English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Earpieces

Earpieces translate Turkish

49 parallel translation
- Does it have little plastic earpieces?
- Ucunda küçük kulaklıkları olanlardan mı?
I was just warming up the earpieces for you.
Kulağa gelen yerleri sizin için ısıtıyordum.
I need one ofthose earpieces immediately, all right?
Şu kulaklıklardan bir tane hemen istiyorum, tamam mı?
And here are your earpieces.
Ve bunlarda kulaklıklarınız.
Earpieces in? .
Kulaklıklar?
They're used in wireless earpieces that have automatic frequency control.
Kablosuz kulaklıklarda otomatik frekans kontrolü için kullanılırlar.
- It's the earpieces.
- Bunlar kulaklık.
- What are those earpieces?
- Bu kulaklıklar nedir?
Earpieces, ear pods...
Dinleyiciler, kulaklıklar.
Yeah, he definitely has a problem with law enforcement. ( music playing, muffled through earpieces )
Evet, kesinlikle kanun güçleri ile sorunu var.
- Our earpieces have stopped working.
- Kulaklıklarımız çalışmıyor.
Earpieces?
Kulaklık mı?
See their earpieces?
Kulaklıklarını gördün mü?
The strong wear weights to make them weaker, the intelligent wear earpieces that kept them from taking unfair advantage of their brains.
Güçlüler zayıf kalmak için ağırlıklar takıyordu akıllılar, adil olmayan beyin avantajını kullanmamak için kulak tıkaçları takıyordu.
Weightlifters in matching suits and earpieces?
Aynı takımı giyen iki vücutçuyla mı?
ARTIFACTS AND CONDENSE THEM INTO THE EARPIECES WE'RE USING TODAY.
ve onları bugun kullandığımız kulaklıkların içine yoğunlaştırdı.
AND IF YOU GUYS STILL HAVE THE EARPIECES, WE CAN...
ve eğer kulaklıklar hala sizdeyse, Yapabilir...
Thanks for the reminder about the earpieces.
- Kulaklığı hatırlattığın için sağ ol.
You will not be wired, but you will have earpieces so we can talk you through.
Üzerinizde mikrofon olmayacak ama bizi duyabileceğiniz kulaklıklarınız olacak.
We're not here to order food. And these earpieces are not for personal conversations.
Yemek yemeye gelmedik ve bu kulaklık sohbet amaçlı kullanılmaz.
On the phone, in their earpieces.
Telefonda, kulaklıklarıyla. Cep telefonlarını takibe alın.
And those earpieces - take them out.
- Bir de şu kulaklıklar... Çıkartın.
Once this happens, you will hear the signal in your earpieces.
Noelle ve Oliver görsel bir temas sağlayana kadar mümkün olduğunca onları oyalamaya çalışın.
do we have earpieces?
Kulaklıklarımız olacak mı?
Uh - uh. We also hired ten huge, scary bouncers with earpieces.
Ayrıca 10 tane iri cüsseli, küpe takan bar fedaisi tuttuk.
And a few well-placed agents with earpieces look just like spotters set to guide an assault team.
Doğru noktalara yerleştirilmiş kulaklı birkaç ajansa timi yönlendirmek için hazırda bekleyen gözlemciler oldukları izlenimini uyandırır.
By cross-referencing dates and locations of her travels with the cell signals of various DX-1200 earpieces, we were able to narrow it down to one signal.
DX-1200 model kulaklığın sinyalleri ile seyahat ettiği yerleri ve günleri karşılaştırırsak tek bir sinyale ulaşıyoruz.
We could wear earpieces.
Kulaklık takabiliriz.
Here are your earpieces.
İşte kulaklıklarınız.
We'll be able to hear everything you say through these earpieces.
- Söylediğin her şeyi bu kulaklıklardan duyabiliriz.
Where did you get these earpieces to communicate with?
Şu konuşmak için kulak zımbırtılarını ne zaman aldın?
I knew we should've rehearsed with these earpieces before we came here!
Bu kulak zımbırtılarını prova etmeliydik buraya gelmeden önce!
There were people wearing earpieces, a very coordinated event... penetrating double-locked doors and stealing instruments and jewelry and all kinds of artifacts that date back thousands of years, all the way back to the cradle of our civilization.
Çift kilitli kapıları delip geçen ve çalan, birbirleri koordineli çalışan, kulaklıklarıyla irtibat kuran insanlar. Bizleri binlerce yıl geriye, medeniyetimizin beşiğine götüren çok çeşitli aletler ve takılar...
Walkie-talkies and earpieces and shit.
Telsiz, kulaklık ve diğer şeyler.
Phones and earpieces. Now.
Telefonları ve kulaklıkları verin, hemen.
- You see the earpieces?
- Kulaklıkları görmüyor musun?
They threw off their respective earpieces, microphones.
Kulaklık ve mikrofonları attılar.
Here ; earpieces that run on plathium.
İşte ; platin olan görünmez kulaklıklar.
Hand over your earpieces.
Kulaklıklarınızı verin bakalım.
Yeah, we should be able to stay in contact using these earpieces.
Evet, bu kulaklıkları kullanarak iletişimde kalabiliriz.
The guards all wear these little earpieces that nullify the effect.
Tüm gardiyanlar etkiyi azantan o küçük kulaklıklardan takıyor.
And those earpieces the guards all wear... they filter out the frequency, so they're unaffected.
Ve gardiyanların taktığı kulaklıklar... onları frekanstan koruyor ve, böylece etkilenmiyorlar.
Toss your earpieces on the ground towards me.
Kulaklıklarınızı bana doğru yollayın.
Must have fried out our earpieces earlier.
daha önce kulaklıklarımızı kızarmış olabilir.
They wear remote earpieces.
Telsizli kulaklıklar takarlardı.
I sonicked their earpieces.
Kulaklıklarını sonikledim.
IORI, WE'RE USING EARPIECES.
IORI, Kulaktan dolma konuşuyoruz.
Everyone in the showroom will be wearing earpieces.
Williams ve Shaw gözetleme işini yapacaklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]