English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Emily's

Emily's translate Turkish

2,467 parallel translation
Mama's proud, but Emily is gonna crucify you.
Gurur duyuyorum. Ama Emily seni çarmıha gerecek.
Just make sure Emily's on board with that.
Bu konuda Emily'nin de bir sorun çıkartmayacağına emin ol.
Emily, are you there?
- Emily, orada mısın?
Emily, what's going on? Talk to me.
Emily, neler oluyor?
For Emily's sake.
Emily'nin hatırına al.
The Graysons are the last people I want to be indebted to, but if Emily's already planning on joining'em...
Graysonlar borçlu olmak isteyeceğim son kişilerdir ama Emily onlara katılmayı çoktan kafasına koyduysa...
- Emily, hey. Sammy's here.
- Emily, selam.
- And it's not his first time in Emily's house.
- Ve Emily'nin evine ilk girişi de değil.
It's also about Emily, so you really need to be asking her.
Aynı zamanda Emily ile de ilgili. O yüzden bu konuyu ona sormalısın.
How's Emily doing?
- Emily ne yapıyor?
Emily is for real hooked up over there.
Emily, oraya gerçekten bağlanmış.
It's already past there, Emily.
Orayı geçtik, Emily.
Emily's a sweet girl.
Emily tatlı bir kız.
I was trying to get in touch with my daughter. And thought Emily might know where she is.
Kızıma ulaşmaya çalışıyordum ve Emily'nin onun nerede olduğunu bileceğini düşündüm.
If reincarnation exists, then Emily was once Cleopatra.
Eğer reankarnasyon varsa o zaman Emily bir seferinde Kleopatraymış.
Where's Emily and Spencer?
Emily ve Spencer neredeler?
Somebody called Emily from my phone.
Birileri benim telefonumdan Emily'i aramış.
Yeah, but it's not just Emily.
Evet, ama sadece Emily değil.
Hey. It's Emily.
Ben Emily.
Emily, look, you and Paige have been seeing each other on and off for almost a year, and you don't think it's a little odd that she's never mentioned anything about Ali to you?
Emily, bak sen ve Paige neredeyse bir yıldır görüşüyorsunuz. Sana hiç Ali'den bahsetmemesi biraz garip değil mi sence?
I'm not accusing her of anything, but let's not forget, Emily, this girl once tried to drown you.
Onu hiçbir şeyle itham etmiyorum ama şunu unutma, Emily. Bu kız seni boğmaya çalıştı.
Okay, so I snuck into Emily's bedroom and stole some of her stationery.
Emily'nin odasında sızdım ve mektup kağıtlarından bazılarını çaldım.
I am telling you that I actually used the word "snake" when I was talking to Emily outside of the girls'locker room.
Diyorum ki soyunma odasının dışında Emily ile konuşurken tam olarak "yılan" kelimesini kullandım.
She's been obsessed with Emily for years.
Bir yıldır Emily'e takıntılıydı.
It's Emily.
Emily.
Emily's coming?
Emily geliyor mu?
Emily think she's coming over here so we can apologize.
Emily buraya özür dileyeceğimizi düşündüğü için geliyor.
This is the part where you're supposed to reassure me that I'm just being a caring friend and Emily's going to be fine.
Şu an beni rahatlatman gerekiyor. "Sen arkadaşca davranıyorsun ve Emily iyi olacak" gibi şeyler söyle.
Or is she at Emily's?
Ya da Emily'nin evindedir.
Well, Emily might be with Paige right now, and we all know what she's capable of.
Emily, şu an Paige ile beraber olabilir ve hepimiz neler yapabilme kapasitesinde olduğunu biliyoruz.
You're supposed to be watching Emily's house.
Emily'nin evini gözetliyor olmalıydın.
It actually makes me feel a lot better knowing Emily's going to be far away from here tonight.
Aslında Emily'nin bu gece buradan çok uzakta olması beni çok daha iyi hissettiriyor.
You're not the only one that's good at this game, Emily Thorne. Stop freestyling.
Bu oyunda iyi olan bir tek sen değilsin, Emily Thorne.
He's not acting like he's got something to hide, Emily.
Saklayacak bir şeyi var gibi davranmıyor Emily.
There was a points failure the day Emily disappeared.
Emily'nin kaybolduğu gün demiryolu makaslarında bir arıza varmış.
Which is why, if Emily Nocenti is to get justice for her father's death, if Martin Somers is to get justice for his crimes, then someone is going to have to do it for them.
Nu yüzden eğer Emily Nocenti, babasının ölümü için adalet bulacaksa Martin Somers işlediği suçlar için adalet bulacaksa bunu onlar için yapacak.
Um, Emily, let's go grab a cup of coffee, okay?
Emily, kendine bir fincan kahve al, tamam mı?
He's going to jail, Emily.
Hapse giriyor, Emily.
Well, that's not a very helpful thing to say to a Senator, Emily.
Bunu bir senatör için söylemek pek de yardımcı olmaz, Emily.
Emily, it's been'lo years. Even just a "hello" would be a good start.
Emily, bir selam vermeyeli 10 sene oldu.
I see you're still angry at me, but it's been years, Emily.
Hâlâ kızgın olduğunu görüyorum. Yani, yıllar oldu, Emily.
Emily, it's me.
Emily, benim.
The bus driver called in right after the eruption.
Emily. Otobüs şoförü patlamadan hemen sonra aramış, o zaman parktan yeni ayrılmışlar.
Well, if I'm not mistaken, I believe the traditional 2-week nanny gift is pearls, but I can check my Emily Post.
Peki, eğer yanlış bilmiyorsam, geleneklere göre 2-haftalık dadılık hediyesi inci küpeler olmalı, ama yine de Emily Post'uma tekrar bakabilirim.
Emily, what's not to know?
Emily, bilmediğin şey nedir?
Where's Emily?
Emily nerede?
Emily, you gotta get Henry.
Emily, Henry'i almalısın.
Emily, look, I know you don't want to talk about it, but it's exactly why we need to talk about it.
Emily bak, biliyorum bu konu hakkında konuşmak istemiyorsun,... ama tam da bu yüzden konuşmamız gerekiyor.
It's the only reason you would be this quiet, Emily.
Bu kadar sessiz olmanın tek sebebi bu olmalı Emily.
Emily's having this dinner party thing next week, and we talked about maybe going together, and I think now he's blowing me off.
Emily gelecek hafta evinde bir akşam yemeği veriyor ve biz de belki birlikte gideriz diye konuşmuştuk şimdi de beni başından savıyor sanırım.
It's just that Emily went to so much trouble.
Sırf Emily o kadar zahmete girdi diye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]