English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Enhancing

Enhancing translate Turkish

184 parallel translation
But they're very useful in enhancing ideas, and enhancing characters.
Ama fikirlerinizi, karakterlerinizi geliştirmek için çok faydaları vardır.
In enhancing this particular quadrant, what became very evident to me was an anomalous crescent in the upper left-hand corner, just off the limb of lo.
İzlerken belirgin bir şey gözüme çarptı sol köşede tuhaf bir şekil io'nun yüzeyinde belirdi.
It is like the wind is enhancing the magic atmosphere of this night.
Rüzgar da bu gecenin büyülü atmosferini daha da yüceltmek ister gibi.
They have certain pleasure-enhancing qualities.
Onun haz arttırıcı etkileri vardır.
Letting people off the leash a bit, in that direction... the military and our friends in the intelligence community... is really enhancing the case for quite dramatic... constitutional resolution of this crisis...
İnsanları biraz rahat bırakacağız, böylece askeriye ve istihbarat cemiyetindeki arkadaşlarımız, bu soruna harika bir anayasal çözüm geliştirebilecekler..
Enhancing image.
Görüntüyü büyütüyorum.
- I've had it with enhancing my calm.
- Sükunetimi korumaktan sıkıldım artık.
I'm here with Paolo Bulgari, the third generation of a house which built its name on preserving and enhancing the style and workmanship of the Italian Renaissance, and the 19th century Roman school of artisans.
Şu anda Paolo Bulgari'yle birlikteyim. Kendisi, İtalyan Rönesansı'nın ve 19. yüzyıl Roma sanat okullarının stilini ve işçiliğini koruyup zenginleştirerek isim yapmış olan bir mücevher evinin üçüncü nesli.
Apply full image enhancing.
Görüntüyü büyütsene.
It's a way of enhancing the culinary experience.
Aşçılık deneyimini geliştirmenin bir yolu da budur.
Now, listen to this experience-enhancing... digitally-manipulated educational tool.
Şimdi, şu serüven isteği uyandıran eğitim bantını dinleyelim.
How do you know that my dimwitted inexperience... isn't merely a subtle form of manipulation used to lower people's expectations, thereby enhancing my ability to effectively manoeuvre within any given situation?
Aptal tecrübesizliğimin, insanların beklentilerini düşürmek ve böylece, her durumda etkili bir biçimde hamle yapabilme kabiliyetimi arttırmak için yaptığım bir numara olmadığını nereden biliyorsun?
I suggest we think about enhancing our defenses as well.
Savunmamızı iyileştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- You're saying that Brown Williamson... manipulates and adjusts the nicotine fix... not by artificially adding nicotine, but by enhancing the effect of nicotine... through the use of chemical elements such as ammonia.
- Diyorsunuz ki Brown Williamson... nikotin oranını manipule ediyor ve ayarlıyor... bunu yapay olarak nikotin ekleyerek değil, fakat amonyak gibi kimyasal maddeler ekleyerek... nikotinin etkisini artırarak yapıyorlar.
You can feel their distinctiveness coursing through us... enhancing us.
Bize akan ayrıcalıklarını hissedebilirsin... bizi arttırıyor.
I'm enhancing a reflection from the car window.
Araba camındaki bir yansımayı netleştiriyorum.
reuniting the Systems'Commonwealth... and so on, and so forth... enhancing our reputation as peacemakers... ad nauseum. Am I close?
sistem 9 düşünülmeli... ve saire, ve öyle çok ki... bizim şöhretli olarak yapacağımız... nauseum. kapatayım mı?
The re-enhancing lesion and central necrosis on MRI was suspicious.
MRI'da görülen büyüyen lezyon ve nekroz şüphe uyandırıcıydı.
Rajah Puran Singh himself blessed them enhancing Champaner's status even more.
Raca Puran Singh onları şahsen kutsadı. Böylece Champaner'in değeri daha da arttı.
Tie favor-enhancing leek and celery together with string.
Lezzeti artırıcı pırasa ve kereviz yapraklarını sicimle bağla.
We've been working on a device to take advantage of this naqahdah-enhancing effect.
Naqahdah'ın etkisini kullanacak bir aygıt üzerinde çalışıyoruz.
You may not use rage-enhancing substances such as caffeine, nicotine, alcohol, crack cocaine Slippy-Flippies, Jelly Stingers, Trick Sticks Bing Bangs or Flying Willards.
Asabileştirici maddeler kullanamazsın örneğin kafein, nikotin, alkol, kokain Slippy-Flippy, Beyaz Jöle, esrar Büyük Patlamalar ya da Uçan Willard'lar.
