English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Engulfed

Engulfed translate Turkish

178 parallel translation
But in a minute or so, because they travel so fast, hundreds of miles an hour, quite easily, they would have engulfed you.
Ancak bir ya da iki dakika içinde, saatte yüzlerce kilometre hızla çok hızlı hareket ettikleri için çabucak sizi yutuverirlerdi.
As flames engulfed the Fourth and Fifth Fortresses, First Fortress, under commander Washizu, came under assault from Inui's men, some 400 strong, who poured across our border full force.
Alevler Dördüncü ve Beşinci Kale'yi yok ederken, Kumandan Washizu komutasındaki Birinci Kale, sınırımızı geçen Inui'nin güçlü 400 adamı tarafından ani bir saldırıya uğradı.
We are engulfed.
Yutuluyoruz.
Did you know that if it wasn't for the dykes..... the plains of Texas would be engulfed by the Gulf?
Etrafında duvar çevrili olmasaydı Texas düzlüklerinin körfez tarafından yutulmuş olacağını biliyor muydunuz?
Once I get stuck into it, I am engulfed for a week!
Bir kere kaptırırsam bir hafta kendime gelemiyorum.
The earth has not dragged me down into the abyss, nor has the sea engulfed me with its raging storms.
Dünya, ne beni cehennem çukuruna çekmek için, ne de denizin öfkesiyle beni içine çekmesi için yönetilmedi.
I was seized and engulfed by the idea.
Fikre kapılmış, içinde kaybolmuştum.
Not to be engulfed or lost in it, but to sail on it like a solitary pirate, content to be carried by the current yet strike out on my own the moment it breaks or dissipates.
İçine dalıp gitmek veya içinde kaybolmak için değil. Kendi ahenginin peşine düşüp ancak akıntı kesildiğinde ona ulaşabilen yalnız bir korsan gibi üzerinde yolculuk etmek için.
Mankind will be engulfed in great disasters :
İnsanlık büyük felaketlerin girdabında :
No, Lieutenant, the cloud has engulfed Alondra.
Hayýr Teðmen, bulut Alondra'yý yuttu!
You're making capital decisions without consulting me when the ones in your line get engulfed in feminin neglect.
İşine geldi mi önemli kararları bensiz alıyorsun, işine gelmedi mi benim onayımı arıyorsun.
And you see the world engulfed by human garbage!
Büyüdüğün zaman dünyanın, insanlığın pislikleri ile dolduğunu göreceksin.
a country engulfed in the flames of civil war... divided into hostile camps... and then united by the victory of the revolution.
Bir ülke iç savaş sonunda düşman kamplara ayrıldı... Sonra birlik, zafer ve devrim.
For reasons long forgotten, two mighty warrior tribes went to war and touched off a blaze which engulfed them all.
Çoktan unutulmuş nedenler yüzünden, iki güçlü savaşçı kabile savaşa tutuştu. Yarattıkları cehennem hepsini birden yuttu.
In time, the spores took root in the Ohms'rotting flesh, .and engulfed our vast earth in this Sea of Decay.
Beklenen an geldiğinde Ohmuların vücutları çürüdü, polenler köklerine damladı ve daha fazla ülke Karatoprak'a katıldı.
If so, original personality could be engulfed by the other one.
Öyle olursa, asıl kişilik diğerinin içinde kaybolabilir.
We'll be engulfed in the temperospatial quake!
Sağlıklı biri değil " mi dediniz?
We dance, she's looking up at me engulfed in the cool that is I.
Dans edeceğiz, sergilediğim büyüleyici tavırlarımla bana hayran kalacak.
Last night I dreamt I'm in the desert, and my house is tied around my neck, and my body's breaking under its weight, and it's engulfed in flames.
Dün gece rüyamda bir çölün ortasındaydım ve evim boynuma bağlanmıştı. Vücudum, altında kırılıyordu ve alevler beni içine çekiyordu.
- it is a swaying snake.. - which has engulfed my body.
O, tıpkı bedenimizi yutan yutan bir yılan gibi.
And the building stairwells are engulfed in flames.
Ve bina içi merdivenler alevler tarafından sarılmış durumda.
I am now engulfed in the corona.
Şu an halenin içindeyim.
Supreme Chancellor, delegates of the senate... a tragedy has occurred... which started right here with the taxation of trade routes... and has now engulfed our entire planet... in the oppression of the Trade Federation.
Yüce Başkan, senatonun delegeleri, bir trajedi meydana geldi... tam burada başlayan, vergilendirilen ticari yollarda... ve şimdi de tüm gezegenleri içine çekiyor... Ticari Federasyonun eziyetiyle.
And in our continuing coverage of the mother of all parties the Chicago blowout has now engulfed a major portion of the upper Midwest.
