English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Empathize

Empathize translate Turkish

138 parallel translation
Winners do not empathize with losers.
Galipler yenilenlere anlayış göstermez. Afiyet olsun.
I empathize with your feelings
Duygularını anlıyorum.
Well, I can empathize, can't I?
Empati yapabilirim ama, değil mi?
We never had any children but it's easy to empathize.
Hiç çocuğumuz olmadı, ama kolay anlayabiliyoruz.
- You can empathize.
- Empati kurabilirsin bu durumla.
- Empathize with your plight?
- Bahtsızlığınıza üzülelim mi?
My captivity forced me to understand and even empathize with Gerry Schnauz.
Tutsaklığım sırasında kendimi Gerry Schnauz'un yerine koydum.
I'm very sorry. Perhaps you can empathize with the people who have been wiped out of their entire life savings.
Belki, biraz merhametli olabilirsiniz tasarruflarını soyduran yaşlı insanlar için.
I wish I didn't empathize.
Keşke onlar için üzülmemenin bir yolunu bulsam.
I empathize with you.
Duygularını anlarım.
Since, Elizabeth, it's impossible in this world we live in to empathize with others, we can always empathize with ourselves.
Çünkü... Lütfen Elızabeth. Yaşadığımız dünyada başkalarının duygularını anlamamız imkansızdır.
So I empathize with you, Dad. I really do.
Artık kendi doğrularıma göre hareket edeceğim, baba.
Let's just say that I empathize.
Bana Müsade empathize.
I'm sorry. I'm just sick of hearing people complain about their love lives while I face another weekend without plans. - Well, I empathize, but...
Ama benim hafta sonu için bile plânım yokken insanların aşk hayatından şikayet etmesine çok kızıyorum.
Winners do not empathize with losers.
Galipler yenilenlere anlayış göstermez.
About your tendency to over-empathize.
- Hayır. Senin yüksek empati eğilimin hakkında.
In the case of Vietnam, we didn't know them well enough to empathize.
Vietnam meselesinde, karşımızdakilerin ne düşündüklerini bilecek kadar onları tanımıyorduk.
To make you empathize.
Başkalarını anlayabilmeni.
I certainly empathize with the children and try to understand them, but that doesn't mean your son can throw chocolate milk at me.
Çocuklarla empati kurarım. Onları anlamaya çalışırım. Ama bu oğlunuzun bana çikolatalı sütünü fırlatmasını gerektirmez.
That seems to be your M.O., but when you empathize instead of sympathize, I don't judge you.
Sen anlayış göstermek yerine kendini onların yerine koyunca ben bir şey diyor muyum?
These people, you know, the whole world- - but particularly Arabs who we always empathize with- - have been watching Israeli troops, especially in the last year, crashing into civilian districts, okay, in Gaza, in the West Bank.
Bu insanlar, biliyorsunuz, tüm dünya... ama özellikle sürekli farkında olduğumuz Araplar... İsrail askerlerini seyrediyorlardı, özellikle geçtiğimiz yıl, sivil bölgelere saldırırken, Gazze'de, Batı Şeria'da.
I empathize with you Dr Weir...
Duygularınızı anlayabiliyorum Doktor Weir...
And that's why I can empathize.
Bu yüzden seni anlayabiliyorum.
In fact, Zoe this goes against my ethics but I empathize with you.
Aslında, Zoe bu benim ahlak anlayışıma ters ama durumunu anlıyorum.
Now, Todd! actually, truth be told, polling shows a majority of the American people would ultimately empathize with our situation.
Aslında, doğruyu söylemek gerekirse anketlere göre, Amerikan halkının çoğunluğu bizim durumumuzu anlayışla karşılardı.
But i empathize with poor Albert. We both spent our careers straightening up after the Duttons.
Çünkü ikimiz de meslek hayatımızı Dutton'ların döküntülerini toplamakla harcamıştık.
Tell him that you understand him and as hard as this sounds, empathize.
Onu anladığını söyle ve ne kadar zor gelse de duygularını anlamaya çalış.
You mean that I empathize?
Yani hislerini anlayabildiğimi mi söylüyorsun?
I empathize with you, Cheryl.
Seni anlayabiliyorum Cheryl.
He's completely self-centered and cannot empathize with others.
Bütünüyle ben merkezci ve diğer insanlarıla empati kuramıyor.
- Empathize.
- Neymiş o?
I empathize with your position.
Durumunuzu anlıyorum.
So don't try to empathize with me.
Bu yüzden beni anlayamazsınız.
Well, I think people empathize with what I do because it comes from here.
İnsanların kendilerini benimle özdeşleştirdiğini düşünüyorum çünkü yapıtlarım buradan geliyor.
I may not always relate, but I can promise I'll empathize.
Sürekli hikaye anlatamam, ama uyum sağlayacağıma söz verebilirim.
Can you empathize with AJ at that age?
Hiç AJ yaşında biri olarak baktın mı olaylara?
Well, I can empathize Sir, believe me. I think you need to take a look at the bigger picture.
İnanın bana anlıyorum, efendim, ama genele bakmanız gerektiğini düşünüyorum.
I can also empathize but at the risk of sounding callous... my priorities are with this world.
Ben de seni anlıyorum. Beni katı bulabilirsin ama benim önceliğim bu dünya.
You start to empathize and then side with your captors.
Seni esir alan kişilerin duygularını paylaşıp onların tarafına geçebilirsin.
But on the other hand, your conservative sentiment... made you empathize with that author who committed hara-kiri.
Ama diğer yandan, tutucu düşünceniz... şu hara-kiri yapan yazara karşı empati duymanızı sağlıyor.
It's a rather simple way of putting it, but altruistic love, man's ability to empathize, is a special ability only possessed by humans.
Bunu basit bir şekilde atmak gerekirse insanların özgecil sevgiyle empati yaparak başkalarının duygularını da hissetmesi bu sadece insanların sahip olduğu özel bir yetenektir.
So, if one person in your group is under pressure, then the rest empathize.
Eğer gruptan bir kişi manevi baskı altına düşecek olursa geri kalanlar onun duygularını hissetmeye çalışır.
This piece involves living in a cage for an entire month... in order to empathize with the animals living in the zoo.
Bu parça bir ay boyunca hayvnat bahçesinde yaşayan hayvanlarla empati kurmak için bir kafeste yaşamayı içeriyor.
Then why would you empathize with me?
O zaman neden benimle kıyaslıyorsunuz?
They don't empathize with fat guy problems.
Çünkü şişkoluk sıkıntılarını anlamıyorlar.
people can empathize With soldiers.
İnsanlar, askerler ile empati kurabilirler.
How can you not empathize with me a little?
Nasıl benimle biraz da olsa empati kuramazsın?
I empathize with your plight, Fletch.
Seni anlıyorum, Fletch.
Actually, truth be told polling shows a majority of the American people would ultimately empathize with our situation. - What is our situation, Dad?
- Bizim durumumuz nedir, Baba?
I empathize.
Seni anlıyorum.
And as much as I empathize,
Her ne kadar kendimi sizin yerinize koysam da, söyleyebileceğim tek şey ;

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]