English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Earwig

Earwig translate Turkish

73 parallel translation
- Nothing. You are last in God's great chain. Unless, of course, there's an earwig around here that you'd like to victimise.
Biri beni taciz eder, ben de kediye tekme atarım, kedi de fareyi pençeler, ve nihayetinde de fare...
In an episode of Night Gallery, this guy gets an earwig.
Night Galerisi dizisindeki adamın kulağakaçanı vardı.
They said the good news is, we got the earwig but the bad news is, it was a female.
Kulağakaçanı bulduk, ama işin kötü yanı bu bir dişi kulağakaçan demişlerdi.
My point, earwig is that violence on TV desensitizes people.
Anlatmak istediğim kulağakaçan televizyondaki şiddet insanları duyarsızlaştırıyor.
Now, go to bed, you lying little earwig.
Şimdi doğru yatağına git seni yalancı böcek.
And as an act of contrition, I will now insert this carnivorous earwig into my brain.
Ve bir pişmanlık oyunu olarak şimmdi beynime bu etçil kulağa kaçanları sokabilirim.
Earwig radio receiver, used them all the time undercover in Baltimore.
Kulak içi radyo vericisi Baltimore'lu gangsterler arasında sık kullanılır.
Okay, Gibbs, he took out the earwig.
Kulaklığı çıkardı Gibbs.
It's an earwig, yes.
Evet, bu bir kulağakaçan.
- Earwig! - Earwig!
Kulaklık!
Abby, SRT is sweeping earwig freqs to trace the source,
Abby, güvenlik müdahale ekibi frekansları taramaya başladı.
- Got the freq on Kody's earwig.
- Kody'nin kulaklığının frekansını bulduk.
You have a mic and earwig.
Mikrofon ve kulaklığın var.
An earwig crawled inside me there.
Kulağakaçan böceği girdi kulağıma.
An earwig crawled in me and opened up my veins.
Kulağıma o böcekten kaçtı ve damarlarımı açtı.
The emp must have jammed my earwig.
EMP kulaklığımı bozmuş olmalı.
Before the virus gets to the internet. I suggest you remove your earwig,
Kulaklığını çıkarmanı tavsiye ederim,... ve kol saatini, ve cep telefonunu.
If you are wearing the earwig, it will be detected.
Eğer kulak telsizini kullanırsan, saptanacaktır.
Kitt, mike's not responding on earwig.
Kitt, Mike'ın kulak telsizi cevap vermiyor.
The earwig was damaged in the fall. If michael and cassandra do not get warm, Hypothermia will set in within the next seven minutes.
Eğer Michael ve Cassandra ısınmazlarsa, 7 dakika içinde hipotermi olacaklar.
I'm ditching the earwig.
Kulaklığı atıyorum.
" He's out of audio contact, but we're tracking his earwig, it's still in the casino bathroom.
İletişimi kaybettik ama kulaklığını takip ediyoruz. Kulaklık hala kumarhanenin tuvaletinde.
michael, do not forget your earwig.
Michael, kulaklığını unutma.
I just want to check your earwig.
Kulağındaki şeyi kontrol etmek istiyorum.
Look for an earwig on the prosecutor's table.
Savcının masasında kulaklığı ara.
Earwig's on the table.
Hallettik. Kulaklık masada.
Sarah, Michael is not wearing his earwig
Sarah, Michael kulaklığını takmıyor.
Both his earwig and GPS crapped out... Right after he left that bar.
İki kulaklığı ve GPS'i, bardan çıktığından beri çalışmıyor.
If you hadn't lost your earwig, You'd have been much easier to track.
Eğer kulaklığını kaybetmeseydin, takip edilmen daha kolay olurdu.
I've disengaged from the tow truck, and am following the signal emanating from Michael's earwig.
Çekiciden kendimi çıkarıyorum ve Michael'ın kulaklığından gelen sinyali takip ediyorum.
Let's take that earwig. I will listen in case
Çakma olasılığına karşı dinleyeceğim.
- An earwig!
- Kulağakaçan bu!
Seems to be taking longer than normal to find an earwig serial number.
Chloe sanırım bu numaraları bulmak normalden daha zor olacak.
Here's you earwig.
- Kulaklığın.
I'm gonna need your earwig and your cell phone.
Kulaklığına ve telefonuna ihtiyacım var.
I'm giving her my earwig so you can lead her to the exit point.
Kulaklığımı ona veriyorum böylece sen onu çıkışa yönlendirebilirsin.
Quick, turn off your earwig.
Hemen kulaklığını kapat.
I gave my earwig to the special Agent.
Kulaklığımı Özel Ajan'a verdim.
You burrowed your way into my brain, through my ear, like an earwig!
Kulağımdan girip tüneller kazarak beynimin içlerine girdin. Tıpkı bir kulağakaçan gibi.
- I'm an earwig?
Kulağakaçan mı?
Ifs like teeth and spikes and all your... spilling out millions of earwig eggs all in my brain!
Dişleri, boynuzları falan beynimin her yanında milyonlarca kulağakaçan yumurtası bırakıyorsun!
Earwig is out.
Kulaklıklar kapandı.
Uh, Chief, the commander also would like you to wear, uh, an earwig so that he can communicate with you during the - -
Şef, binbaşı ayrıca kulaklığı takmanızı da istedi.. ... böylece sizinle sorgu boyunca konuşabilecek- -
Buzz, I told you I wanted her to have an earwig.
Buzz, ona kulaklığı takmanı söylemiştim.
Water must have fried the earwig.
Su, kulaklığı yakmış olmalı.
Chief Johnson didn't have her earwig with her, and I had breaking information from Lieutenant Provenza.
Şef Johnson kulaklık takmamıştı ve teğmen Provenza'dan yeni bir haber almıştım.
Yeah, even your sneaky little earwig.
Evet, senin şu gizli kulaklığını da alalım şuraya.
If I see a mom with a stroller and an earwig, I will start shooting.
Elinde bebek arabası olan bir anne görürsem, ateş etmeye başlarım.
He's on an earwig.
Kulaklık takıyor.
Buzz, did you get the earwig up and running?
- Buzz, kulaklıklar çalışıyor mu?
- Earwig.
- Kulaklık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]