English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Emasculating

Emasculating translate Turkish

78 parallel translation
You came dangerously close to emasculating my nose
Burnumu suratıma gömmeye çok yaklaşmıştın.
Well, I didn't wanna interrupt you while you were emasculating our son. But, Peg, I suspect your mind much like the lost continent of Atlantis no longer appears on any map.
Oğlumuzun erkekliğini yok ederken araya girmek istemedim ama Peg sanıyorum senin aklın da kayıp kıta Atlantis gibi haritalardan silindi.
You know, I used to think you were stuck... in an emasculating, go-nowhere job.
Biliyor musun, sıkışıp kaldığını güçten düştüğünü ve başka bir yapamayacağını düşünürdüm.
It was very emasculating.
Erkekliğimi aşağılayıcıydı.
Well, it's very emasculating.
Eee, bu erkekliğimi çok aşağıladı.
Your experience with Maris has been emasculating.
Maris'le yaşadığın travmanın etkisi azaldı.
I mean, you go out with condescending, emasculating women.
Yani, sen kendini beğenmişce davranıyorsun.
"emasculating a donkey over there."
"hadım eden adamı görmek istiyoruz."
It's emasculating.
Hadım edilmiş gibi olurlar.
My God, woman. lt's been a thousand years and yet you are as aggravating and emasculating as ever you were.
Yüce Tanrım! Kadın! Aradan bin yıI geçti, hâlâ ilk günkü kadar sinir bozucusun.
I want you to go wedding dress shopping with me... and other emasculating activities that I can think of.
Benimle gelinlik alışverişine ve aklıma gelen birkaç tane daha aşağılayıcı aktiviteye gelmeni istiyorum.
- Hey, does "emasculating" mean "cool"?
- Aşağılayıcı, "havalı" mı demek?
- That was both honest and emasculating.
Teşekkür ederim, dürüst ve aşağılayıcıydı.
- It's very emasculating.
Bu hadım edilmiş gibi.
It's emasculating having your kid brother pay for your headshots.
- Küçük kardesimin fotograf parami ödemesi bana kendimi zayif hissettiriyor.
Do you feel like I was emasculating you?
Sana erkeklik tasladığımı mı hissediyorsun?
If you can't afford me the respect, if you can't treat me like a man if you insist on emasculating me... - Emasculating?
Bana saygı göstermezsen, bana adam gibi davranmazsan beni küçük düşürmekte ısrar edersen...
He can be so emasculating.
Çok zayıf olabilir.
What in my ideas do you find emasculating?
Düşüncelerimin hangi kısmı erkekliğinizi etkiliyor ki?
It's possible that he has a profession that he finds emasculating.
Adamın, kendisini kısırlaştırdığını düşündüğü bir meslek yapıyor olması mümkün.
As if having a jealous girlie fit on our first date wasn't emasculating enough, I have to get home to my kids.
İlk randevumuzda, böylesi aciz bir tavır takındığım için kusura bakma ama çocuklarımın yanına dönmeliyim.
And hanging up on E, must have been prett emasculating?
ve E'nin yüzüne kapatmak oldukça vurucu olmuş olmalı
Oh, now Vince is emasculating E.
Şimdi de Vince E'yi zorluyor.
That would be emasculating.
O oldukça kabuledilebilir olurdu.
The hyper-masculine disguise, victim preference, And the emasculating trigger of the first attack All tell us this is an unsub suffering a masculine identity crisis.
Aşırı erkeksi kılık, kurban seçimi ve... ilk saldırının çıkış noktası, şüphelinin eril kimlik sorunu yaşadığını gösteriyor.
"Emasculating." I've never heard such nonsense.
"İğdiş edici." Hayatımda böyle saçmalık duymadım.
Fine, it was exhausting, irritating, emasculating, never-ending and vaguely pleasant.
Peki. Yorucu, rahatsız edici hadım edici, asla bitmek bilmeyen ve belli belirsiz bir hoşluk.
I've been told I'm emasculating.
Belki bunu tekrar düşünmek istersin Söylemiştim ben hadım ediciyim.
Yo, a man encroaching on another man's crib buying, is just emasculating.
Başka bir adam, babanın görevi olan karyolayı alarak haddini aşmıştır.
You people have any idea how emasculating that is?
Bunun ne kadar insanı hadım edici olduğunun farkında mısınız?
It sounds vaguely emasculating.
Kulağa hadım edilmiş gibi geliyor.
Oh, admit it. You find my wealth to be emasculating.
Servetim sana iğdiş edici geliyor.
I just can't move away from her and her emasculating ways.
Sadece ondan ve iğdiş yöntemlerinden uzaklaşamıyorum. Doğru, doğru.
Right, right,'cause offering standard medical treatment to a patient is clearly emasculating.
Çünkü bir hastaya standart tedaviyi önermek açıkça iğdiş etme anlamına geliyor. Onu savunma hakkın yok.
Am I an emasculating bitch?
Ben iğdiş edici bir kaltak mıyım?
I am the one who's constantly emasculating her husband.
Kocasını pasifleştiren kadın benim.
emasculating bitch.
Hadım edici orospu.
Emasculating bitch.
Hadım edici orospu.
She's an emasculating bitch!
O hadım edici bir orospu.!
Was someone else an emasculating bitch,
Hadım edici orospu başka biri miydi?
And the double olives - - emasculating.
İki zeytinse erkekleri uzaklaştırır.
That's emasculating.
İşte buna kuşa döndürmek derler.
Every single thing you say to me is emasculating.
Bana söylediğin her kelime hadımlıkla ilgili.
Let me show you a move I learned. Getting self-defense tips from my mother seems a little emasculating.
Annemden kendini savunma dersleri almak biraz hadım edilmiş gibi oluyor.
She's so emasculating.
Hadım eder valla...
This is so, like, whatever the female version of emasculating would be.
Bu şey gibi... Emasculating'in female sürümü her neyse...
Only slightly emasculating.
Gücümü geri kazanmalıyım.
She's dominating him, emasculating him.
Onu ben de sevmedim.
I was emasculating you in order to get myself off.
Kendimi tatmin etmek için seni küçük düşürüyordum.
That's not emasculating.
Aciz değilsin.
Sounded like you were emasculating out loud.
Bence sesli olarak beni hadım ediyordun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]