hepiniz, her biriniz dostumuzsunuz.
In this appalling emergency, I have taken upon taken it upon myself to appeal to the civic pride of each and every one of you, whether you are watching this program or not.
Bu endişe verici aciliyeti, ben kendi kendim üstlenerek, bu programı izleyen, izlemeyen her yurttaşımın affına sığınıyorum.
I'm going to give each and every one of you a rod.
Her birinize bir olta vereceğim.
He betrayed his father. He betrayed us, And he betrayed each and every one of you, my friends.
Kendi babasına ihanet etti, bize ihanet etti, ve her birinize ayrı ayrı ihanet etti.
She asks about each and every one of you, especially the twins.
Her birinizi ayrı ayrı soruyor, özellikle de ikizleri.
I'm looking forward to getting to know... each and every one of you individually.
Her birinizi teker teker tanımak için... sabırsızlanıyorum.
I knew I could count on each and every one of you.
Her birinize güvenebileceğimi biliyordum.
You sell me your trucks, at a fair price, and each and every one of you has a lifetime job.
Bana kamyonlarınızı adil bir fiyattan satın, her birinizin hayat boyu işiniz olsun.
One of these days, my Lord is gonna come to me and ask me for an explanation for the lives of each and every one of you.
Bu günlerde Tanrım bana gelip, her birinizin yaşamı hakkında benden tek tek açıklama isteyecek.
I'm gonna see to it that each and every one of you is taken care of.
Gördüğüm üzere tek tek hepiniz yerinizden edildiniz.
Listen, each and every one of you men, and you too, of course deserve real congratulations.
Çocuklar, hepinizi, ve tabii seni de yürekten kutluyorum.
And this new policeman, making rude noises about Chinatown and justice, and all... ( in Chinese ) I have much respect for each and every one of you, uncles.
Bir de şu yeni polis var. Çin Mahallesi hakkında epey gürültü yapıyor, kendisi... Herbirinize ayrı ayrı saygı uyuyorum, amcalarım.
I'll give each and every one of you a good thrashing!
Her birinizi güzelce döveceğim! Sessiz olun!
I want to congratulate each and every one of you for making this one of the greatest years in the history of the Nakatomi Corporation.
Hepinizi ayrı ayrı kutlamak istiyorum..... çünkü bu yıl Nakatomi Şirketi'nin..... tarihindeki en başarılı yıllardan biri oldu.
But there is a big bag of union groceries waiting for each and every one of you waiting in the back. All right.
Çünkü arkada sendikanın her biriniz için hazırladığı koca sebze torbaları, sizi bekliyor.
Each and every one of you is fired.
Her birinizi kovuyorum. Kovuyorum!
I'm sure I speak for each and every one of you lucky people when I call three cheers for the Conservative Party and Macmillan.
Muhafazakar Parti için üç defa kadeh kaldırdığımda... Hepiniz ve herkes için konuşuyorum. Harold Macmillan için üç kez şerefe.
And just to make it a bit more interesting... and to avoid KP yourselves, I would like each and every one of you to contribute his share.
Ve işleri biraz daha ilginçleştirmek için ve kendi navigatörünüzü uzak tutmak için herbirinizin payınıza düşeni yapmanızı umuyorum.
From those of us at City Hall to each and every one of you happy holidays.
Belediye meclisinden tek tek hepinize mutlu Noeller.
I'll crush each and every one of you.
Hepinizi teker teker ezeceğim.
Each and every one of you can be proud of the role you will play on this occasion.
Her biriniz bu olayda oynayacağınız rolden gurur duyabilirsiniz.
If you want to pass, you have to earn it. I have no problems failing each and every one of you.
İçinizden tek bir kişi bile geçmese bu umurumda değil.
I'll give you all a piece of my land, each and every one of you.
Size toprağımın bir kısmını vereceğim. Hepinize tek tek.
Just a reminder that we love each and every one of you.
Sadece herbirinizi tek tek çok sevdiğimizi hatırlatmak istedik.
Billy is special, just like each and every one of you.
Billy özel, tıpkı sizin her biriniz gibi.
God bless America, and God bless each and every one of you.
Tanrı Amerika'yı kutsasın, ve Tanrı her birinizi ayrı ayrı kutsasın.
And I say to each and every one of you, not only will we always remember you but always, you will be in our hearts.
Ve her birinize ayrı ayrı söylüyorum, sadece hep seni hatırlamayacağız, ayrıca hep... kalplarimizde olacaksın.
May God bless you, each and every one of you.
Tanrı sizi korusun herkesi, her birinizi.
I hereby offer these services to each and every one of you.
Bu hizmeti hepinize sunmayı teklif ediyorum.
But first... first, I want to slaughter each and every one of you.
Ama önce önce her birinizi tek tek parçalayacağım.
The two just don't seem to go together. But we are here to begin realizing your actuality and when we do, each and every one of you will be able to stand proudly and proclaim, "I am."
Bu ikisi birbirine pek uymuyor kimliğinizi farketmeniz için buradayız ve bunu başardığımızda her biriniz ayağa kalkıp gururla "Ben buyum!" diyebileceksiniz.
And the truth which each and every one of you swore to was to uphold the law.
Ve her birinizin yemin ettiği gerçek kanunu yüksekte tutmaktı.
I have faith in each and every one of you.
Her birinize teker teker ve toplu olarak inancım tam.
But for each and every one of you... in our small corner of Louisiana!
Louisiana daki yasayan... herkes icin!
You'll notice the hornless condition being an innovation... that should meet with the approval of each and every one... who must move or ship cattle.
Sen sığır ticareti yapan ve bu boynuzsuzların durumunu bir yenilik olarak farkeden herkesin ayrı ayrı onayını almalısın.
The eyes, ears, noses and throats of every American are on you, each one of them hoping and praying that you could put that ship down in one piece.
Tüm Amerikalıların gözü, kulağı, burnu ve gırtlağı sende hepsi umutla dua ediyor o gemiyi tek parça halinde indirmen için.
.. may you look down on each and every one of us and give us the will, the purity of mind, to follow your way.
.. hepimizi gör ve bize... saflık ve senin yolundan ayrılmama gücünü bahşet.
I'm gonna tell each and every one of my friends about you- -
Tüm arkadaşlarıma dostarıma sizden bahsedeceğim- -
I despise each and every one of you.
Zavallısınız siz.
I am inside each and every single one of you.
Ben her bir tekinizin içerisindeyim.
You know what it is they're trying to control, each and every one of them? Fear.
Tek tek her birinin neyi denetlemeye çalıştığını da biliyor musun?
Each and every one of them who has to suffer the shame and humiliation because of people like you.
Senin gibiler yüzünden acı ve utanç çeken ; aşağılanan her bir insanı savunuyorum.
I think you... are involved in each and every one of them!
Bence sen... her biriyle ilgilisin.
I'll be watching you, each and every one. When you turn the corner when you go to your cubbies to get your smelly coats when you skip merrily to lunch I'll be watching you, all of you and especially you.
Bundan sonra gözüm üzerinizde köşeyi döndüğünüzde dolabınızdan pis kokulu montlarınızı alırken hoplaya zıplaya öğle yemeğine giderken hepinizi izliyor olacağım özellikle de seni.