English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Encountered

Encountered translate Turkish

1,217 parallel translation
Are you a member of the Voyager crew, or have we encountered another Federation ship?
Voyager'ın mürettebatı mısın, yada daha önce başka bir Federasyon gemisinde karşılaştık mı?
Voyager encountered a subspace anomaly, which created a kinoplasmic radiation surge throughout most of our computers.
Bir çok bilgisayarımızda kinoplazmik radyasyon sızıntısına neden olan bir çeşit, alt uzay anomalisi ile karşılaştık.
We encountered a subspace anomaly and there was a radiation surge in the computer system.
Bilgisayarımızda kinoplazmik radyasyon sızıntısına neden olan, bir çeşit alt uzay anomalisi ile karşılaştık.
The ship's dimensions are identical to the vessel we encountered at the planet.
Geminin boyutları gezegenin yörüngesinde iken karşılaştığımız araç ile uyuyor.
It may not be a coincidence that the Kazon ship we encountered at the planet was able to deceive our sensors.
O gezegende sensörlerimizi aldatabilen o karşılaşmanın bu olayla aynı zamana denk gelmesi ilginç.
You were out of contact for almost an hour on the planet where we encountered the Kazon.
Kazon ile o gezegende karşılaştığımızda temas alanımız dışındaydınız.
You'd think with warp technology, they would have encountered other alien life before now.
Warp teknolojisine sahip bu kültür, daha önce yabancılar ile karşılaşmış olmaları lazım.
The dwellings are constructed with an alloy polymer matrix we've never encountered before, Commander.
Bu ikametgah, daha önce hiç karşılaşmadığımız, bir tür polimer alaşımdan yapılmış, Komutan.
We seem to have encountered an energy barrier.
Bir çeşit enerji bariyerine takıldık gibi görünüyor.
It's also a logical conclusion that all of the phenomena we've encountered were actually this life-form's natural defense systems.
Bütün fenomenler içinde bu güne kadar karşılaştığımız bu yaşam formunun doğal savunma sisteminin oluğu mantıklı bir açıklama olur.
Density is already more than double what we encountered last time.
Yoğunlu, en son karşılaştığımızdan daha fazla.
Captain, we've encountered an unusual phenomenon... phenomenon... phenomenon... phenomenon...
Kaptan, karşılaştığımız şey çok garip bir fenomen... fenomen... fenomen... fenomen...
We've encountered a spatial distortion.
Uzaysal bir çarpıtma ile karşılaştık.
Ensign Kim said we had encountered a spatial distortion.
Teğmen Kim, bir çeşit uzaysal çarpıtma ile karşılaştığımızı söyledi.
But the following day some of the boys from the reservation..... came to tell us they had seen buzzards flying out near the quarry..... where Eric had first encountered the men.
Ama ertesi gün çevreden birkaç çocuk geldi. Ve Eric'in adamlarla ilk karşılaştığı yer olan taş ocağının üstünde uçan bir akbaba gördüklerini söylediler.
Have you encountered life-forms?
Yaşam formları ile karşılaştınız mı?
Be aware, we encountered a hostile ship of unknown origin, and we're showing that ship on the surface approximately one kilometer from your position.
Kaynağı bilinmeyen düşman gemi ile karşılaştık, uyanık olun, ve şu anda o gemi yüzeyde, yaklaşık size uzaklığı bir kilometre olmak üzere, yaklaşmakta.
Two nights together had these gentlemen, Marcellus and Barnardo, on their watch in the dead waste and middle of the night, been thus encountered.
İki gece üst üste bu arkadaşlar, Marcellus ve Bernardo nöbet tutarken gecenin ölü saatlerinde bir şey görüyorlar.
"AND THAT'S WHEN I ENCOUNTERED " THE AWESOME PRESENCE OF MRS. ALLWORTHY.
Bayan Allworthy'nin göz kamaştıran dünyasına adım attım.
I am unlike any life-form you have encountered before.
Ben şimdiye kadar karşılaştığınız hiç bir hayat formuna benzemem.
The energy field that Kes encountered- - is there anyone who could give me scientific information that would help us analyze it?
Kes'in karşılaştığı enerji alanı hakkında... herhangi biri, herhangi bir bilimsel bilgi verebilirse, analiz etmemize yardımcı olacaktır.
A word I hadn't encountered before.
Daha önce duymadığım bir şeydi.
The Jem'Hadar are the most brutal and efficient soldiers I've ever encountered.
Jem'Hadar karşılaştığım en gaddar ve en etkili askerler.
We have found preliminary indications that the ship encountered a class-2 plasma storm which irradiated the vessel.
Biz geminin Sınıf-2 plazma fırtınası ışınımına maruz kaldığını bulduk
Although some of the species we've encountered here have been peaceful, others seem governed only by their own self-interests.
Burada karşılaştığımız bazı türler barışsever olsalar da, diğerleri sadece kendilerini düşünen türler.
