Eaters translate Turkish
401 parallel translation
Yes, sir, trapped into frittering his life away, playing nursemaid to a lot of garlic eaters.
Çizdiğim tablo doğru mu, abartılı mı?
Fire-eaters make a lot of dough!
Ateş yiyiciler tonla para kazanıyor!
You're all dressed up, but you're a dead ringer for one of them dirt-eaters we traded shots with last night.
İyi giyinmişsin, ama geçen gece çatıştığımız o pislik yiyicilerin zangocu gibi konuşuyorsun.
Men eaters.
Yamyamlar.
The big fellow there, feeding on the smaller, red grease-eaters is of a savage species called Camponotus vicinus Mayr.
Daha küçük ve kırmızı yağ yiyicilerle beslenen şu büyük birey... Camponotus vicinus Mayr denen yırtıcı bir türe ait.
They're flesh eaters, aren't they?
Et yiyiciler, değil mi?
Men like Wilkison : land-eaters.
Wilkison gibilerinin gözü toprağa doymaz.
There's a lot of Clair de Lune in both of you old fire-eaters.
İkiniz de tam Debussy'nin Ay Işığı'nın havasındasınız.
But the world belongs to the meat eaters, Miss Clara... and if you have to take it raw, take it raw.
Ama dünya et yiyenlere aittir, Bayan Clara ve çiğ almak zorundaysan çiğ alırsın.
There is nothing to do. You undeveloped soap-eaters [southerners] are cheated by your own renunciatory fatalism
Siz gelişmemiş sefil güneyliler her şeyi alın yazısına bağlayarak kendi kendinizi kandırıyorsunuz.
What a bore! You polenta-eaters always say the same things.
"Sosise bak!" Siz makarnacılar hep aynı şeyi söylersiniz.
We, in turn, call them eskimos meaning'eaters of raw flesh'.
Bize gelince, onlara "çiğ et yiyenler" anlamında Eskimolar deriz.
They say the Cefalùs were avid hunters, avid eaters, and avid... well, just avid.
Diyorlar ki, Cefalus'lar açgözlü avcılardır açgözlü oburlardır... ve açgözlü... neyse, sadece açgözlü.
Can't you gut-eaters talk any Texican?
Siz, leş yiyiciler İngilizce konuşamıyormusunuz?
Don't look to me like them gut-eaters has been feeding them very good.
O vahşiler bunlara pek iyi bakmamιş anlaşιlan.
These Mire Beasts - what do they feed on, mmm? They are... flesh eaters.
- Bu Çamur Yaratıkları neyle besleniyorlar?
Official spokesmen declined to speculate just how long it may take to kill off all the flesh-eaters so long as the heavy ra...
Yetkililer, yaşayan ölülerin ne kadar sürede tamamen yok edileceğine ilişkin bir yorumda bulunmaktan kaçınıyor. Bununla birlikte...
Shit eaters!
Bok yiyiciler!
Fire-eaters!
Ateş yutanlar!
Somehow the scavengers and the carrion-eaters are the unbeautiful people of the desert not only in looks, but also in character.
Her nasılsa çöp toplayıcılar ve leş yiyiciler çölün çirkin insanlarıdır sadece görünüş bakımından değil, karakter bakımından da.
If you're smart you'll lock them dog eaters in the stockade.
Akıllıysanız, köpek yamyamlarını şarampole hapsedersiniz.
"Of the foundlings vulgarly called'bread eaters"' "as well as those still nursing foundlings," "the Pious lnstitution gives to these aforementioned,"
"Kabaca,'ekmek yiyiciler'denen evsiz çocuklar ve bakımevlerinde kalan kimsesizler konusunda Dindarlar Enstitüsü, bu bahsi geçenlere ve terk edilmiş çocuklara bakan hayırsever kişilere aşağıdaki ödeneği vermektedir."
The thylacine and the wolf are both swift-running flesh-eaters, and, consequently, they look very much the same.
