English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Enriched

Enriched translate Turkish

185 parallel translation
The whole world is in fact enriched by what they learned.
Aslında tüm dünya öğrendikleriyle zenginleşmiştir.
With his many different skills he enriched my life on the island.
Onun yanında adadaki hayatımı renklendirecek bir çok şey öğrendim.
The bullets used on tonight's program... were made with new enriched gunpowder.
Bu akşamki gösterimizde kullanılan mermiler yeni bir zenginleştirilmiş baruttan yapıldı.
From soil enriched by their blood out of their fever to explore and build came lakes where once were burning deserts...
Kanla kazanılmış toprakları araştırmak ve inşa etmek için duydukları heyecanla bir zamanlar ateşten çöl iken göl haline geldi.
One can only be enriched by the exposure to the clarity of his prose.
İnsan yalnızca yazılarının anlaşılırlığına maruz kalarak kendini zenginleştirebilir.
The Marquise has enriched the French Crown by 1,000 pistoles!
- Markiz sizi zenginleştirdi Fransız tacına 1,000 tabanca daha!
He has often shown a lack of consideration for me and he has enriched himself with a fury that's always startled me.
Bana sık sık saygısızca davrandı ve beni tedirgin eden bir öfkeyle kendini zenginleştirdi.
It's hypoallergenic and vitamin enriched.
- Alerji yapmıyor ve vitamin katkılı. - Gerçekten mi? - Bay...?
I've enriched the oxygen content of his blood and pumped in a strong stimulant.
Kanındaki oksijeni arttırdım, uyarıcı bir madde verdim.
If there is nothing beyond increased survival, no point where it ceases to grow, it's because it is not itself beyond privation, but rather, it is enriched privation.
Büyümüs yasama çabasi bir çözüme ulasmazsa, o zaman genislemesinin nerede duracaginin bir anlami yoktur çünkü bizzat kendisi sikinti diyarinda sikisip kalmistir. Yoksullugu parlak gösterebilir fakat ona üstün gelemez.
Guide them together, we beseech thee, in the way of righteousness and peace that loving and serving thee with one heart and mind all the days of their life, they may be abundantly enriched with the tokens of
Onlara rehberlik etmen, hayatlarının geri kalanında birbirlerini severek doğruluk ve huzur yolundan ayırmamanı senden niyaz ediyoruz. Onları sonsuz rahmetinle kuşatasın.
You have enriched me beyond...
- Sen bundan öte beni zenginleştirdin
The bacteria are killed by the enriched oxygen.
Bakteriler! Zenginleştirilmiş oksijen onları yok ediyor.
This one is pure impression of military aristocracy enriched
O Prusya askeri bürokrasisinin kristalleşmiş biçimi.
The prince and his kingdom were immeasurably enriched by that act of kindness to a poor orphan.
Prens ve onun krallığı, zavallı bir yetime gösterdiği iyi niyet sayesinde tarifsiz bir biçimde zenginleşmişti.
But interstellar space also becomes enriched in heavy elements out of which form new generations of stars and planets life and intelligence.
Bir yandan da uzay boşluğu ağır elementler ile zenginleşirek yeni jenerasyon yıldızları, gezegenleri... ve akıllı yaşam formunu oluşturur.
The interstellar gas became enriched in heavy elements.
Yıldızlararası gaz baskın elementlerle zenginleşti
I believe, have had our lives enriched and enhanced by the example he has set us.
İnanıyorum ki hepimiz, onunla olduğumuz anların hayatımıza değer katıp onu yücelttiğinde hem fikiriz.
Sugar, enriched flour, partially hydrogenated vegetable oil, polysorbate 60, and yellow dye number five.
Şeker, katkılı un, yarı hidrojenize edilmiş bitkisel yağ, polysorbate 60, ve beş numaralı katkı boyası.
Bill's life enriched our own.
Bill'in hayatı bizi neşelendirdi.
In most stars, the rare Earth element, europium, is enriched relative to samarium and gadolinium.
Çoğu yıldızda, Dünya'da nadir bulunan bir element olan Europium, Samarium ve Gadolinium'a kıyasla çok daha fazla miktarda bulunur.
Thank... all those... that their participation... have enriched the work... our convention... offering reflections... comments... and new proposals... of great political value.
Buradaki herkese minnettarım sizlerin katılımıyla yaptığımız işi yankı yaratarak yeni fikirler ve politik anlamda..
It's a special program for minorities, Brandon, so we can all become more enriched and diverse.
Bu azınlıklar için özel bir program, Brandon, böylece biz daha zenginleştirilmiş ve farklı olabiliriz.
Her presence so enriched my life, that I could not allow her to pass into oblivion.
Varlığı hayatımı zenginleştirdi, unutulup gitmesine izin veremezdim.
- It certainly has enriched our lives.
- Hayatımızı zenginleştirdiği kesin.
