Enjoy it while you can translate Turkish
80 parallel translation
Try to enjoy it while you can.
Fırsatın varken tadını çıkar.
Especially in the city it should get up to the 60's... Enjoy it while you can because that ole'man winter is going to be blowing any day.
Özellikle şehirde, 20 dereceye kadar çıkması bekleniyor.
Enjoy it while you can. But what interests me is :
Ama merak ettiğim şu :
Enjoy it while you can because help is on the way.
Vaktiniz varken tadını çıkarın çünkü yardım yolda.
So, enjoy it while you can.
Ajan Page keyfini çıkarmalısınız.
Enjoy it while you can.
Henüz vaktin varken eğlen o zaman.
- I'd enjoy it while you can. Huh.
Vaktin varken.
Enjoy it while you can, because it's going back to the dealer.
Zamanınız varken keyfini çıkarın çünkü yarın ilk iş olarak...... onu satın aldığım yere geri götüreceğim.
Enjoy it while you can.
Yapabiliyorken keyfini çıkar.
Weekend's almost over, everyone, so enjoy it while you can.
- Hafta sonu neredeyse bitmek üzere. Elinizde hala fırsat varken keyfini çıkarmaya bakın.
But my mum would always say, "Enjoy it while you can." "There'll be no water in hell."
Ama annem "fırsatın varken keyfini çıkar, cehennemde su yoktur" derdi.
- Enjoy it while you can.
- Yapabiliyorken, tadını çıkarın.
Well, enjoy it while you can, because I've just sent word to everyone who has a reward out on your head. I'll deliver you to the highest bidder.
Peki, hazır yapabiliyorken tadını çıkar... çünkü biraz önce herkese başın için bir ödül koyduğum haberini yolladım... seni en yüksek teklif verene teslim edeceğim.
Enjoy it while you can.
Tadını çıkar.
Enjoy it while you can.
Henüz zaman varken keyfinize bakın.
You got your health, your family enjoy it while you can. While you got it all in your hand.
Fırsatın varken sağlığının ve ailenle birlikteliğinin tadına var.
Yeah, well, enjoy it while you can,'cause it's fading fast.
Evet, zevkini çıkarsan iyi olur, çünkü çabuk iyileşiyor.
Yeah, well, enjoy it while you can, because tomorrow I'm gonna serve them with my cease and desist order.
Evet, çıkarabildiğin kadar tadını çıkar çünkü yarın haksız uygulamayı durdurma emri göndereceğim.
Well, enjoy it while you can.
Tadını çıkarabiliyorken çıkar.
-... I never got to this scenario. - Well, enjoy it while you can'cause in about 30 seconds all hell is gonna break loose.
- Kalan 30 saniyede dilediğince eğlen çünkü daha sonra... tüm cehennem aralanacak.
Enjoy it while you can.
Hala içebiliyorken iç.
Enjoy it while you can.
Vaktin varken keyfini çıkar.
Enjoy it while you can.
Yapabiliyorken tadını çıkar.
Well, enjoy it while you can, because that's the last of what we have.
Hazır varken tadını çıkar, çünkü elimizde son şey bu.
Enjoy it while you can.
Fırsatın varken tadını çıkar.
You know, they're closing soon, so enjoy it while you can.
Biliyorsun, yakında kapanıyorlar, bu yüzden halen yapabiliyorken keyfini çıkart.
This is better than porn. Better enjoy it while you can.
Fırsatın varken tadını çıkar.
Sorry. Yeah, enjoy it while you can, tommy.
Evet, fırsatın varken keyfini çıkar Tommy.
Better enjoy it while you can.
Şimdilik tadını çıkar.
Enjoy it while you can because before you know it, you'll have a house full of stuff you don't need and deep down don't really want.
Hâlâ yapabiliyorken tadını çıkartın çünkü hiç farkında bile olmadan içerisi hiç istemediğiniz ve içinizden de asla istemeyeceğiniz şeylerle dolu bir eve sahip olacaksınız.
- Enjoy it while you can.
- Yapabiliyorken tadını çıkarın.
Enjoy it while you can.
Bu zamanların keyfini çıkar.
Enjoy it while you can, Dad.
Aynen, baba! Tadını çıkar!
Enjoy it while you can Xristo, because soon enough we're going to fight our way back in.
Buradayken tadını çıkar Xristo. Yakında geri dönmek için savaşmaya başlayacağız.
Enjoy it while you can, Weezie.
Mümkün olduğunca keyfini sür, şişko.
I don't want to step on you being a mob boss'wife or Suzanne Somers, but enjoy it while you can,'cause we got to get a new car, and not just for us, for Amy too.
Mafya patronunun karısı ve ya "Suzanne Somers" olmanı engellemek istemem ama tadını çıkarabiliyorken çıkar çünkü yeni bir araba almak zorundayız ve bu sadece bizim için değil, Amy için de.
Enjoy it while you can, Captain.
Vaktin varken eğlen, Yüzbaşı.
Enjoy it while you can.
Keyfini çıkar - Öyle yapıyorum
well, then enjoy it while you can.
- O halde yapabiliyorken tadını çıkar.
♪ Enjoy it while you can ♪
Fırsatınız varken keyfini sürün...
♪ Enjoy it while you can ♪
Fırsatınız varken tadını çıkarın.
♪ Enjoy it while you can. ♪ ( cheering ) Bravo!
Fırsatınız varken keyfini sürün...
* And if you try You can yo-o-odel too-oo * * Hey, Bud, did you call your sister at her grandma's and tell her to hurry home and enjoy this while it lasts?
Bud, büyükannende kalan ablanı arayıp, eve çabuk gelmesini ve bu mutluluğu, onun da paylaşması gerektiğini söyledin mi?
You can't imagine what it's like trying to enjoy afternoon tea while the earth is shaking.
Yer sarsılırken akşam üstü çayı nasıl oluyor bilemezsiniz.
Yeah, I gotta enjoy it while I can, right? Let me show you these headshots.
Vaktim varken keyfini çıkartmalıyım, değil mi?
Comic or tragic, the most important thing to do is to enjoy life while you can because we only go round once, and when it's over, it's over.
Komik ya da trajik, en önemli şey, hayattan keyif almak, çünkü dünyaya bir kez geliyoruz ve bitince de, bitiyor.
Well, enjoy it while you can.
Fırsatın varken tadını çıkar.
Enjoy it while you can.
EMNİYET : 4 İTFAİYE : 0
Look dear, I Don't know you that well but you're the new girl and you're not much so you might as well enjoy it while it lasts.
Bak canım, seni o kadar iyi tanımıyorum ama sen yeni kızsın. Pek bir özelliğin de yok o yüzden hevesleri geçene kadar tadını çıkar.
Face-up, though, you can just kick back and enjoy the ride, enjoy it while it lasts, and let the end sneak up on you.
Gökyüzüne bakarken de, arkana yaslanıp düşüşün son anlarının tadını çıkaracak ve seni yakalamasını bekleyeceksin.
♪ Let's enjoy it while we can ♪ Won't you help me share my load?
# Hala mümkünse zevk alalım # bu yükümü paylaşmada bana yardım etmez misin?