English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Enact

Enact translate Turkish

202 parallel translation
Why did she always enact the very same thing she was most afraid she would do?
Neden normalde yapmaktan çok korktuğu şeyleri yapıyor?
- What did you enact?
- Hangi rolü oynamıştınız peki?
- I did enact Julius Caesar.
- Jül Sezar'ı oynamıştım.
However, we shall not re-enact the crime.
Her neyse, cinayeti tekrar sahnelemeyeceğiz.
Try to re-enact that scene. You're reproaching your brother-in-law.
Damadınızı azarladığınız o sahneyi bizim yanımızda tekrar yaşamaya çalışın.
That the loyal Commons, here assembled, will speedily enact this bill, I doubt not.
Avam Kamarasının bu tasarıyı hızla kanunlaştıracağından şüphem yok.
I do not deny the right of Parliament to enact laws.
Parlamentonun yasama hakkını inkar etmiyorum.
He order, prohibit and enact the laws.
Emirler veriyor, yasaklar koyuyor, yeni bir düzen kuruyor.
A mystery play, in which the pilgrims who enact it... portray the sufferings of Jesus.
Gizemli bir oyun, kutsal yol İsa'nın acı çeken potresinden geçiyordu.
But the legislation necessary to give the public the right to take legal action is extremely complicated and would take considerable time to draft, promulgate and enact.
Fakat halka bu hakları verecek yasa, oldukça karmaşık olacak. Tasarlanması, yürürlüğe konması ve uygulanması çok uzun bir zaman alacak.
Humphrey, you are supposed to enact my policies.
Humphrey sen benim müsteşarımsın, politikalarımı karara bağlamalısın.
In this play, Andrew Schroeder, my discovery, will enact the role of Othello.
Bu oyunda, Andrew Schroeder, benim keşfim, Othello rolünü canlandıracak.
Let's re-Enact the time
Hadi yeni bir sayfa açalım...
Let's re-Enact the time that alf came to the island,
Alf'in gelişinden itibaren yeni bir sayfa açalım.
Enact the age-old drama of self-preservation.
Kendinize hakim olmayı deneyin.
What did you enact?
kimi oynamıştınız?
I did enact Julius Caesar.
Julius Caesar'ı oynadım.
- Maybe he can re-enact it.
- Belki anı yeniden canlandırabilir.
Could that energy matrix have somehow caused them to re-enact the struggle that destroyed the Saltah'nans?
Bu hücre bileşenleri, bir şekilde Saltahna'ları yok eden iktidar mücadelesini tekrar ortaya çıkarabilir mi?
I admit I had come to enact a farce.
İtiraf ediyorum, buraya aslında bir oyun oynamak için gelmiştim.
And there they dallied and drank and deemed it good sport to enact their play anew on New Year's Eve.
Ve orada ; içmiş ve onu iyi saymış ve onu, Yeni Yıl Gecesinde, tekrar yasallaştırmışlardır.
Now I just visualize world peace and occasionally re-enact The Unsinkable Molly Brown.
Artık sadece dünya barışını gözümde canlandırıyor ve ara sıra... "The Unsinkable Molly Brown" ı tekrar sahneye koyuyorum.
I propose that the court enact the Erebus test.
Mahkemeye, Erebus testini yapmasını teklif ediyorum...
And what did you enact?
Hangi rolü oynamıştınız peki?
- I did enact Julius Caesar. - Oh.
Jül Sezar'ı oynamıştım.
In response to allegations of a conspiracy against the government... President Clark has declared martial law back home... and ordered Mars and Io to enact similar restrictions.
Kendisi ve hükümeti hakkında açılan komplo soruşturmalarına karşı Başkan Clark anavatanda sıkıyönetim ilan etti ve Mars'la Io'da da benzeri kısıtlamalar getirmesini emretti.
We're letting him enact his fantasy to banalise it.
Hayalinin peşinden gitmesine izin verelim ki kendini aşağılatsın.
James needs her to re-enact what happened on the night he killed Miss Newman.
James'in, Bayan Newman'ı öldürdüğü gece yaşananları yeniden canlandırması gerekiyor.
I re - enact... my initial mission.
İlk misyonumu... yeniden başlatacağım.
" This is where you are to enact my fiendish plan.
" Gittiğin yerde uygulayacağın şeytani plan.
Now you want us to enact Valmiki's Ramayana!
Şimdi siz bizden Valmiki'nin Ramayana'sını oynamamızı istiyorsunuz!
So he went out to re-enact his childhood trauma on other, more accessible women who resembled his mother.
O da çocukluk travmasını annesine benzeyen... daha kolay kadınlar üzerinde... yeniden yaşamak için işe koyuldu.
We enact Harper's plan.
Harper'ın planını uygulamalıyız.
But if you want, you can come by afterwards and re-enact all the good parts for me.
Ama istersen, daha sonra buraya gelip en güzel kısımlarını yeniden canlandırabilirsin.
No Kali Babu, if men could enact farce, what need for whores?
Hayır Kali Babu. Kanun çıksın erkeklerde ev işletsinler.
And people will call me a courtesan who cannot enact a farce.
İnsanlarda bana gülmesini bilmeyen fahişe diyecekler.
Well, I want to re-enact every scene from "9 1 / 2 Weeks." You know, that movie with Kim Bassinger and that guy.
Ama önce bana bir kadında ne aradığını söyle... 9,5 hafta filmindeki sahneleri yeniden canlandırmak isterim.
She didn't enact this drama to have us married.
O, bu düğünü umursamıyor bile.
Re-enact exactly how you fought.
Nasıl kavga ettiğinizi canlandırın bakalım.
- You ready to re-enact?
- Bunu yaptığıma inanmıyorum.
Let's re-enact the event, O.K.?
Olayı canlandıralım.
He has to carry on as the previous governor was doing, and then enact his own reforms.
Öncelikle kendisinden önceki kişinin bıraktığı yerden devam etmeli ve bir kaç değişiklik de yapabilir.
Haven't you seen us re-enact his life story?
Yeniden yorumladığımız hayat hikâyesini görmedin mi?
In order to secure our cities and ports, I intend to enact the legislation concerning the deportation of immigrants with questionable origins.
Şehirlerimizi ve limanlarımızı güvenli hale getirmek amacıyla, şüpheli kökenli göçmenlerle ilgili kanunları çıkartacağım.
Let's re-enact it!
Olayı yeniden canlandıralım.
I was killed in a past life. So maybe if I had to re-enact that on stage...
Belki bu yüzden bunu hatırlayabilmem için sahnede tekrarlamalıyım...
We should rediscover how to not imagine, but enact utopia.
Ütopyayı düşlemenin değil,... ütopyayı sahnelemenin yolunu yeniden keşfetmeliyiz.
I wlll re-enact my son's last bicycle ride.
Şimdi oğlumun son bisiklete binişini canlandıracağım.
Father Mike's trying to get everyone to re-enact the Nativity scene.
Peder Mike'ın içtiği çok belli.
And having Kirk re-enact things can be pretty disturbing.
- Kirk'ün canlandırması da rahatsız edici olabilir.
"of accepting the trends" etc. etc. We should dare to enact the impossible.
İmkansız olanı sahneye koymaya cesaret göstermeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]