Easily translate Turkish
8,808 parallel translation
"Sterling could easily remove himself from the running " for the next ultimate fighter competition feeder coming in a few weeks. "
Sterling bir kaç hafta sonra olacak final dövüşçü yarışmasından kolayca çekilebilir. "
Easily found.
- Kolayca bulunacak.
Without them I cannot easily govern these people.
Onlar olmadan, bu milleti kolayca yönetemem.
Any less and I'm cranky and easily distracted.
Ne yaparsam yapayım gerginim ve dikkatim kolayca dağılıyor.
I can easily follow his route since he left fortitude harbor.
Fortitude limanından ayrıldığından beri rotasını kolayca izleyebiliyorum.
There is no way the two armies can easily rejoin.
Bu iki ordunun kolayca bir araya gelmesinin imkânı yok.
He may easily have been.
Kolayca öyle olabilirdi.
You give up way too easily.
Çok çabuk pes ediyorsun.
We're easily 15 weeks behind.
Kafadan 15 hafta gerideyiz.
I just got you to give me three guys for a job I could easily do with two.
Bana zorla üç kişi vermek istiyorsun oysa iki kişiyle bile kolayca hallederim.
Those in power won't easily give that up
İktidarda olanlar bunu kolayca vazgeçmeyecek
So it is more easily drawn in the same direction.
Yani aynı yönde çizince daha kolay oluyor.
As a newcomer, he won that easily!
Yeni başlamış biri olarak basamakları hızla tırmandı!
Talk to people so easily.
İnsanlarla kolayca konuşmayı.
We can easily expel them from the Abbey.
- Hepsini manastırdan kovabiliriz.
Politicians scare easily.
Siyasetçiler daha çabuk korkar.
But did she know how easily he ordered his men to kill?
Ama adamlarına ne kadar kolay öldür emri verebildiğini biliyor muydu?
Which means... The name of our product has to be something easily remembered by a child.
Bu da demek oluyor ki ürünümüzün adı çocuklar tarafından kolay hatırlanabilen bir şey olmalı.
You can't easily end that relation.
İlişkiyi o kadar kolay bitiremezsin.
You can end a marriage easily?
Evlilik de kolay kolay bitmez.
No, what I am saying is that there are some children who are easily manipulated into believing what is real is not and vice versa.
Hayır, demek istediğim şey bazı çocuklar, neyin gerçek ya da gerçek olmadığına çok kolay ikna edilebilir.
She falls asleep easily.
Hemen uyudu.
Not so easily...
Kolay kolay söyleyemez.
We may not have the luxury of communicating so easily.
Kolayca iletişim kuracak bir lüksümüz olmayabilir.
Do you think the dark forces that converge on our heads can be vanquished so easily?
Kafalarımızda birleşen karanlık güçler bu kadar kolay mağlup edilebilir mi sence?
The Nightcomers value simulacra... those things that take the appearance of other things, so as to more easily enchant them.
Gece Gelenler, simulakrlara önem verir. Bu şeyler, başka şeylerin dış görünümlerini kopyalar. Onları kolayca büyüleyebilmek için.
After some sharpening, it can chop monsters easily.
Biraz biledik mi canavarları keser atar.
I can just as easily pluck you out of it.
İstediğim zaman bunu elinizden alabilirim.
He can lose this opportunity just as easily as he got it.
Onun için bu fırsatı yakalamak kolay olabilir ama elinde tutmasını bilmeli.
David, relations can't be broken so easily.
David ilişkiler bu kadar çok kolay kopamaz.
Trap her hand against my chest with my right hand, turn the wrist, apply an arm bar with my left hand just above the elbow, and as I pivot easily taking my attacker to the ground.
Elini, sağ elimle göğsüme ters biçimde yakalıyorum. Bileğini döndürüyorum ve sol kolumla, dirseğine baskı uyguluyorum. Ve buna bağlı olarak saldırganı kolaylıkla yere seriyorum.
- Yes, but... - Bruising which could have easily spread towards his testicles.
- Kolaylıkla sol testisine de yayılabilecek morluklar.
This is easily the best job I've ever had. I usually wanna quit after like, two minutes, but it's not like that here.
Genellikle 2 dakika sonra işi bırakmak isterim, ama burada öyle değil.
Oh, no, we'll still be playing it tonight- - this game can easily take eight hours.
Yine de bu gece oynayabiliriz. Oyun paso 8 saat sürüyor.
Do you really think women are so easily manipulated?
Kadınları yönlendirmenin bu kadar kolay olduğunu gerçekten düşünüyor musunuz?
She could have easily come along with us... but no!
Kolayca bizle gelebilirdi ama dört saat önceden orada olmak istedi.
He's very discerning, doesn't make friends easily.
Oğlum biraz seçicidir. Herkesle kolay kolay arkadaşlık yapmaz.
Why? I mean, you guys could set that type of shit up easily.
Yani, sizler bunu rahatlıkla satabilirsiniz zaten.
But even though you get into fights easily, I'll always be on your side!
Çabucak kavganın içine giriyor olsan bile her zaman senin yanındayım.
Our men can easily be manipulated
Adamlarımız kolay yönlendiriliyor.
FYI we don't scare easily.
Bilgin olsun biz o kadar kolay korkmayız.
I've no doubt you can mend his body, but there are other wounds, not so easily dealt with.
Vücudunu tedavi edecebileceğinden hiç şüphem yok ama kolayca sarılamayacak başka yaraları var.
Some parts, such as the splinting of the two fingers with simple fractures, went quite easily. Others did not.
İki parmağın ayrılması gibi basit kırıkların olduğu bazı kısımlar epey kolay gitse de diğerleri zordu.
Ramsay gets bored easily.
Ramsay çok çabuk sıkılır.
Lies come easily to you.
Yalan söylemek doğanda var.
Actions by hired hands can easily be denied by the state.
Kiralık adamların yaptığı işler kolaylıkla tanınmayabiliyor.
You can make it happen easily.
Tek cümlene bakar.
You keep trying to impress me, but I don't impress as easily as you or your kind.
Beni etkilemeye çalışıyorsunuz ama ben siz ya da sizin gibiler gibi kolay kolay etkilenmem.
I know Iowans aren't easily impressed.
Iowalıların kolay etkilenmediğini biliyorum.
It will not open easily.
Kolayca açılmaz.
- I wouldn't say "easily".
- Pek de kolaylıkla diyemeyiz.