English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Enthralled

Enthralled translate Turkish

75 parallel translation
Toník was enthralled by the caveman's story.
Tony mağara adamının izinden gitmemizi istemedi.
He seems enthralled by your cousin's work.
Kuzeninizin çalışmaları çok ilgisini çekti sanırım.
I'm enthralled by combine harvesters.
Harman makineleri beni büyüler.
Klein was enthralled!
Klein büyülendi!
Goddamn Klein was goddamn enthralled!
Lanet olası Klein büyülendi!
- Iván, we got Klein. "Enthralled."
- İvan, Klein'ı büyüledik. "Büyüleyici."
Klein was enthralled.
Klein büyülendi.
- Enthralled?
- Büyülendi mi?
I don't care if Klein was enthralled and reached orgasm.
Klein'ın ne kadar büyülendiği ya da orgazma ulaştığı önemli değil.
Evil From the grave a-comes To wrap the world enthralled...
* * şeytan mezara gelirse * * * * dünyayı büyülerse * *
Emperor enthralled. "
İmparator mest oldu. "
I've been enthralled with your photographs for years.
Yıllar boyunca fotoğrafların karşısında büyülendim.
And from the first time I laid eyes on a brassiere I was enthralled.
Ve hayatımdaki ilk sutyeni gördüğümden beri büyülenmiş durumdayım.
Her rosy cheeks and ruby lips I own she has me heart enthralled
Gül yanakları ve yakut dudakları Tutuşturuyor biçare kalbimi
So is mine eye enthralled to thy shape. And thy fair virtue's force perforce doth move me on the first view, to say to swear, I love thee.
Güzelliğinin gücü, beni ilk görüşte öylesine sardı ki, inan bana inan bana, sana aşık oldum.
One who's so enthralled, he'd like it best lf you always bathed in his tub
Birisi büyüne öyle bir kapılmış ki, daima bu küvette yıkanırsan dünyalar onun olacak.
♪ We dance, enthralled ♪
~ Dans ediyoruz, büyülenmiş gibi ~
Enthralled by the concept of an Aryan Atlantis,
Aryan Atlantisi içeriği ile büyülenen...
Enthralled to our desires, that's us.
Ve hep kendi isteklerimizi takip ederiz.
What are you doing enthralled to that pig of a king?
Bu kral bozuntusuna niye hizmet ediyorsun?
I was so enthralled, I couldn't put it down. That's a first.
Büyülenmiştim, elimden bırakamadım.
My heart is enthralled by you, broken by you
# Kalbimi çalan da sensin, kıran da sensin.
And now she has her completely enthralled.
Ve şimdi onu tamamıyle etkisi altına aldı.
The cub was still much too enthralled with the newness of it all.
Yavru henüz tüm dikkatini bu yeniliklere verecek kadar ilgili değildi.
Girls, I'm absolutely enthralled by the chemistry tutorial, but I'm not quite sure I see the point.
Kızlar bu ufak kimya dersine hayran kaldığımı söylemeliyim. Ama asıl konuyu pek anlamadım.
"With your meetings you enthralled me."
Seni görür görmez büyülendim.
We sing glories of the Daughter of the hills, whose beauty holds Shiva enthralled
Biz şeref duyuyoruz tepelerin kızıyla, onun güzelliği Shiva'yı büyüledi.
Go on, I'm enthralled!
Devam edin, büyülendim.
Gabrielle found herself strangely enthralled.
Gabrielle kendini çok büyülenmiş buluverdi.
The entire World is enthralled.
Tüm dünya büyülenmiş.
Under a winter's Sun, like a warm melody... you have caressed me, I am enthralled ln you, my peace.
Bir kış güneş altında, sıcak bir melodi gibi... Beni okşadı... Ben büyülenmişim.
But I still live, enthralled ln you, my peace.
Ben büyülenmişim. Sen benim için yaşamsın.
I find myself enthralled with our young houseguest wrenn.
Misafirimiz Wrenn'le ilgilenmekten kendimi alamıyorum.
Just read from a Wheat Thins box, they'll be enthralled.
Buğday gevreği kutusundan birşeyler oku, büyülenirler.
SO IS MINE EYE ENTHRALLED TO THY SHAPE.
# Gözlerim büyüklüklerine köle oldu. #
Petra has enthralled generations of archeologists and visitors alike, thanks to the stories and beauty of its lost city.
Sonraki nesilleri, arkeologları ve ziyaretçileri Petra'nın önemini anlatmak. Bu da yine büyüleyici güzelliğe sahip Kayıp Şehir sayesinde olacaktır.
Blackweir's been enthralled to Mayor Lesher for almost a decade.
Blekuir Belediye Başkanı tarafından yakalandı Lisher yaklaşık on yıl.
You were not alway so enthralled, to the doctrine.
Hepsi. Daha önce, size hiç Bunu inanç tarafından büyülenmiştim.
And here, he was enthralled almost to the point of ecstasy.
Burada, neredeyse kendinden geçme noktasına geldi.
He's gonna be so excited and enthralled, he's gonna give me my job back on the spot.
O kadar heyecanlanacak ve heveslenecek ki işimi hemen geri verecek.
You want my glove? Are you enthralled?
Eldivenimi mi istiyorsun?
Mallory wasn't just enthralled with Everest...
Mallory'yi büyüleyen yalnızca Everest değildi.
I was enthralled.
Büyülendim sadece.
How enthralled they all were.
Hepsi de etkilendi.
The same crowd that listened enthralled has been screaming for his head all morning.
Hayranlıkla dinleyen aynı kalabalık, Bütün sabah boyunca idam çığlıkları attı.
Miss Rose was enthralled by his touch, quite to her astonishment.
... haydudun dokunuşundan büyülenip yaşadığı şaşkınlığa tanıklık oldum.
She was enthralled... actually.
Kadın neye uğradığını şaşırdı resmen.
I was enthralled with the dialogue exchange.
Diyoloğun değişimine büyülendim.
Just like every other weak bitch on this planet, enthralled to the male member.
Gezegendeki tüm zayıf yellozlar gibi erkek üyenin büyüsüne kapıldı.
Been enthralled to the call of the beauty underneath?
Altında yatan güzelliğin çağrısına kapıldın mı?
Would you stop being so fucking enthralled with the act of punching a ballot?
Şu seçim işini dünya harikasıymış gibi izlemeyi bırak amına koyayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]