English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Ensured

Ensured translate Turkish

157 parallel translation
It must be ensured that the working masses in the mines are included in making leeway.
Şunu sağlamalıyız : madenlerde çalışan tüm işçileri bu mücadeleye dahil etmeliyiz.
You've already ensured that your appeal will be rejected.
Temyizin reddedilmesini garantilemiş oldun bile.
For example : the quality of the products, compared with that of those which was stored, appeared, at the end of the 13 days during which we had ensured the management of the factory, was definitely superior.
Örneğin, stokta bulunan ürünler ile kıyaslandığında 13 günün sonunda bizim ürettiklerimizin kalitesi, kesinlikle mükemmeldi.
We're here to see that your safety is ensured.
Güvenliğinizi sağlamak için buradayız.
But during yesterdays acceleration test Il Tempo Gigante showed a speed that ensured it a surprisingly good starting position.
Ancak sürpriz bir şekilde dünkü hız testi sırasında Il Tempo Gigante başlangıç için iyi bir hız yapabileceğini gösterdi.
We congratulate Pinchcliffe, the native village of the three worthies who ensured Il Tempo Gigante such a sensational triumph.
Bu etkileyici zaferi Il Tempo Gigante'ye bahşeden bu üç değerli değerli şahsiyeti yetiştiren Pincliffe'i de kutluyoruz.
. Your existence proves that only your death would have ensured a Republic.
Yalnızca senin ölmen Cumhuriyet'e dönüş için bir güvence olacakmış, varlığın bunun kanıtı.
Sadat and ensured the French.
Sadat bize Fransızlar için güvence verdi.
His discoveries with the telescope who by themselves have ensured his place in the history of human accomplishment.
Teleskop keşifleri insanlık başarı tarihinde yerini almasını sağlamıştır.
- But it was an invitation most unexpected which ensured that the case was not closed.
Ancak beklenmeyen bir davet oldu ki davanın kapanmadığını kesin olarak belli etti.
If I weren't fond of you I would've ensured that you were dealt with properly.
Eğer seni beğenmeseydim, seni öyle bir ezerdim ki, nefessizlikten ölürdün.
Many of the nests have now fallen victim to predators, but the clan has ensured that the dominant pair's has survived.
Yuvaların çoğu yırtıcılara kurban gitmiş durumda, ancak klan en azından baskın çiftin yuvasının güvenliğini sağlamış.
Fear ensured my success.
Korku benim başarımı sağlıyor.
Hydropneumatic suspension ensured the President was driven away safely.
Hidropnömatik süspansiyon sayesinde başkan güvenli bir şekilde yola devam etti.
It was I who ensured that Arthur and Guinevere have no son of their own.
Ben de Arthur ve Guinevere'in kendi çocukları olmamasını sağladım.
Charlotte didn't know whether it was their making love... or their making love on a bed without a dust ruffle that had offended her. But either way, their sexorcism... ensured Bunny never haunted their home again... unless expressly invited.
Charlotte, Bunny'yi kızdıran şeyin sevişmeleri mi yoksa fırfırsız bir yatakta sevişmeleri mi olduğunu anlamamıştı ama seks hayatları sayesinde Bunny bir daha evlerine gelmedi.
The German ambassador ensured me that the others are led to a camp of work.
Alman konsolos bana öbürlerin bir çalışma kampına götürüldüklerinin güvencesini verdi.
This German precision... ensured that no living witnesses would survive.
Almanlar çok hassas davranarak hiç bir görgü tanığının hayatta kalmamasına dikkat ettiler.
'What if the one thing that could have ensured my place...'behind those ivy-covered walls I just walked away from?
'Ya benim yerimi garantileyecek tek şey...'şu sarmaşık kaplı duvarların arkasındaydı da ben çekip gittiysem? '
His sacrifice, and that of the others defeated our enemy, saved our lands and ensured our freedom.
Onun ve diğerlerinin fedakarlığı düşmanı yendi, topraklarımızı kurtardı ve özgürlüğümüzü temin etti.
Together, we have ensured it will never spill our blood again.
Hep beraber, tekrar kanımızın dökülmemesini sağlayacağız.
Germany's loss of Tsingtao, far from neutralising Spee's squadron, ensured its destructive power would be felt around the globe.
Almanya'nın Tsingtao'yu kaybetmesi, Spee'nin donanmasını etkisizleştirmekten çok, yıkıcı gücünün dünya çapında hissedilmesine yol açacaktı.
Three quarters of the French Army at one time or another defended Verdun, a national effort that ensured whole units were not totally destroyed in the battle.
Fransız ordusunun dörtte üçü aynı anda veya farklı zamanlarda Verdun'u savundu Verdun, savaşta yok olmayan tüm kaynakların akıtıldığı ulusal bir çaba haline geldi.
Be ensured, I am my father's daughter!
Emin olun ki, ben babamın kızıyım!
Always ensured money.
Parayla çok dikkatli oynarım.
I want to be ensured that he is there This is not a dream
Orada olduğundan emin olmam gerekiyor bunun bir rüya olmadığından.
At least we've ensured it's one officer and not the whole of MI5 picking up the bill.
