English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Earache

Earache translate Turkish

64 parallel translation
Mighty near give me an earache.
Neredeyse kulaklarım ağrıyacak.
He had earache, but the doctor said it was nothing
Kulağında bir ağrı vardı ama doktor hiçbir şeyi olmadığını söyledi.
When we took 10th Panzer, Rommel was in Berlin with an earache?
10'uncu Panzer Birliği'ni yendiğimizde Rommel, kulak ağrısı yüzünden Berlin'de miydi?
Perry Como and Louis Armstrong I understand, but these rock guys, they give me an earache.
Theresa benden sadece iki yaş genç Komiser. Oh, bakın, Kastım...
He can't tell an earache from pneumonia.
Halbuki kulak ağrısıyla zatürree'yi bile karıştırır o.
Otherwise I'll get an earache from Mrs Malloy.
Yoksa, Bayan Malloy kulağımı ağrıtacaktır.
A leech on my ear for earache, a leech on my bottom for constipation.
Kulak ağrısı için kulağıma bir sülük, kabızlık için kalçama bir sülük.
A leech on my ear for earache, a leech on my bottom for constipation.
Size dostum Lord Percy'yi takdim edebilir miyim?
- Or an earache
- Ya da kulak ağrısı
I've got a wretched earache, the wind up there is like a knife.
Kulağım çok kötü ağrıyor. Çok kötü bir rüzgar vardı.
- She has a earache, I've been told.
- Kulağı ağrıyormuş.
Oh, yes, I had a filthy earache.
Evet, kulağım çok ağrıyordu.
When I was 11, I got this really weird earache that wouldn't go away.
11 yaşımdayken, hiç geçmeyeceğini sandığım ilginç bir kulak ağrısına yakalanmıştım.
I've got a Scandinavian flight attendant with a bum ankle and an earache.
Bileği incinmiş ve kulak ağrısı olan İskandinavyalı bir hostes var.
- Earache in 4.
- Alın. 4'de bir kulak ağrısı.
Carol, what do you say we get to that earache in 1?
Carol, 1'deki kulak ağrısına bakalım mı?
Earache.
Kulak ağrısı.
Once the bell reaches the clock, everyone's getting a real bad earache.
Çan saate ulaştığında herkesin kulakları fena ağrıyacak.
There's 20 complaints. "Back pain, earache, bumpiness in her head."
"Sırt ağrısı, kulak ağrısı, başının içinde şişlik."
Jimmy's got an earache and Erlene has a funny-looking sore on her lip.
Jimmy'nin kulağı ağrıyor. Erlene'in dudağında da bir yara var.
Earache.
- Kulağı.
When you were three, you woke up in the middle of the night with an earache, and then, got an eyeful when you went in to see mommy.
Bakalım anlamış mıyım : Üç yaşındayken, gecenin yarısında kulak ağrısıyla uyandın ve anneni görmeye gittiğinde, gözlerin fal taşı gibi açıldı.
We can't come. Iris has an earache. She's on antibiotics.
Gelemeyiz, Iris'in iki kulağında da enfeksiyon var, antibiyotik alıyor.
No, it's because Iris has an earache.
Hayır anne, Iris'in iki kulağında da enfeksiyon var.
All right, I've got the earache.
- Kulağı ağrıyan hastayı aldım.
It started last week with an earache.
Geçen hafta kulak ağrısıyla başladı.
Dude, I have an earache.
Benim kulağım ağrıyor.
No fever, no earache, no cough no shortness of breath, no chest pain nausea, vomiting, heartburn?
Ateş, kulak ağrısı, öksürük ya da görüş ağrısı var mı? Mide bulantısı, kusma, mide ekşimesi?
Earache, initially.
Başta kulak ağrısıydı.
The guy that picked up arteritis on a lady with an earache. - I'll hear anything.
Kulak ağrısı olan bir bayana temporal arterit teşhisi koyan biri olarak her şeyi dinlerim.
Yeah, earache.
Evet, kulak ağrısı.
Endless earache about child support, God.
Bitmek bilmeyen çocuk nafakası dırdırı.
Don't shout. I've got an earache.
Bağırma, biliyorsun kulağım ağrıyor.
Christina Breen has earache.
- Christina Breen'in kulağı ağrıyor.
You know, the first time my wife and I took Charlie to the pediatrician for an earache, he wouldn't let the doctor examine his ears because he thought the doctor might just see the thinking going on in his head.
Biliyor musun, karım ve ben Charlie'yi kulak ağrısı için doktora ilk götürdüğümüzde doktorun kulaklarına bakmasına izin vermedi, çünkü doktorun kafasının içinde düşündüklerini görebileceğini düşünüyordu.
Uh-huh. How's the earache?
Kulağınız nasıl oldu?
She's got earache.
Kulağı ağrıyor.
Like an earache or something.
Kulağın ağrıyordu galiba.
He was up all night with an earache.
Kulak ağrısı yüzünden bütün gece ayaktaydı.
A bit like you were doing with the yank, but without the earache.
O yankiyle yaptigin gibi birsey, ama azar olmadan.
I need to go to the sick bay, I've got a terrible earache.
Revire gitmeliyim. Şiddetli kulak ağrım var.
- Got an earache.
- Kulağı ağrıyor.
- She's fine. It's just an earache.
- O iyi, küçük bir kulak ağrısı var.
Somebody has an earache.
Birinin kulağı ağrıyormuş.
Please, my daughter has an earache.
Yalvarırım, kızımın kulak ağrısı var.
But the only way you're going to do it is if I give you the worst earache you've ever had in your life.
Ama bunu yapabilmenin tek yolu ise, hayatında tadacağın en büyük kulak ağrısına yol açacak.
Project Earache.
Birinci test serisi.
I have a funny earache.
Kulaklarım ağrıyor.
I got an earache.
Kulağım ağrıyor.
Earache, my eye!
Kulak ağrısıymış!
Her little brother had an earache a couple days ago, but he seems fine. - Let's take a look.
Erkek kardeşinin birkaç gün önce kulak ağrısı vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]