English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eclipsed

Eclipsed translate Turkish

70 parallel translation
The Persian moon will be eclipsed by the Macedonian sun.
Pers ayı, Makedonya güneşiyle tutulmaya uğrayacak.
Everyone else eclipsed.
Diğer herkes gölgede kalırdı.
The ex-grand master of fakery, not only unmasked, but eclipsed... by his own biographer... is putting a brave face on it...
Sahtekarlığın eski şahının, yalnızca maskesi düşmekle kalmadı, bir de... kendi hayatını yazan kişi tarafından gölgede bırakılmıştı... o ise bu durum karşısında cesaretini kırmadan...
In the east... a black hoarfrost- - the sun eclipsed by the wings of the phoenix.
Doğusunda... siyah bir kırağı - güneş, anka kuşu kanatları tarafından geçici karanlığa bürünür.
When the green moon of Galan is eclipsed, Ko-Dan Armada will invade, and not even your mighty Starfighters will be able to save you.
Galan'ın yeşil ayı tutulduğunda Kodan donanması saldıracak. Ve güçlü Yıldız Savaşçılarınız bile sizi kurtaramayacak.
The Frontier is down, the moon is eclipsed, the Starfighters are dead.
Sınır düştü, ay yıkıldı, Yıldız Savaşçıları öldü. Saldırın!
There we were, a fleet so large it nearly eclipsed the sun.
Güneşi bile gölgede bırakacak büyüklükte bir filoyla gittik.
The possibility of this new... or perhaps unfathomably old... life-form... has left me sleepless, wondering if I haven't lost all perspective... if my intense desire to find the truth hasn't eclipsed the truth itself.
Bu yeni, ya da yaşı belirlenemeyecek kadar eski olan yaşam formunun heyecanı beni uykusuz bıraktı, umarım olaya değişik açılardan bakmayı atlamam.
It was my arrogance that had eclipsed your destiny.
Benim yüzümden sizin kaderinize gölge düştü.
I think this moon is going to be eclipsed today!
Sanırım bu ay bugün çok çakışacak!
But he eclipsed us all.
Fakat o hepimizi gölgede bıraktı.
'His high scores are eclipsed by narcissism,'disregard for teamwork, hostility toward unnamed'enemies'whom he believes prevent him from being hired.
" Adaya yapılan testlerde yüksek derecede narsist olduğu, takım çalışmasına önem vermediği ve itfaiyeye girmesine engel olduklarına inandığı düşmanlara olan nefreti yüzünden itfaiyeye alınamamaktadır.
The self-confidence I had found as a writer... was eclipsed by my worries... about Reza and what possessed her.
Bir yazar olarak bulduğum özgüven,... Reza ile ilgili endişelerimi yok etti ve onu ele geçirdi.
"Should one be lucky enough to see a ghost orchid... all else will seem eclipsed."
Bir insan hayalet orkideyi görecek kadar şanslı olabilir mi? Görürse diğerleri anlamını yitirir.
How do you feel about the bands that you really inspired like Blondie, that have in a sense commercially eclipsed you?
Esinlendiğiniz gruplar hakkında ne hissediyorsunuz? Mesela Blondie gibi, sizi bir anlamda ticari olarak gölgede bıraktı. Bu sizi sinirlendirdi mi?
Mankind's time will be forever eclipsed!
İnsanoğlunun devri, sonsuza kadar gölgede kalacak.
Mankind's time will be forever eclipsed.
İnsanoğlunun devri, sonsuza kadar gölgede kalacak.
Now man's time Forever eclipsed.
Artık insanoğlunun devri sonsuza kadar karanlıkta kalacak.
Man's time forever eclipsed.
İnsanoğlunun devri sonsuza kadar karanlıkta kalacak.
You know, there's a big world out there filled with desperate orphans who would gladly swim across an ocean of thumbtacks just to be eclipsed by the long shadow that is cast by my accomplishments.
Dışarıda, çaresiz öksüzlerle dolu kocaman bir dünya var onlar zorluklarla dolu bir okyanusta yüzüp benim başarılarımın gölgesinde kalmayı kabul edecektir.
You know, there's a big World out there filled With desperate orphans Who Would gladly swim across an ocean of thumbtacks just to be eclipsed by the long shadow that is cast by my accomplishments.
Dışarıda, çaresiz öksüzlerle dolu kocaman bir dünya var onlar zorluklarla dolu bir okyanusta yüzüp benim başarılarımın gölgesinde kalmayı kabul edecektir.
With each passing second, reality eclipsed into the asphalt horizon.
Geçen her saniyede, gerçeklik yerini asfaltın ufuk çizgisine bıraktı.
She always said that one heart eclipsed the other.
Kalplerimizden birinin diğerini kararttığını söylerdi.
You know as well as I do my heart was totally eclipsed long ago.