Bütün partilerin anası ile ilgili devam eden yayınımızda ; Şikago'daki parti deliliği yukarı orta batının büyük bir bölümünü kasıp kavuruyor.
The ring's completely engulfed Engineering.
Halka, Makine Dairesini tamamen içine çekti.
Now, you realize you're about to be engulfed by flames.
Şu anda farkındamısınız bilmiyorum ama, alevler tarafından yutulabilirdiniz.
- The entire street is now engulfed in flames.
- Artık tüm sokak alevlere boğulmuş durumda.
They left the White House fearful that America could soon be engulfed in nuclear war a war that once started, might be impossible to stop.
Beyaz Saray'dan Amerika'nın yakında nükleer bir savaş ; öyle bir savaş ki başladı mı durdurması imkansız olabilecek bir savaş tarafından yutulacağı korkusuyla ayrıldılar.
Two of their party were engulfed.
Kendi partisinin iki sardı.
Engulfed.
Sardı.
They've been engulfed in the shear line of the nebula.
Nebulanın içine doğru çekiliyorlarmış.
Supreme Chancellor, delegates of the senate... a tragedy has occurred... which started right here with the taxation of trade routes... and has now engulfed our entire planet... in the oppression of the Trade Federation.
Yüce Şansölye, sayın senato delegeleri. Ticaret yollarına koyulan vergilerle burada başlatılan bir trajedi yaşanıyor. Ve şimdi de Ticaret Federasyonunun baskısı nedeniyle bu kötülük tüm gezegenimize yayıldı.
Like a plant withering with weeds... still in hope for an Eden... engulfed in thorns... now no medicine, no prayer can save you... from this affliction...
Her şeyi unutmuş olabilirsin Ama ben çok iyi hatırlıyorum O uzayan bitkiler solup yok olmak Üzere Güllere umut verdiğinde Dikenler içinde
The command module and its pilot were engulfed by a similar phenomenon back in 2032.
Komuta modülü ve pilotu benzer bir fenomen tarafından sene 2032'de içine çekilmiş.
As these thoughts weigh over Yamato's head, a vicious lake Digimon attacks him! To save Takeru, Yamato tries to sacrifices himself, but then a huge wolf engulfed in blue flames rushes to his rescue! Next Episode of Digimon Adventure :
Garuramon'a dönüşüm.
The attic was engulfed in flames...
Çatı yanıyordu...
I witnessed the artefact create a field of energy which engulfed Daniel.
Bu kafatasının bir enerji alanı yaratıp Daniel'ı yuttuğuna tanık oldum.
But the Germans engulfed us.
Ama Almanlar bizi bir lokmada yuttular.
"... that engulfed the new Veterans Field press box last night. "
"... yeni sahanın yanındaki Basın Odası tümüyle yandı. "
If you begin to idolize it he will face the wrath of God, and will burn in the fires of hell engulfed in darkness, an everlasting pain will be let loose upon your soul, for all eternity. " I come to name you before God.
Şimdi Tanrı'nın öfkesini sizler de göreceksiniz. Hepiniz ateşte acıdan kıvranacaksınız! Meleklerin önünde, inleyeceksiniz!
However, Korea was soon engulfed in a civil war, and...
Bir şekilde, Kore de iç savaş çıktı, ve...
The settlement was engulfed in tribal warfare of the worst kind.
Şehir, en kötüsünden bir çatışma yaşıyordu.
See, the star itself, it's a brown-dwarf remnant of a supernova that engulfed any planetary object in its orbit.
Yıldızın kendisi bir süpernovanın kahverengi cüce kalıntısı. Yörüngesindeki bütün gezegensel objeler içinde kaybolmuş.
I've been engulfed in my studies.
Son zamanlarda araştırmalarıma fazla gömüldüm.
Brightest flame engulfed her whole, setting free her wicked soul. "
En parlak alev onun kötü ruhunu serbest bırakarak, onun tamamını yuttu "
To be taken in, engulfed.
İçeri alınıp yutulmak için.
The prolonged barrage engulfed Zero-One in the glow of a thousand suns.
Binlerce güneşin ışığıyla Zero-One kuşatıldı.
I was saying how people with work to do... like yourself, officer, are engulfed by paper.
Sizin gibi işi gücü olanların nasıI da bürokrasiye boğulduğunu anlatıyordum.
It's as though you're suddenly engulfed by emotions, taking your all including your life and you would even refused to escape.
Sanki aniden duyguların seni bir girdabın içine çekip yutuverir. Tüm hayatın dahil her şeyini ele geçirir. Kurtulmak bile istemezsin...
If she were to wake up we think the world would be engulfed by the parallel universe, with the tower located at the center.
Eğer uyanırsa dünyanın paralel evren tarafından yutulacağını düşünüyoruz.
Instead, he's engulfed in debauchery.
Ama o, çapkınlıklara daldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]