Well, Al, once again you've enriched our lives.
Bir kez daha hayatımızı zenginleştirdin, Al.
- Why don't you kiss my enriched white ass, motherfucker?
- Neden zengin beyaz kıçımı öpmüyorsun s.kik analı?
Red Lantern shines on the fairies, expel the foreigners, we are enriched with power
"Kızıl Fenerler peri gibi parlarlar." "Misyonerler dışarı."
"She still received her Parliament, " promised to abolish privileges which enriched the courtiers
Parlamenterlerinin saygı ziyaretlerini kabul ediyor ve onlara soyluları zengin eden tekelciliği ortadan kaldıracağına söz veriyordu.
Thewarhead contains 1 4.5 kilograms of enriched uranium... and a plutonium trigger.
14,5 kilo zenginleştirilmiş uranyum... ve plütonyum tetik mekanizması içerir.
enriched wheat flour, Butylated Hydroxyanisole, sodium acid pyrophosphate.
İşlenmiş buğday unu, Butilat Hidroksanizol ( koruyucu bir kansorejen ), Sodyum asit pirofosfat ( Kıvam arttırıcı kimyasal )
But we were enriched by his presence, and we are all diminished by his loss.
Ama varlığı bize bir şeyler kattı ve yokluğu hepimizi tüketti.
Concentrated, vitamin-enriched nutritional supplements.
Yoğunlaştırılmış, vitaminli gıdalar.
90 isotons of enriched ultritium.
90 izotonluk geliştirilmiş ulrityum.
Their eggs will develop beneath the ice of winter in water enriched by their parents decaying bodies turning loss to renewal, ending to beginning.
Yumurtalar anne-babalarının çürüyen vücutları ile zenginleşen soğuk suyun altında gelişirler. Kayıp yenilenme, son başlangıç olur.
An otherwise ordinary Mk 12 - A warhead,..... has been enriched by the alien material naqahdah.
Başka zaman sıradan olan bir Mk 12-A savaş başlığı,..... yabancı naqahdah maddesiyle zenginleştirildi.
Now, the naqahdah - enriched warheads..... are made of the same material as our Stealth aircraft,..... and should go undetected by their radar.
Şimdi, naqahdah takviyeli savaş başlıkları..... bizim hayalet uçaklarımızla aynı maddeden yapıldı,..... böylece radarları tarafından algılanmayacaklar.
The coffins which has enriched so much, that has built a wooden house!
Cenazeci öyle zengin olmuş ki, kendine tahtadan bir köşk yaptırmış.
- To the gardening shed to play in the enriched potting soil.
- Bahçıvan kulübesine zenginleştirilmiş toprakla oynamaya.
" We loved, thank you. You enriched my Iife.
Hayatımı zenginleştirdin.
But it enriched our relationship.
Ama bu ilişkimizi zenginleştirdi.
All the ships have to use enriched deuterium fuel.
Ee, bana nereli olduğundan biraz daha bahset.
When the physical body dies the mature spirit, enriched by its life on Earth, returns to Gaia bringing with it the experiences enabling Gaia to live and grow. "
Fiziki beden öldüğünde Dünya'daki hayatla zenginleşen olgun ruh Gaia'ya döner ve getirdiği deneyimlerle Gaia yaşar ve büyür. "
He consecrated you in baptism enriched and strengthened you in the sacrament of matrimony so you can carry out the duties of marriage in lasting fidelity.
O sizi vaftizle kutsadı... kutsal evlilik için sizi zenginleştirdi ve güçlendirdi sadakatli evliliğinizin vazifelerini yerine getirmeniz için.
The stories, although enriched with personal mythology, were true.
Anlatılan hikayeler, abartılı olmasına rağmen doğruları yansıtıyordu.
If those children's lives are enriched a fraction of how much mine...
Bu çocukların hayatı da, benimkinin birazı kadar zenginleşirse...
Somehow you've obtained stem-cell enriched blood.
Nasıl olduysa kanında güçlendirilmiş kök hücrelere rastladım.
And may I add that your wisdom has enriched the waffle-making process.
Bilgeliğinin gözleme yapım sürecini zenginleştirdiğini eklemeliyim.
... and it's vitamin enriched.
- Alerji yapmıyor ve vitamin katkılı.
I'd like to say that Joey truly has enriched the days of our lives.
.. şunu söylemek isterim ki, Joey.. .. Days of Our Lives'a zenginlik katıyor.
04, 00 : 05 : 19 : 04, Mulholland's project enriched its promoters 04, 00 : 05 : 22 : 04, through insider land deals in the San Fernando Valley,
" Şu anda gördüğünüz her yere... Çiftçilerin kıçına tekmeyi basıp, arazileri bedavaya satın alıyorlar. Sürekli olarak sulanan bir arazinin ederini biliyor musunuz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]