En azından faturanın bütün MI5'a değil, bir memura kesilmesini sağladık.
We ensured that we would never provide the Wraith with a crop worth picking.
Wraithlere asla alabilecekleri değerde bir ürün sağlamamayı temin ettik.
But the Alliance's victory over the Independents ensured a safer universe.
İttifak'ın Bağımsızlar'a karşı kazandığı zafer... evrenin güvenliğini garanti altına aldı.
You've ensured my place at the Emperor's side.
İmparatorun yanındaki yerimi garantiledin.
The egyptians left the heart in mummies because they believed the organ ensured eternal life.
Mısırlılar, sonsuz yaşam için gerekli olduğuna inandıklarından kalbi yaptıkları mumyaların içinde bırakırdı.
He came here before the shooting, decided this was his spot... and ensured that it would be empty when he came back.
Saldırıdan önce buraya geldi,.. ... bu noktayı belirledi ve geri geldiğinde boş olacağından emin oldu.
Ensured you were clothed, housed and fed.
Hastayken sana baktı. Giyinmiş olmanı, bir evin olmasını ve karnının doymasını garanti altına aldı.
Miss Mars may have agreed to help find your son, but it was Mr. Mars... a licensed private investigator, who located him and ensured his return.
Bayan Mars oğlunuzu bulmak için sizinle bir anlaşma yapmış olabilir. Ama oğlunuzu bulan ve güvenli bir şekilde geri getiren lisanslı bir özel dedektif olan Bay Mars'tır.
They have ensured that their plant landlord can extend its territory without competition.
Ev sahibi ağacın, rakibi olmaksızın nüfuz bölgesini genişletebileceğinden artık eminler.
And they ensured the cameras captured the conviction on his face,
ve kameraların ikna edici yüz ifadesini göstermesini sağladılar,
From the moment the Nazis came to power Hitler had ensured that the Jews of Germany were persecuted.
Naziler iktidara gelir gelmez Hitler, Alman Yahudilerine eziyet edileceğini garanti etmişti.
I've always ensured that you have been dealt a favourable hand.
Her zaman sana güzel bir el dağıtılmasını sağladım.
Don't worry, I've ensured your immunity.
Merak etme, muafiyetini sağlama aldım.
As details continue to pour in, our only certainty is this treacherous act has ensured a tremendous loss of american lives.
Detaylar elimize ulaşırken, kesin olan yegane şey ise, bu haince davranış nedeniyle, çok büyük can kaybının olması.
And on that day not only did we defeat Ba'al and the replicators, you ensured that Anubis would never again threaten this Galaxy.
O gün Ba'al ve çoğalıcıları yenmekle kalmadık, sen de Anubis'in bu galaksiyi asla tehdit etmemesini sağladın.
During World War II, which was the war of engines, the continuous supply of oil from Baku ensured the Russian victory against the Germans.
Makinelerin savaşı olan 2. Dünya Savaşı esnasında, Bakü'den yapılan sürekli yakıt ikmâli Rusların Almanlar karşısındaki zaferini garantilemiştir.
"and ensured force was not unduly used."
... aşırı güç kullanılmasının önüne geçildi. "
By now my men have ensured the Batman can't help anyone anymore.
Şu ana kadar adamlarım, Batman'in artık hiç kimseye yardım edemeyecek duruma getirmiş olması lazım.
This treaty ensured Thailand's entrance into the international trade arena.
Bu antlaşma Thailand'da uluslararası ticarî arenalar oluşmasını sağladı.
Would it also be true to say that it was your manager, Mr Haslam, the man you called your second father, who ensured you received that treatment in timely fashion?
İkinci babam dediğiniz Bay Haslam'ın güncel olarak sağlık sigortanızı sağlayan kişi ve menajeriniz olduğunu söylemek de doğru olur mu?
Yeah, also it's cheaper, and I'm ensured that it gets done right if you know what I mean.
Ayrıca daha ucuz ve işimin doğru yapıldığına da eminim.
the guest list alone would've ensured my employment for the next ten years.
Sırf davetliler bile on yıllık müşteri ihtiyacımı karşılardı.
It ensured that the planet held on to its protective atmosphere. It gave Earth a magnetic shield against the dangerous solar wind. And it left us the Moon that provides climatic stability.
Gezegenin koruyucu atmosferini tutabilmesini garantiledi Dünya'ya tehlikeli güneş rüzgârlarına karşı manyetik bir kalkan verdi ve bize iklimsel dengeyi sağlayan Ay'ı miras bıraktı.
And we will be accompanied by my one and only son, Barkley... who has just about ensured that my work in single... molecule spectroscopy... will not have a natural heir.
Ve bize tek oğlum Barkley eşlik edecek. Kendisi, tek molekül spektroskopisi alanındaki çalışmamın doğal bir mirasçısı olamayacağını garantilemek üzere.
And now that the time has come to shed its seeds, that has ensured that there's a wide range of animals around to pick them up and disperse them.
Bu yüzden eğitmen, yavru onunla uğraşmadan önce akrebin iğnesini iş göremez hale getiriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]