English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Elegantly

Elegantly translate Turkish

82 parallel translation
She's sitting over there by that window and elegantly sipping on a glass of wine while staring out at the skyline.
Orada oturuyor. Gece manzarasını izlerken lüks bir şarap içiyor.
As you so elegantly put it.
Zarifçe ifade ettiğin gibi.
At that moment he was elegantly wrapped.
Çok şık bir şekilde paketlenmişti.
And he demands that I dress elegantly that I get new dresses, new hats...
Seçkin giyinmemi ister, yeni elbiseler, şapkalar alırım...
"lt can't be done so elegantly... " so calmly or delicately...
Cömertlik, saygı ve incelikle ;
With just a twist of your wrist, your trousers are changed... your trousers are changed... the trousers are changed... to elegantly looking shorts.
Basit bir hareketle, pantolonunuz şık bir... pantolonunuz şık bir... pantolonunuz şık bir... şorta dönüşüyor.
I admit they dressed more elegantly for salons.
Kabul etmeliyim ki eskiler salonlara benden daha uygun giyinirlermiş.
So many parties in those days, and the guests were so elegantly dressed.
O günlerde sürekli partiler verilirdi konuklar çok şık olurdu.
"Never before, Sancho, have I heard you speak so elegantly as now."
"Daha önce hiç, Sancho, duymadım böyle zarif laflar ettiğini."
Then, with a surgical skill that amazes even me, I fit in the knife... and slice elegantly down to the navel, just like a seamstress following a pattern.
Daha sonra, beni bile şaşırtan bir cerrahi beceriyle bıçağı çocuğa saplıyorum... ve karnına kadar ustaca yarıyorum, kumaş kesen becerikli bir terzi gibi.
First : A fourpost bedstead, with hangings of Hungary lace very elegantly trimmed with olive-coloured cloth and six chairs and a counterpane to match the whole in very good condition, and lined with soft red and blue shot-silk.
Öncelikle, zeytin yeşili örtülü ve Macar işi şeritlerle süslü bir karyola, aynı kumaşla kaplı altı sandalye, hepsi de çok iyi durumda ve yanar döner renkli tafta astarlıdır.
You write very elegantly.
Çok hassas yazıyorsunuz.
Look at the shape of that soldier ankle, the way it so elegantly curve into his boot.
Şu askerin ayak bileklerine bak. Botlarına ne kadar asil bir şekilde oturmuş.
You'll see how elegantly this works.
Ne kadar güzel işe yaradığını göreceksin.
if a courtesan is not elegantly attired, she will not exhilarate my husband.
Eğer bir cariye şık bir şekilde giyinmediyse, kocama zevk veremez.
along people dressed elegantly
Yanında iyi giyimli adamlar ve kadınlar vardı.
Elegantly put... who the devil... yes, indeed.
Şık durdu... Hangi şeytan... Evet, gerçekten.
Concede too how elegantly I've eased from proposal to proposition.
Ayrıca, öneriden evlilik teklifine nasıl zarafetle geçtiğimi de kabul etmelisin.
"The bride was elegantly dressed and the bridesmaids were duly inferior."
"Gelin çok güzel giyinmişti nedimeler hakkıyla biraz daha gösterişsizdi."
That film elegantly portrays one of life's simple truths :
O film, hayatın basit gerçeklerinden birini hassasça portreler :
They were parfumed. Elegantly written.
Onlar parfümlüydü Zarifçe yazılmışlardı.
You'll have to dress elegantly.
Şık giyinmeniz lazım.
But few have so elegantly tied together the disparate threads as the one you will hear tonight.
Fakat bu gece duyacağınız teori.. ... diğerlerinden tamamen farklı.
Now, what this pastor did... he referred this couple to a chapter in the Bible... which I think very elegantly supports our case.
Bu rahip, söz konusu çifte... İncil'deki bir bölümü okumalarını tavsiye etmiş. Bence bu bölüm bizim durumumuzu mükemmel bir şekilde destekliyor.
So elegantly designed.
Şık bir şekilde dizayn edilmiş.
Though I do think Cliff Robertson expressed it more elegantly.
Cliff Robertson bir filminde bu derin acıyı çok iyi yansıtmıştı.
An elegantly simple nine-pound amalgamation of forged steel and plywood.
Oldukça basit ve zarif bu dört kiloluk dövülmüş çelik ve kontrplak alaşımıdır.
She can complete the whole intricate, elegantly symmetrical structure in about an hour.
Bu çetrefilli, nefis simetrik yapıyı bir saat içinde tamamlayabilir.
You do it so elegantly.
Çok hassasça yapıyorsun.
Charles Darwin hit upon a truly brilliant idea that elegantly explains all of life on earth, without any need to invoke the supernatural or the divine.
Charles Darwin hiçbir doğaüstü veya kutsal bir varlığa gerek bırakmayacak... zarif ve çok parlak teorisi ile dünya üzerindeki tüm hayatı, açıklamış oldu.
When your dad puts everything in order we'll get you a nice yacht and let it sail around elegantly!
Baban da şu işleri bir hale yola koysun sana güzel bir tekne alırız. Atarız denize kız gibi salınır!
I probably would have done the same thing... only not as elegantly.
Muhtemelen ben de aynısını yapardım. Ama bu kadar ince düşünemezdim.
- Used my participation to elegantly end these atrocities.
- Bu barbarlığı kesin bir şekilde sona erdirmek için iştirakime alışık.
Let me just get out of this bubble smoothly and elegantly.
Tamamdır. Bu baloncuğu yavaşça ve dikkatlice kenara çekeyim.
Only I wish to say it more elegantly.
Sadece bunu zarifçe dile getirmek istiyorum.
In-elegantly phrased, Mr. Ravello, but accurately put.
İfade zarif değil, Bay Ravello, fakat tam yerine oturdu.
No adventures on the movie houses or more elegantly the "cinemas"?
Senin deyiminle "sinemalar" da bir anın yok mu?
It's such a stupid habit that you have to dress up elegantly...
Başkasının kılığına girmek çok aptalca bir alışkanlık...
Even they deserve to dress elegantly.
Onların bile şık giyinmeye hakkı var.
You don't present yourself as elegantly as you might.
Kendini olabileceğin kadar zarif bir şekilde tanıtmıyorsun.
The one who's eating so elegantly is Moloch.
Şurada kibarca yemek yiyen arkadaşımız, Moloch.
I'm just going to elegantly show you how it's done.
Sadece nazikçe nasıl yapıldığını göstereceğim.
This Napa Pinot is elegantly smooth, full bodied with a hint of blueberry.
Bu Napa Pinot'un tadında hassas bir hoşluk vardır. Tamamen çay üzümünden yapılmış.
Perhaps not for her. This official is elegantly dressed with an impressing bearing.
Ancak onun için, etkileyici tavırları olan bu şık giyimli yetkili kişiye karşı hiç de güçlü değiller.
Reality, as the sophists so elegantly informed us, is all relative.
Gerçeklik tüm bilgicilerin de itinayla belirttiği gibi tamamıyla görecelidir.
- Yes. Very elegantly put.
Evet, pek kibarca söylediniz.
Elegantly done.
Çok zarifçe bindim.
The beauty of your kind is how elegantly they've evolved.
Diyorum ki türünün güzelliği, ne kadar hassas bir şekilde evrimleştiğiniz.
No grace, no style! You've got to move my fingers more elegantly.
Zarafet yoksa tarz da yoktur!
It's spacious and elegantly furnished.
Modaya uygun, çok zarif döşenmiş...
Elegantly.
Zarif bir şekilde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]