Benim kadar sende iyi biliyorsun ki kalbimi uzun zaman önce birisine kaptırdım.
But all those stories have been eclipsed now by what many dub the Sideshow of the Century.
Ama tüm o hikâyeler çoğunun'Yüzyılın en büyük özel gösterisi'dediği olayın gölgesinde kaldı.
The stars of Real Madrid are being eclipsed by North Londoners.
Real Madrid'in yıldızları Kuzey Londralılar yüzünden tutulmaya başladı.
But I was eclipsed, and not even by my boyfriend.
Ama erkek arkadaşım bile olmayan birinin gölgesinde kaldım.
KRONSTADT, 1917 The revolution has eclipsed our future.
KRONSTADT, 1917 Devrim geleceğimizi karartıyor.
The fact of Polanski leaving the country and so forth seems to have eclipsed the really important part of this case about what actually happened to the system of justice.
Polanski'nin ülkeyi terk etmesi falan davanın çok önemli bir kısmı olan adalet sisteminde neler olduğunu göz ardı ettirdi.
Sadly, her cult status eclipsed her mathematical achievements.
Bu, inanılmaz bir başarı demekti. Cardano öğrencisinin hak ettiği ödülü, ondan esirgeyemedi.
I'm eclipsed. I'm the other Boleyn girl.
Gölgede kaldım. "Diğer Boleyn kızı" oldum.
As we look at the eclipsed sun through the giant telescope, it will be directly in the middle of the Hyades star cluster.
Tutulma anında büyük bir teleskop ile güneşi gözlemlediğimizde doğrudan Öküz Kümesi yıldız demetine bakıyor olacağız.
If the prophecy is true, in seven days, the sun will be eclipsed by the blood moon.
Kehanet doğruysa, yedi gün içinde Güneş, kanlı Ay tarafından örtülecek.
The Sheriff eclipsed.
Şerif'in tutulması.
"Alack, our terrene moon is now eclipsed and it portends now the fall of Antony."
"Alack, ayımızın ışığı söndü. ve bu Antony'nin bitmesinin habercisi."
What makes the case interesting, the three eclipsed moons.
Her şeyi başlatacak olan bu üç ay tutulması.
And here you sit. Eclipsed.
Ama sen burada oturup, başkasının gölgesinde kalıyorsun.
The old bastard would have cracked with jealously, to be so eclipsed by unworthy son.
Değersiz oğlunu böyle görse kıskançlıktan çatlardı.
If, eclipsed by the other, each one grew idle, the whole edifice would collapse.
Eğer biri kontrolden çıkarsa, diğeri de ona uyar. O zaman da bütün düzen bozulur.
In 10 days when the sun is eclipsed I will unleash the Kraken.
10 gün sonra güneş tutulduğunda Kraken'i serbest bırakacağım.
Please, put the gun down or Little Miss Sunshine gets eclipsed.
Lütfen silahını indir, yoksa Little Miss Sunshine söner.
The moon has eclipsed!
Kürtçe )
When the moon passes between the sun and earth, it covers the light so the sun is eclipsed.
Güneşle dünyanın arasına ay girdiği zaman ışığı keser güneş tutulmuş olur.
Then this personal project eclipsed everything.
Sonra şu kişisel projesi her şeyi çığırından çıkardı.
One of these new giants has eclipsed all others.
Bu yeni devlerden biri diğerlerini gölgede bırakmıştır.
You stand eclipsed.
Sen gölgede kaldın.
Sweet Lady Lucrezia, since my arrival here in Rome I have been captivated by the Holy City whose beauty is only eclipsed by the beauty of the woman I now see before me.
Sevgili Leydi Lucrezia Roma'ya geldiğimden beri güzelliği ancak karşımda gördüğüm kadın tarafından gölgeleyebilecek olan Kutsal Şehir tarafından tutsak alındım.
You see, the difficulty of finding the k-spot Can only be eclipsed by the recipient's ability To withstand the intensity of its discovery.
K-noktasını bulmanın zor yanı alıcının onun keşfine karşı direnişinin şiddetine bağlı olmasıdır.
it was. low passageway to this - a gate barely one person wide. you'd go onto a gangplank and you'd be shipped to the Americas as slaves. nearly 12 million slaves were shipped across the Atlantic. in the Sahara. so the town was eclipsed
Bir kurtuluş yolu gibi görünüyordu ve sapkınca bir açıdan da öyleydi. Çünkü hücrelerde kilitli geçirilen bir kaç aydan sonra uzun, alçak bir geçiten bu yalnızca bir insanın sığabileceği kapıya geliyordunuz. Bu geri dönüşü olmayan kapıydı.
( Announcer ) You shall stand above all others eclipsed only by the gods themselves! So at last meet upon the sands.
Sonunda arenada karşılaşacağız.
Look! The moon is eclipsed What does it mean, mom?
( DIŞ SES Said-i Nursi'nin annesi

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]