English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Elaborate

Elaborate translate Turkish

1,470 parallel translation
It's an elaborate costume.
Giydiği kostum çok karışık.
The thing is, Paul... it occurred to me this might all be part of some elaborate con.
Olay şu, Paul bunların hepsi bana ayrıntılı bir dümenmiş gibi geldi.
Uh, boss, aren't you gonna elaborate a little bit first?
Patron, önce biraz düşünsek?
Elaborate.
Açıkla biraz.
Yeah, I don't know. I mean, it seems pretty elaborate to be a prank.
Şaka olamayacak kadar detaylı görünüyor.
Hoke had elaborate safeguards against conventional hacking.
Hoke, bilinen hack yöntemlerine karşı sıkı önlemler almıştı.
He wanted your engineering skills to help him create more elaborate fires.
Daha özenli hazırlanmış yangınlar için senin mühendislik dehana ihtiyacı vardı.
Well, it seems just a little elaborate.
Biraz ayrıntılı gibi görünüyor.
I mean, considering this whole thing is just an elaborate ruse designed to bring down my brother. I'm guessing that having your parents there might be a bit of a downer.
Yani, ağabeyimin psikolojisini bitirmek için hazırladığın tüm bu ayrıntılı oyunu düşününce ailen sıkı bir sakinleştiriciye ihtiyaç duyacak gibime geliyor.
- Could you elaborate?
- Açıklar mısınız? - Hayır.
Why? What do you have, some elaborate plan?
Elinde ne var, ayrıntıIı bir plan mı?
An elaborate diversion?
Kasıtlı bir dikkat çekme mi?
I'm not playing some elaborate game, Lex.
Ben entrika çevirmiyorum Lex. Artık bu benim hayatım.
- Why the elaborate ruse?
- Neden karmaşık yollardan gidiyorsun?
You went into a coma, had some kind of vision, for all we know, the whole thing could have been an elaborate hallucination.
Bir komaya girdiniz, bir şeyler gördünüz. Tüm bildiğimiz bütün bunlar özenle hazırlanmış bir sanrı olabilir.
- You care to elaborate?
- Açıklamak ister misin? - Aslında...
Otho, on the other hand is always making elaborate studies of things topics you and I might find boring but which sometimes can turn out to be quite useful.
Otho, diğer yandan ikimizin sıkıcı bulabileceği karmaşık işler hakkında araştırma yapar her zaman ; ama bazen oldukça işe yaradığı ortaya çıkar.
Yeah I can see why you needed an elaborate plan to get me there.
Evet, şimdi anlıyorum beni oraya götürmek için neden özenle plan yapıldığını.
- Care to elaborate?
Ayrıntıları anlatmak ister misin? Ne?
He imagined a series of elaborate interactions between a black hole and the different forces of nature.
Bir karadelikle, doğanın farklı güçleri arasında ayrıntılı etkileşimler tasavvur etti.
The female usually builds at night and constructs this very elaborate web.
Dişi, genellikle geceleri çalışır ve bu çok karmaşık ağı örer.
I was gonna make up some elaborate lie, but I decided to be honest.
Bir yalan uyduracaktım, ama sana karşı dürüst olacağım.
You know I never understood all these elaborate tortures.
Biliyor musun? Şu süslü işkence yöntemlerini hiç anlamamışımdır.
Quite an elaborate job, really.
Çok temiz iş.
No elaborate money laundering scheme.
Karmaşık bir para aklama planı değil.
A mating ritual more elaborate than anything on the Discovery Channel.
Çifleşme ritüalleri Discovery Channel'dan çok daha ayrıntılı.
This guy has plans for you and your friends... and his plans are pretty fucking elaborate and pretty fucking fucked.
Bu adamın sen ve arkadaşların için bazı planları var ve bu planlar oldukça ince düşünülmüş ve oldukça berbat planlar.
- -a violent struggle with his intended victim- -he's linked to murders where women were stalked and harassed for hours- -an elaborate game of cat-and-mouse.
- Öldürmeye niyetlendiği son kurbanının zorlu mücadelesiyle karşılaşan... - kadınların satlerce süren karmaşık bir kedi-fare oyunuyla avlandığı ve taciz edildiği... cinayetlerle de bağlantılı.
That would be quite an elaborate setup, don't you think?
Sence de özenle hazırlanmış bir tuzak değil mi?
Care to elaborate on that?
Biraz açar mısınız?
Elaborate hoax or publicity stunt?
Ustaca hazırlanmış muziplik mi, bir tanıtım mı?
Very elaborate, the way they like to do it...
Hayli özenli, aynı sevdikleri gibi...
Isn't all of this a little elaborate?
Bütün bunların hepsi biraz fazla değil mi?
it is an elaborate operation.
Çünkü karmaşık bir işlemdir.
Thank you, Hodges, for performing that incredibly elaborate test requiring copious concentration and an advanced degree.
"Teşekkürler, Hodges, yüksek bilgi ve aşırı konsantrasyon gerektiren bu inanılmaz detaylı testi yaptığın için."
You want to elaborate a little bit more on those enemies?
Bu düşmanları biraz daha detaylandırır mısınız?
Care to elaborate on that?
Bunu açıklar mısınız?
- Care to elaborate?
- Biraz açar mısınız?
Perhaps I should elaborate a...
İstersen önce biraz düşünüp- -
Would you care to elaborate?
Biraz detaya iner misin?
She didn't elaborate.
Pek bir şey söylemedi.
Wake up in what they think is the SGC, turns out they're not really on Earth and it's all part of an elaborate Goa'uld plot.
Yıldız Geçidi Komutanlığı olduğunu düşündükleri yerde uyanırlar ama Dünya'da olmadıkları, bunun bir Goa'uld işi olduğu anlaşılır.
We warned them about the Triad, we just didn't get a chance to elaborate.
Biz Triad hakkında onları uyardı, sadece ayrıntılı bir şans alamadım.
You are gonna throw me an elaborate wedding.
Benim için muhteşem bir düğün yapacaksın.
How elaborate?
Ne adar muhteşem?
They built elaborate tunnels so they could meet secretly.
Gizlice buluşmak için dağın içerisini labirent şeklinde kazmışlar.
Are you sure this whole thing isn't just an elaborate scheme to get me to help you clean your house?
Bunun evini temizlememe yardım etmem için numara olmadığından emin misin?
Sounds elaborate.
- İnce düşünülmüşe benziyor.
That's quite an elaborate plan to fight boredom, Mikey.
Hayat sigortası yokmuş.
Can you elaborate on that?
Biraz daha açık konuşur musunuz?
Feel free to elaborate.
Ayrıntıya girebilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]