Emin translate Turkish
117,695 parallel translation
Are you sure?
Emin misin?
Look, I get it, you guys have had lots of bosses, but it's my job to make sure we deliver, and I'm trying to help us do that.
Dinleyin biliyorum patronlarınızı kaybettiniz, ama benim işim teslim götürmekten emin olmak, ve bunda bize yardım etmeye çalışıyorum.
Now, it's not totally clear to me yet exactly who you and your team are working for, but I have a message for them and you...
Şimdi, sen ve ekibin kimin için çalışıyor tam emin değilim ama onlar ve senin için bir mesajım var.
I'd like you to pay us for Celina's medical treatment and, no doubt, the therapy it's going to take to make sure she fully recovers from what you've put her through.
Hiç şüphesiz alacağı terapinin ona yaptıklarını tamamen düzeltmesinden de emin olacaksın.
We'll make sure of that, all right?
Bundan emin olacağız tamam mı?
So, let's make sure they do not leave you real dead!
Sizi gerçekten öldürmediklerine emin olun!
You sure it was him? Positive.
- O olduğuna emin misin?
I'm not sure what you plan on measuring in here, but I'd recommend a yard stick.
Burada ne ölçmeyi planladığınızdan emin değilim ama size metre öneririm.
If I had seen a voyeur peeping in Ms. pain's window, and I am not saying that I was ever there, I would be certain it was this guy.
Bayan Pain'nin penceresindeki röntgenciyi görseydim ve orada olduğumu söylemiyorum bu adam olduğuna emin olurdum.
Are you sure your brother didn't just send you a picture from a zombie movie?
Kardeşinizin size bir zombi filminden resim atmadığına emin misiniz?
I... I just want to be sure.
Sadece emin olmak istedim.
CIA's man in the palace isn't even sure he's still in Jakarta.
Hayır. CIA'in saraydaki adamı hâlâ Cakarta'da olduğundan bile emin değil.
Well, she's not sure exactly.
Tam olarak emin değil.
You are sure of this?
- Bundan emin misin?
You can be sure he will not be called Uhtred, Lord, if that is your meaning.
İma ettiğiniz buysa lordun adının Uhtred olmadığına emin olabilirsiniz.
Ensure the ships are guarded well.
- Gemilerin iyi korunduğuna emin ol.
Ensure the horses are watered and fed, but ready.
Atlara su ve yem verilip hazırlandığından emin olun.
I cannot say for certain, Lord, but that was the plan, to sail upriver and take Lunden, which would now be your city, as King of Mercia.
Emin bir şekilde söyleyemem lordum ama plan karşıya yelken açıp Mercia Kralı olarak artık şehriniz olabilecek Lunden'i almaktı.
Be sure it does, Odda.
Öldüğünden emin ol Odda.
And even if it works, are you sure you want to open that box?
İşe yarasa bile, o kutuyu açmak istediğine emin misin?
$ 420,000 You sure about that?
$ 420,000. Emin misin?
You're sure this is the place?
Bu yer olduğuna emin misiniz?
You know, I wasn't convinced you'd show up.
Biliyor musun, geleceğinden emin değildim. - İkna edildim.
I just... I need to make sure he doesn't hurt anyone else.
Sadece başka hiç kimseye zarar vermeyeceğine emin olmalıyım.
You sure it's a good idea?
Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin?
- You sure?
- Emin misin?
They'll want to make sure that we're healthy, that we're eating...
Sağlıklı olduğumuz ve beslendiğimizden emin olmak istiyorlar.
I had to hide out by the river until I was sure - I wasn't being followed.
Takip edilmediğimden emin olana kadar nehrin orada saklandım.
How could you possibly know that?
Bundan nasıl emin olabiliyorsun?
Jackson and I have examined every possibility. And the only thing that we know for sure is that if we do nothing, we die.
Jackson ve ben tüm olasılıkları inceledik ve tek bir konuda emin olduk, eğer hiçbir şey yapmazsak, öleceğiz.
I didn't know if you would.
Kabul edecek misin emin değildim.
You sure about that?
Bundan emin misin?
You sure about this?
Bundan emin misin?
I need you to keep an eye on the vice president, make sure he's working in the country's best interests, not his own.
Başkan Yardımcısı'nı müşahede altında tutmalısın. Kendisinin değil, ülkenin çıkarlarına hizmet ettiğinden emin ol.
How the hell can you be so sure of that?
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
- Agent Wells, I promise you...
- Ajan Wells, emin olun...
How can you be so sure?
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Langdon asked me to do a number of things, and if I would've seen something like this, I would remember it.
Hayır. Langdon bana bir sürü iş yaptırırdı. Böyle bir şey görseydim hatırlardım, emin ol.
- You okay?
- Emin misin?
The President's in very capable hands.
Başkan emin ellerde.
I'm not so sure about Iowa.
Iowa'da öyle midir, pek emin değilim.
- Are you sure? - Yeah, go back.
- Emin misin?
You're sure?
- Emin misin?
I didn't know if I could trust you, and I knew you didn't trust me.
Sana güvenebileceğimden emin değildim. Bana güvenmediğin de belliydi.
I just wanted to make sure the best interests of the country were being protected.
Sadece ülkemin çıkarlarının korunduğundan emin olmak istedim.
And Agent Wells is absolutely positive? Yes, sir.
- Ajan Wells kesinlikle emin mi?
Wow. Are you sure you two are related?
Akraba olduğunuzdan emin misin?
Mr. President, you can be assured of our continued support.
Bay Başkan, desteğimizin süreceğinden emin olabilirsiniz.
- Good. Just make sure that the narrative is what we want it to be.
Hikâyeyi bizim kontrol ettiğimizden emin ol.
You sure?
Emin misin?
Are you sure you're up for this? No, I want to be here.
- Burada olmak istediğinden emin misin?