English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Encampment

Encampment translate Turkish

151 parallel translation
In a Union encampment just North of Chattanooga.
Chattanooga'nın kuzeyinde bir birlik karargahında,
Hitler Youth and German Youth encampment outside the city of Nuremberg
Hitler Gençliği ve Alman Gençliği Kampı Nürmberg şehrinin dışında
You will see him leave the encampment yourself.
Karargahtan ayrıldığını kendi gözlerinizle göreceksiniz.
Nor are they in their encampment.
Ne de kamplarındalar.
And the Indian encampment!
Ve Kızılderili çadırları!
I regret that we did not meet last night when you visited my encampment.
Dün gece kampıma geldiğinizde, karşılaşamadığım için çok üzgünüm.
How interesting your encampment is.
Yerleşim yeriniz gerçekten çok ilginçmiş.
Because after all the times I have visited you, you have not returned the compliment by visiting my encampment. And me.
Çünkü, size yaptığım onca ziyarete rağmen,... henüz benim kampıma ve bana gelme nezaketini,... göstermediniz.
The settlers'encampment, down by the mine.
Madenin aşağısındaki göçmen kampında.
We did find something in the forest near our encampment.
Ormanda bir şey bulduk, kamp alanımızda.
The encampment... is on the banks of the Nile.
Nil kıyısında... kamp yeri.
There is no survivor's encampment, Number One.
Bir numaralı kamp konuşuyor sağ kalan kimse yok.
No survivors. No encampment.
Ne kazazede ne de bir kamp vardı.
I've pinpointed their encampment below.
Karargahlarının yerini tespit ettim.
Before leaving the Capellan encampment, we managed to retrieve our communicators.
Karargahtan ayrılmadan önce, iletişimcilerimizi almayı başardık.
We checked the encampment, found out you were here and had no trouble at all in tracking you down.
Savaşacak mideleri yoktu. İzinizi bulmak zor olmadı.
Well, my encampment is, too.
Evet, benim kampım da.
It's a sto-lu encampment.
Bu bir Sto-lu kampı.
the one at the ruined castle of Montpilloy that served as an encampment for Joan of Arc, and the lighthouse tower at the southern tip of Sal, probably one of the last lighthouses to use oil.
Jeanne d'Arc'a kamp yeri olan Montpilloy kalesi kalintilarindaki ile Sal'in güney ucundaki deniz feneri kulesi, muhtemelen yag ile çalisanlarin sonuncusu...
There is no survivors encampment, Number One.
Birinci Bölgede hayatta kalan yok.
As you can read in its thoughts, it is only now beginning to suspect that the survivors and encampment... were a simple illusion we placed in their minds.
Düşüncelerinde okuduğunuz gibi, ancak şimdi hayatta kalanların bir yanılsama olduğundan şüphe duyuyor.
No, because when Dr King left the encampment... Mrs Boynton was still alive.
Hayır, çünkü Dr. King kamp yerinden ayrıldığında Bayan Boynton hayattaydı.
I have reason to believe there is a Gatherer encampment somewhere in the Hromi Cluster.
Hromi takımyıldızının bir yerlerinde Toplayıcı kampı olduğuna... inanmak için nedenlerim var.
At the encampment, 6 : 00 a. m. sharp. See to it you're there.
Şafakla beraber kamp girişinde, saat tam 06.00'da.
Kai Opaka's son and 42 other Bajoran freedom fighters were killed because Bek gave the Cardassians the location of their encampment.
Kai Opaka'nın oğlu ve 42 özgürlük savaşçısı Bek, Kardasyanlara, kamplarının yerini söylediği için öldü.
There is no way you ordered Bek to reveal the location of the Kendra Valley encampment.
Bek'e, Kendra Vadisi kampının yerini belirleme emrini vermen olanaksızdı.
You'll find an encampment there.
Orada bir kamp yeri bulacaksınız.
You'll be shipped out this morning right to your father's encampment.
Bu sabah babanın karargahına doğru yola çıkmış olacaksın.
We're in position over the encampment now.
Ordugahın, tam üzerinde bir pozisyondayız.
Holiness, the Oracle's route takes us right past the Chinese encampment.
Efendimiz, Kahinin yolu Çin kampının arkasına götürüyor bizi.
Came into our encampment and asked to come with us.
Kampımıza geldi. Bize katılmak istedi.
Before we landed, I saw signs of an encampment past that ridge.
inmeden önce, Yamacın ötesinde bir kamp yeri gördüm.
One day their bodies were put on display in the encampment.
Bir gün cesetleri kampta gösterildi.
My elite SG squad is to defend the encampment from an invading force of other SG teams, led by Captain Nelson.
Benim seçkin SG ekibim, Yüzbaşı Nelson tarafından yönetilen diğer işgalci SG ekibi güçlerine karşı kampı koruyacak.
All right, once we take the encampment we become defenders to buy Carter time.
Pekala, kampı ele geçirdiğimizde Carter'a zaman kazandırmak için savunan taraftan olacağız.
As dawn approached, Saladin's men set fire to the tall grass and a strong wind carried the flames into the Christian encampment.
Ve şafak sökerken, Selahaddin'in adamları uzun çimenleri ateşe verdiler, ve güçlü bir rüzgar alevleri, Hristiyan kamp alanına taşıdı.
I'm going to stay in the encampment with my men.
Neden? Kamp yerinde adamlarımla beraber kalacağım.
We can reach Memnon's encampment by nightfall.
Gece olmadan Memnon'un karargahına varırız.
Several hours ago, you launched a small vessel to an encampment in the Cygniai Expanse.
Birkaç saat önce Cygniai açıklığındaki kampa ufak bir gemi gönderdiniz.
There's a number of ships strafing the encampment.
Kampı bombalayan gemiler var.
You neglected to mention that you'd be attacking the encampment.
Kampa saldıracağınızı söylemeyi unutmuşsunuz.
My recon squad had engaged Saddam's army in a small Bedouin encampment.
Öncü birliğim Bedouin'de küçük bir askeri kampta Saddam'ın askerleriyle karşılaşmıştı.
- Just to the encampment.
- Ordugâha kadar.
- You spent the winter at his encampment.
Tüm kış onun kampında kaldınız.
Their closest encampment is 10 kilometres northwest... of your present position.
En yakın kamp yeri sizin... 10 kilometre kuzeybatınızda.
Major Whitside, 2nd Battalion, 7 th Cavalry Encampment, at Wounded Knee Creek, sir.
Binbaşı Whitside, 2. Tabur, 7. Süvari Kampı,
It has an open battleground. a sloping plain. cover for encampment.
Açık bir savaş alanı ve eğimli bir yüzeyi olan sığınağı ile düşmanı dört bir yandan vurmak için gerekli olan bir arazi bulur.
He's particularly intent on destroying their encampment in the Forge.
Özellikle de Forge'deki kamplarını yok etmeye niyetli.
It's the encampment, sir.
Kamp yeri burası efendim.
- We will then converge on the encampment.
- Sonra da kampta birleşiriz.
I'd bet a month's pay that that's their encampment.
- Bize söylediklerinden... ya da yalanlarından 1 aylık maaşıma bahse girerimki burası karargahın yeri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]