Earps translate Turkish
46 parallel translation
Ain't you forgetting about the rest of the Earps?
Kardeslerini göz ardi etmiyor musunuz?
Now, look, we can handle the Earps if we make this a personal fight.
Bu kavgayi kisisellestirirsek Earp'lerle bas edebiliriz.
And if this is indeed some sort of a replay of history, the Earps will kill the Clantons at the O.K. Corral at 5 : 00 this afternoon.
Ve bu da tarihin bir tür yeniden oynanması, Earpler OK Corral'da saat 5'te öğleden sonra Clantonları öldürecekler.
Only difference between you and the Earps is that they never joke.
Earpler hiç şaka yapmazlar.
There's no negotiating with the Earps. We know that. Aye.
- Earplerle pazarlık olmayacak.
It'd be a pleasure to watch those Earps as we beamed back to the ship at exactly 4 : 59 : 30.
Gemiye geri ışınlanırken Earpleri seyretmesi çok zevkli olurdu.
What materials were on hand in 1881 that could help us fight the Earps on their own terms?
Şunu varsay, 1881'de hangi malzemeler vardı, Earpleri kendi alanlarında yeneceğimiz türden?
We have to find a way to put the Earps out of action.
Earpleri faaliyet dışı bırakmalıyız.
But not with the Earps. I've tried that.
Ama Earplerle değil.
Not with the Earps.
Ama bu Earplerle olmaz.
You and your boys set up this whole thing to take care of the Earps.
- Bununla. Tüm bunları Earplerin çıkarı için sen ayarladın.
There must be decent people in town who don't like the Earps. - Let's organise them.
Earplerden hoşlanmayan insanları örgütleyelim.
The people in this town are counting on you to get rid of the Earps for them.
Earplerden kurtulmak için sizlere güveniyorlar.
You can talk that way after what the Earps did to Billy today?
Earplerin bugün Billy'e yaptıklarını gördükten sonra konuşuyorsun?
I want to crush the life out of the Earps.
Gidip Earplerin hayatını almak istiyorum.
When the Earps come looking, you bushwhack them.
Earpler aramaya çıkınca onları hızla vurursun.
The Jameses, Youngers, Clantons, Earps.
Jamesler, Youngerlar, Clantonlar, Earpler.
Cue the Earps.
Earps'ü gönderin.
Darlin', you know the Earps.
Sevgilim, Earps'ü tanırsın.
Give somebody a rap on the beezer, get some respect around here.
Etrafında saygı görmek istiyorsan... Bir-iki tokat at. Earps'e söyle...
You tell the Earps, I see'em on the street and Doc Holliday,
Onu ve Doc Holliday'i yolda bekliyorum...
The Earps always know.
Earp'ler daima anlar.
Just for once, let the Earps settle down somewhere.
Bir kere olsun bırak da Earp'ler bir yere yerleşsin.
It's all a setup job by those damn Earps and Marshal White.
Hepsi o kahrolası Earp'lerle Şerif White'ın kumpası.
You're full of ideas for making the Earps rich.
Earp'leri zengin etmek için bir sürü şey düşünüyorsun.
Tell them, if they wanna make a fight with the Earps... ... they know where to find us!
Onlara söyle, Earp'lerle savaşmak istiyorlarsa... bizi nerede bulacaklarını biliyorlar!
Those Earps and their skinny diseased friend... ... are gonna find out what a real fight is all about.
Şu Earp'ler ve onların hastalıklı arkadaşı... gerçek bir kavga nasıl olurmuş görecekler.
You're gonna need some help if you're gonna take on the Earps.
Earp'lere meydan okuyacaksan yardıma ihtiyacın olacak.
Them Earps shot them in cold blood!
Onları öldürdüler! Earp'ler gözlerini kırpmadan vurdu onları!
In view of the controversies between the Earps, Clantons and the McLaurys... ... and the quarrel the night before between Isaac Clanton and John Holliday... ... I am of the opinion that the defendant, Virgil Earp, as chief of police...
Earp, Clanton ve McLaury aileleri arasındaki husumet ve... lsaac Clanton'la John Holliday arasında geçen tartışma dikkate alındığında... sanık Virgil Earp'ün polis şefi olarak... kardeşlerinin ve John Holliday'in de yardımıyla...
Yet when you consider the existence of a law-defying element in our midst... ... and consider the many threats made against the Earps... ... I can attach no criminality to his unwise act.
Ancak aramızda hukuku hiçe sayan unsurların varlığı... ve Earp'lere yönelik birçok tehdit göz önünde bulundurulursa... bu akılsız davranışı suç olarak göremem.
Off to California with the Earps.
Earp'lerle Kaliforniya'ya.
But the Earps quickly discover that the best mining land has already been claimed.
Fakat Earp kardeşler en iyi madenlerin çoktan kapıldığını kısa sürede anladılar.
So Doc turns up in Tombstone as well and was very close to the Earps.
O yüzden Doc Tombstone'a gelince Earp kardeşlerle yakın bir ilişki kurdu.
The Earps make the decision to walk down there and confront these guys.
Earp kardeşler yanlarına gidip bu adamlarla yüzleşmeye karar verdiler.
We're gonna have two dead Earps for the price of one.
Bir taşla iki ölü Earp'ümüz olacak.
- My name is Wynonna Earp. I come from a long line of Earps who have been hunting down the likes of your leader for decades.
Adım Wynonna Earp ve onlarca yıldır lideriniz gibileri avlayan Earpler'den geliyorum.
There are revenants ; there are Earps.
Hortlaklar var ve Earpler var.
The Earps... that's us by the way...
Earpler ki bu biz oluyoruz
Damn Earps!
Lanet olası Earpler!
Now, did you bring me something of the Earps?
Bana Earplerin bir şeyini getirdin mi?
You must really hate the Earps.
Earplerden gerçekten nefret ediyor olmalısın.
How many Earps - can you fail in one lifetime?
Bir hayatında daha kaç Earp'ü yüzüstü bırakacaksın?
No more Purgatory, no more Earps, no more curse.
Artık Araf yok, artık Earp yok, artık lanet yok.
Earps.
Earpler.
Nothing outnumbers three Earps. I've bumped up against worse problems.
Daha kötü sorunlarla yüzleştim.