Enroll translate Turkish
231 parallel translation
The Sherwood School insists that we enroll the children immediately.
Sherwood İlkokulu, çocukları okula kayıt ettirmemiz konusunda ısrarcı.
I'm going to ask him to enroll your son.
Ondan oğlunuzu okuluna kaydetmesini isteyeceğim.
Then I'll enroll at the university.
Öyleyse üniversiteye kaydımı yaptırayım.
I think ten, twelve years ago I came to enroll my son in middle school.
Sanırım on, on iki sene evvel oğlanı ortaokula kaydettirmek için gelmiştim.
- Of course, he could enroll, yes, yes, yes...
# Dünya nasıl olurdu hayal et, çok iyi olurdu
But you can't enroll in the universe. No, but you can enroll in the university.
# Birlikte mutluyuz
We'll enroll both boys and girls.
Gelecek yıl sınıflar karma olacak.
These boys are here to enroll in the police force.
Bu beyler polis kuvvetlerine katılmak istiyor.
Please let me enroll promising youths And train them in the 36th chamber
Lütfen umut veren gençleri kaydedip onları 36'ıncı Aşama'da eğitmeme izin verin.
I've come from Shaolin To enroll promising youths
İstekli gençleri toplamak için Shaolin'den geliyorum.
Anything I can get 15 jerkoffs a year to enroll for.
İşe yaramaz 15 tembel tenekeye yıl boyunca ders veriyorum, hepsi bu.
I am trying to enroll into ballet at the Conservatory.
Konservatuara girmeye çalışıyorum.
No, they got a witness protection program where you enroll and...
Hayır, tanık koruma programları var ona kaydolurum ve...
You want me to enroll in that kindergarten and live happily ever after?
Beni şu çocuk yuvasına yazdırıp, hayatım boyunca mutlu yaşamamı istiyorsun, ha?
In Mississippi, James Meredith... the first Negro to enroll at the all-white University of Mississippi... will begin classes on Monday.
Mississippi'de, James Meredith Mississippi Üniversitesi'ne kaydolan ilk siyah pazartesi günü derslere başlıyor.
I will enroll you.
Seni yazdırırım.
I'm gonna enroll in some courses.
Bazi derslere yazilacagim.
Not so fast there. No one can enroll until Mr. Lombardo approves their portfolio.
o kadar acele etme bakalım bay Lombardo onaylamadan, kimse kaydını yaptıramaz
With the Christmas vacations, you've time to enroll her.
Yılbaşı tatillerinde kaydını yapacak vaktin olur.
I tried to enroll in school... but Principal Skinner turned me away... because of my shabby clothes.
Okula kayıt yaptırmak istedim ama... eski püskü elbiselerimden dolayı... Müdür Skinner beni geri çevirdi.
Sister, they want to enroll here.
Kardeşim, buraya üye olmak istiyorlar.
You were sent there because high schools wouldn't enroll you anymore.
Oraya gittin çünkü artık hiç bir okul seni almıyordu.
I'm not going to enroll in that clown college, though.
O palyaço okuluna kaydolmayacağım.
They're gonna enroll their child in the ketogenic diet program at Johns Hopkins.
John çocuklarına kaldırdı Hopkins ketogenic diyet programı.
Is there any acceptable scenario that would allow Sharon to enroll to the program, without leaving the boys behind?
Ne diyorsam onu yap. NAFTA'yı protesto ediyordum.
Think about it. Who would enroll at Murder U.?
Cinayet işlenmiş bir üniversiteye kim kayıt yaptırır?
We'll enroll you on Monday. Enjoy the weekend.
Kaydını pazartesi yaptırırız.
And you'd be anxious and depressed too if you had to put up with these pathetic, insecure, striving, anal, yuppie parents who enroll you in college before you're old enough to know which side of the playpen smells the worst.
Daha siz oyun parkının hangi tarafının en kötü koktuğunu bilecek kadar büyümeden sizi koleje yazdıran bu ümitsiz, güvenilmez işgüzar, göt, yupi ana-babalarla uğraşmak zorunda kalsanız siz de sıkıntılı ve depresif olurdunuz.
By God, I'll enroll at Mars University and drop out all over again!
Tanrı şahidim olsun, Mars Üniversitesi'ne kaydolup okulu tekrar bırakacağım!
Honey, if I don't get you out of here quick, they'll make you enroll.
Hadi, gidelim, seni buradan götüreyim yoksa seni de kaydedeceğim Claire.
Enroll me in your choir.
Beni koronuza üye yap.
Is it you, Martha want to enroll in our school?
Martha'nın okulumuza kayıt yapmak istediği sen misin?
You can even enroll in the winter quarter.
Kış döneminde bile kayıt olabilirsin.
She wants me to enroll in her school.
Onun okuluna kaydolmamı istiyor.
We just had to enroll you at school under your mother's name...'cause that's your legal name over here.
Tabii ki! Okula Annenin adıyla yazdırdık seni. Çünkü bu senin resmi adın.
If she does, you should enroll her at some kind of school for gifted children.
Eğer ederse de, üstün zekâlı çocukların olduğu bir okula yazdırırsın.
Now, to get this model you have to enroll in a clinical trial for market clearance.
Bu modeli kullanmak için güvenlik nedeniyle bir deneme süresi geçirmeniz gerekecek. - Anlamadım.
At a very early age, his parents noticed an uncanny musical ability And decided to enroll him in the canadian school for gifted babies.
Küçük yaşlarda ailesi esrarengiz müzik yeteneğini farkedip, onu yetenekli bebeklere öğretim veren özel okula gönderdiler.
And if you find one you like, you can pay the membership fee and enroll.
Derslerden beğendiniz olursa üyelik ücreti ödeyip kayıt olabilirsiniz.
And why did you enroll?
Adını neden kaydetmedin?
Quero to say, if nobody to enroll itself, they will not have money.
Eğer kimse abone olmazsa o zaman hiç gelir olmaz değil mi?
We will enroll some very good marksmen.
Aramıza çok iyi keskin nişancıları alacağız.
To enroll him here, I'd have to leave my husband!
Onu buraya üye yapmam için, kocamdan boşanmam gerekecek!
Next year I'll definitely try to enroll you in the conservatory
Gelecek yıl seni konservatuara kaydedeceğim.
You know, Sara, when all your friends went away for university and you decided to enroll here I thought maybe it was for the best.
Biliyormusun, Sara, tüm arkadaşların üniversite için dışarı gittiğinde ve sen burada kalmaya karar verdiğinde bunun senin için en iyisi olduğunu düşündüm
I'll enroll somewhere else.
Başka bir yere girerim.
Guys, if I enroll in the police academy in the fall... I could be bustin'heads in a year!
Millet, eğer polis akademisine sonbaharda kaydolursam bir yıl içinde tutuklayıcılar kralı olabilirim!
I came to enroll in the club.
Klübe kaydolmaya gelmiştim.
Enroll your sophomores and teach them something.
Bırakın çocuklar tamir etsin.
I want you to enroll.
Ona kaydolmanı istiyorum.
- Why don't you enroll?
- Neler öğrettiğini bilmek için.