Hem Tazmanya kurdu, hem de kurt hızlı koşucu ve et yiyicidir. Bunun sonucunda görünüşleri de birbirlerine çok benzer.
This innovation was bequeathed by the early insect-eaters of the northern hemisphere to all their descendants, the majority of the mammals alive today.
Kuzey yarımkürenin ilk böcek yiyicileri bu icadı bütün soydaşlarına, yani bugün yaşayan memelilerin çoğuna miras bırakmıştır.
Some were the largest flesh-eaters ever to walk the land.
Dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük etyiyicilerdi.
- Yes but the muck-eaters didn't put out the fire!
- Evet ama bok yiyenler yangını söndürmemiş!
Lord Yabu says that none of these "manure-eaters" deserves the blade.
Efendi Yabu, bu "dışkı yiyenlerin" hiçbiri bu kılıca layık değil diyor.
Foley's fire-eaters finally finished!
Foley'in ateş yutanı nihayet bitti!
These are big eaters.
Bunlar çok yiyen tipler.
The English are big eaters.
- İngilizler iştahlı olur.
How come we didn't cross the 38th parallel... and push those rice-eaters back to the Great Wall of China... and take it apart brick by brick... and nuke them back into the fuckin'stone age forever?
Nasıl olur da 38. paraleli geçip o pirinç yiyenleri Çin Seddine geri gönderip onları parçalara ayırıp sonsuza dek taş devrine gönderemedik?
The mosquitoes that come out at night are man-eaters, but the insect repellent keeps them off.
"Geceleri çıkan sivrisinekler adamları yiyor," "ama böcek kovucular var."
Damn meat eaters!
Lanet olası etçiller!
Fire eaters, sword swallowers.
Ateş yiyiciler, kılıç yutucular.
Some had flat teeth and ate the leaves of trees, and some had sharp teeth for eating meat, and they preyed upon the Leaf Eaters.
Bazılarının ise et yemek için keskin dişleri... Bunlar yaprak yiyenleri avlardı.
The Leaf Eaters stopped only to hatch their young.
Yaprak yiyenler sadece yavrularının yumurtadan çıkması için duruyorlardı.
Spineless, savage, harpooning fish-eaters incapable of any feeling...
Korkak, vahşi, duygusuz balık avcıları.
Two booger-eaters dead ahead!
Yiyici iki ilerliyor!
Fuck you, bean-eaters.
Siktir git Latin sevici.
True fish-eaters eat the fishbones, too.
Gerçek balık severler balığın kılçıklarını da yerler.
Because you let 85 million popcorn eaters pull you this way and that way.
Çünkü 85 milyon cinmısırı tüketicisinin seni yönlendirmesine izin veriyorsun.
Now... let's get out there and get those cheese eaters where they live.
Şimdi buradan çıkalım ve şu peynir yiyenleri yaşayacakları yere koyalım.
- Hi, there, energy eaters.
- Merhabalar enerji yiyicileri.
Litha, my "ongue" is "uck" in the "eaters." My "ongue"!
Litha, "ilim" "tiksere" "ıkıştı." "ilim"!
You're gonna explain to them how upset I am and they better get off their asses and start fighting soon or they'll go back to being a bunch of banana eaters.
Onlara ne kadar kızgın olduğumu açıklayacaksın. Bu savaşı bir an önce bitirmezlerse, eskiden olduğu gibi muz yedikleri ormanlara geri döneceklerini söyleyeceksin.
There's gotta be at least 500 other smoke eaters here that do that shit for real every day.
Her gün yangınla savaşan... en az 500 itfaiyeci var burada.
Man-eaters don't exist. What idiots!
Ne kadar salaklar!
- Oh, no, not the carrion eaters. - Bon appetit.
- Leş kargalarıyla muhatap etmeyin beni.
Carrion eaters.
Pak'ma'ra nedir? Leş yiyiciler.
- Well, how's that? - Because you're meat eaters.
- Çünkü siz etçilsiniz.
Eaters can not be mixed with the hungry.
Bak dinle, tok açın halinden anlamaz.