I'll borrow our President's phrase, by'enhancing terror'. You recall
Başkanımızın deyişiyle bu terörü tırmandırmadır.
Bush condemned the Palestinians for enhancing terror last month, so I'll use his phrase in line with the guidelines.
Başkan Bush'un Filistinlileri geçen ay, terörü tırmandırmakla suçladığını hatırlayın.
The Clinton Administration committed itself to enhancing terror on October 3rd by making a deal for the biggest shipment in a decade of attack of military helicopters to Israel along with spare parts for the Apache attack helicopters that were sent a couple of weeks earlier.
Bende onun sözlerini ilke olarak kullanacağım. Clinton Yönetimi de.. terörü tırmandırmak için üzerine düşeni yaptı. 3 Ekimde son yılların en büyük helikopter ihalesini israil ile imzaladı.
George Bush was condemning the Palestinians for enhancing terror and he contributed in the conventional way to enhancing terror, in crucial ways in fact.
Aralık 2001'e kadar da bu anlayış sürdü. George Bush Filistinlileri terörü tırmandırmakla suçluyordu. Ama kendisi geleneksel yollarla terörü tırmandırdı.
About 10 days before that there was another major contribution to enhancing terror.
Bundan yaklaşık 10 gün önce terörü tırmandımak için başka bir büyük katkı vardı.
But that's another important step to enhancing terror.
Fakat bu, terörü tırmandıran diğer bir önemli adımdır.
Freeze! DANNY : Enhancing image.
- Netleştirilmiş görüntü.
Now before the show, you'll need to take urine tests to prove you're not taking teaching-enhancing drugs.
Öğretmenlik yaparken uyuşturucu kullanmadığınızı kanıtlamak için.
I feel that illegal performance-enhancing drugs are too common these days.
Şahsen ben öyle hissediyorum ki performans artırıcı yasa dışı ilaçlar bu günlerde oldukça yaygın. Mesela...
Shining on you orders, enhancing the electric wave equation
Emirlerinizi dinliyorum, elektrik dalgalarının değerini yükseltiyorum.
Lindsay had once started a photo-enhancing service... which gave new parents a glimpse at what their infants would look like... in half a century.
Lindsay bir keresinde fotoğraf yaşlandırma işine girmişti ki bu da ebeveynlere bebeklerinin yarım asır sonra neye benzeyeceğini gösteriyordu.
Coach Quigley thinks you're on some kind of performance-enhancing drug.
Ne demek istiyorsun? Koç Quigley, performans artırıcı madde kullandığın kanısında.
Is there any way of age enhancing this?
Fotoğrafı netleştirmemiş mümkün mü?
" It's no secret that some of our star athletes... are using performance enhancing drugs.
" Bazı atletlerimizin performans artırıcı ilaç kullandığı saklı bir şey değil.
I'm enhancing one's value.
Birinin değerini yükseltiyorum.
Listen, I'm not betraying him... I'm enhancing one's values.
Dinle, ona ihanet etmiyorum... birinin değerini yükseltiyorum.
Enhancing the image.
Görüntüyü büyütüyorum.
I figured maybe they were enhancing their high, you know?
Kafalarının daha güzel olmasını mı sağlıyorlarmış diye düşündüm?
Tox results show high levels of performance-enhancing drugs in his system.
Toksikoloji raporu onun vücudunda yüksek seviyede performans artırıcı ilaç gösteriyor.
Enhancing my understanding may allow others the benefit... of your mortal illness.
Ölümcül hastalığını daha yakından tanıyabilirsem... başkalarına yardım edebilirim.
Enhancing grav plating.
Yerçekimi kaplaması arttırılıyor.
These guys find out that you're taking performance-enhancing drugs, the integrity of the game is completely compromised, all right?
Anında Roket gibi hissediyorsun. Bu adamlar performans arttırıcı ilaçlar aldığını öğrenirse oyunun dürüstlüğü tamamen tehlikeye girer tamam mı?
It's grainy,... but we're hoping that Abby's capable of enhancing it.
Görüntü kumlu ama Abby'nin bunu büyültebileceğini düşünüyoruz.
- It's still, you know, enhancing.
Şey, hala iyileştiriyoruz.
No, we're enhancing it.
- Hayır, çözümlemeye çalışıyoruz.
Enhancing not at all for me the prospect of a room
O delik civarındaki odalardan birinde kalma şansımı arttıran bir şey değil.
Since we've been up here, and she's working on an enhancing potion to make the spell stronger.
Biz burada oldum yana, Ve o artırıcı bir iksir üzerinde çalışıyor büyü güçlü yapmak için.
Enhancing.
Evet, işte plakası.
That's enhancing terror.
İşte bu, terörü tırmandırmadır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]