Or it might be something we've never encountered before.
Yada, bu güne kadar, karşılaşmadığımız türden.
We are again in the delta Quadrant at the exact time and place we first encountered the timeship.
Tekrar Delta Çeyreğindeyiz. İstenilen zaman ve yerde, zaman gemisiyle ilk karşılaşmamızdı.
Mr. Neelix and I have completed our three-day trade mission with the Tak Tak, one of the more unusual species we've encountered in the Delta Quadrant.
Bay Neelix ve ben, Delta Çeyreğinde bu güne kadar karşılaştığımız in ilginç tür olan, Tak Taklar ile üç gündür yaptığımız pazarlıkları bitirdik.
A form of life I've never encountered... or even imagined.
Bu güne kadar karşılaşmadığım yada hayal bile edemediğim bir tür.
I've never actually encountered them... but from what I've heard, I'm glad I didn't.
Aslında onlarla hiç karşılaşmadım... ama duyduklarıma göre iyi ki de karşılaşmamışım.
Oh, yes, I encountered a very friendly shoggot.
Evet çok arkadaş canlısı bir Shoggot'la uğraştım.
If you've encountered Krycek, why didn't you kill him then?
Krycek'le karşılaştığında, neden onu öldürmedin?
Whatever extreme cases I have encountered, I have always viewed through the lens of science.
Karşılaştığım vaka ne kadar sıra dışı olursa olsun olaya her zaman bilimin gözünden bakarım.
- You know. - Listen, listen... I have seen every kind of wound encountered by man or beast.
- Dinle, dinle, bir adam veya canavar tarafından yapılan her türlü yarayı gördüm.
Never having encountered a polar bear before... they seem unaware of the danger.
Bir kutup ayısıyla daha önce hiç karşılaşmadıklarından tehlikeden habersiz gibi görünürler.
One African-American and one Caucasian, encountered by police while leaving the scene of this horrible crime.
Biri Afrikalı-Amerikalı diğeri beyaz olan şüpheliler, korkunç cinayetin işlendiği yerden ayrılırken polisle karşılaşmışlar.
After three years and 3,000 km of a path cut with machetes, we encountered for the first time the Indian populations of the "Alto Xingu".
Üç yıl ve 3,000 kilometrelik yolu bıçaklarla açtıktan sonra yukarı Xingu'nun Kızılderili insanlarıyla ilk defa göz göze geldik.
There is rumor that the Zoë have encountered a group of people living up to the north, a tribe that is unknown to us.
Zoëler'in kuzey tarafında yaşayan insanlarla temas kurduklarına dair bir söylenti var. Bizim bilmediğimiz bir kabile.
When first encountered by jaguar hunters, the Zoë were called Poturu. For the ornamental right poturu wood that Zoë wear day and night.
Jaguar avcılarıyla ilk karşılaştıklarında, çenelerine bir süs olarak gece gündüz taktıkları poturu odunu dolayısıyla Zoëler'e Poturu denmiş.
We suddenly encountered the British.
Orada İngilizlerle karşılaşmayalım mı?
I came to the conclusion that of all the races we had encountered humans were the most dangerous.
Bugüne kadar rastladığımız ırklar içerisinde en tehlikelisinin insanlar olduğu sonucuna vardım.
I mean, these implants are beyond anything I've ever encountered before.
Bu eklentiler bugüne kadar gördüğüm her şeyden daha ileri.
It seems you encountered the Three.
Görünüşe göre Üçlü'yle karşılaşmışsın. Savaşçı vampirler.
Xander, this assassin you encountered, what did he look like?
Xander, karşılaştığınız şu suikastçı neye benziyordu?
One of the most singular specimens I've encountered... in all my distinguished career.
Kariyerim boyunca karşılaştığım en olağanüstü örneklerden biri!
Now, according to the logs I retrieved from the wreckage the Defiant encountered the anomaly 39 hours after it arrived in orbit.
Şimdi, enkazdan alınan kayıtlara göre Defiant yörüngeye geldikten 39 saat sonra anomaliyle karşılaştı.
To find out if the species they encountered posed any threat.
Karşılaştıkları türlerin bir tehdit oluşturup oluşturmadıklarını anlamak için.
You... are like nothing else I've ever encountered.
Sen... bu güne kadar karşılaştıklarıma hiç benzemiyorsun.
A few months ago when I was commanding the Defiant on a scouting mission in the Gamma Quadrant we encountered a protostar cluster... a swirling mass of color, set against a background of glowing clouds and burning sky.
Birkaç ay önce Gama Çeyreğinde Bir araştırma görevi için Defianta komuta ederken
With God's grace, we encountered only fair winds.
Şükürler olsun ki Cuma beni evime götürmek için rehberim olmuştu.
Two days ago we detected the recruiting efforts of a group we've encountered in the past :
İki gün önce geçmişte karşılaştığımız bir gurubu bulduk :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]