Ena translate Turkish

mrs. ena frog 8 masonic apron street, cowdenbeath.

Ena Frog, 8 Masonic Apron Caddesi, Cowdenbeath.

At least he's got an excuse for being a prick.

Ena zından ahmak olmak için bir bahanen var.

- My name is Ena.

- Benim adım, Ena.

Free me, Ena, so I'll go look for them.

Beni bırak, Ena, onları arayacağım.

- Free him, Ena!

- Bırak onu, Ena!

- Ena.

- Ena.

- Go now, Ena.

- Hemen git, Ena.

- It goes in the Queen Mary. - Ena!

- Queen Mary ile gidecek.

I'm leaving you in South Africa with Auntie Ena.

Ena Hala'nın yanına Güney Afrika'ya gideceksin.

He was, like, on Xena once as a gnome or something.

X ena'da yer altı cücesi rolünü oynamıştı.

You can't really tell on Xena'cause he's in the hairy gnome suit... but when we were little, he used to put on these really, really low-budge... renditions of Andrew Lloyd Webber musicals in our attic.

X ena'da onu tanıyamazsın çünkü uzun saçlı bir cüceyi oynadı. Ama küçüklüğümüzde Andrew Lloyd Webber müzikallerindeki temsilleri oynardı ve hepsi de berbattı.

It's Ena's birthday tomorrow.

Yarın Ena'nın doğum günü var.

Welcome now Tina, the fabulous Tina.

Ena'ya bir alkış. Muhteşem Ena'ya.

you've pinched the knives and forks again!

Ena, bıçakları yine çatalların arasına sıkıştırmışsın.

Ena thinks she's still the King's housemaid and can't stop stealing stuff.

Ena kendini hala Kral'ın hizmetçisi zannediyor. Önüne gelen şeyi çalıyor.

I think I broke my ass-ena.

Sanırım kıç-enamı kırdım.

If we can find 10 more families to donate $ 5,000 each, sister Ena believes that she can have the clinic running before the rainy season.

5 bin dolar daha verebilecek 10 aile daha bulursak kız kardeş Ena kliniğin yağmur sezonundan önce onarılacağını düşünüyor.

Ena!

Ena!

Ena, Sigurdur's wife, from Haugur.

Ena, Sigurdur'un eşi, Haugur'dan.

Ena can manage.

Ena halleder.

So Ena Daniel's upstairs with Clowance and Jeremy and we're away to the meetinghouse.

Yani Ena Daniel, Clowance ve Jeremy ile üst katta. Ve biz toplantıevinden uzaktayız.

At least you know from where the blade fell.

Ena zından, kılıcın ne tarftan ineceğini bileceksiniz.