Enthusiast translate Turkish
204 parallel translation
You're, uh, quite an enthusiast.
Oldukça coşkulu birisiniz.
After nine years of effort we are, as the race track enthusiast might say, in the home stretch.
Dokuz yıllık çabamızın sonunda, yarış müptelalarının deyimiyle son düzlüğe girmiş bulunuyoruz.
Our friend seems to be quite a camera enthusiast.
Alaşılan, dostumuz iyi bir kamera meraklısıymış.
I'm no photographer myself, Mr Mazzini, but I share my husband's pleasure in welcoming a fellow enthusiast.
Kendim fotoğrafçı değilim, bay Mazzini ancak kocamla aynı heyecanı paylaşan birini karşılamak benim için zevktir.
I'm afraid Henry will think me a poor enthusiast.
Korkarım Henry hevesimi kaybettiğimi düşünecek.
Oh, I * m only a policeman, I * m not a science fiction enthusiast.
Ben sadece bir polisim, bilim kurgu hayranı değilim.
During the test of the liquid-propellant jet engine interplanetary travel enthusiast Max Valier died.
Sıvı yakıtlı jet motorunun test edilmesi sırasında.. gezegenler arası seyahat meraklısı Max Valier öldü.
I can see you're going to be a real enthusiast, sir.
Gerçek bir gönüllü savaşçı olacağınızı görebiliyorum efendim.
A great enthusiast for everything.
Çok hevesli birisidir.
The king is quite an enthusiast.
Kral oldukça hevesli biri.
- Just another stamp enthusiast.
- Birçok kişi gibi o da bir pul dostu.
Not on religious grounds, but because... Grandpa was a fish enthusiast.
Dini nedenlerden değil dedem balığı çok sevdiği için.
Not a bad start for a do-it-yourself village enthusiast.
Kendi yağıyla kavrulan köylü bir girişimci için hiç de kötü bir başlangıç sayıImaz.
He's a professor in psychiatry and a parapsychology enthusiast.
Psikiyatri bölümünde profesör, ve parapsikolojiye düşkün.
So you're a cooking enthusiast.
Demek, yaman bir aşçısın.
I should have thought you'd be an enthusiast.
Gayretli biri olmak istiyorsun sanırım.
Your reputation as a boating enthusiast precedes you, my friend.
Tekne meraklısı olarak nam saldığın kulağımıza geldi.
A fellow enthusiast.
Coşkulu bir arkadaş.
Welcome. - So you are a big-game enthusiast also?
- Siz de mi büyük av meraklısısınız?
Outdoors enthusiast?
Açık hava meraklısı mı?
You see, I'm quite a dog enthusiast myself.
Görüyorsunuz, Ben kendim bir köpek meraklısıyım da.
- Hastings, always an enthusiast...
- Hastings, her zaman coşuyorsun.
I've been an enthusiast of your escapades for quite some time.
Oldukça uzun bir zamandır maceralarınızın hastasıyım.
But a video enthusiast taped them leaving the scene of their latest crime.
Ama bir video meraklısı, onları suç mahallinden ayrılırken kameraya almış.
No doubt Louisa will become an enthusiast for Scott and Byron.
Louisa'nın Scott ve Byron hayranı olmayı öğreneceğinden şüphe yok. Evet.
- I'm a minor enthusiast.
- Benimkisi mütevazi bir merak.
This Frenchman, Leplastrier... if he expects to find an expert on glass, I'm afraid he'll find only an enthusiast.
Şu Fransız adam, Leplastrier... cam konusunda uzman birini bekliyorsa, korkarım sadece bir meraklıyla karşılaşacak.
So, Peter, are you an aviation enthusiast?
Söyle bakalım, Peter, havacılık tutkunu musun?
Well, I don't know if I'd call myself an enthusiast, but I like planes.
Tutkun denir mi tam bilmiyorum, ama uçakları severim.
And on my days off, a golf enthusiast.
Ve gün bitince golf aşkım başlar.
You know, I'm not an enthusiast of healers but this is remarkable.
Biliyorsun, ben şifacıların pek taraftarı sayılmam ama bu olağanüstü birşey.
- So, Luke, you're a boat enthusiast?
- Demek teknelere düşkünsün.
I know you've been investigating... but you're a weekend enthusiast.
Araştırdığını biliyordum... Ama sadece haftasonları ilgi duyuyordun.
You're an enthusiast.
- Hevesli birisin.
Good food, good wine, and perhaps a pretty skiing enthusiast.
İyi yemek, iyi şarap ve belki güzel bir kayak ortamı bulursun.
I'm a gun enthusiast.
Ben bir silah tutkunuyum.
Oh, yeah, well, I'm a blowjob enthusiast.
Oh, evet, tabi, ben de bir oral seks tutkunuyum.
Auto enthusiast.
Otomobil delisi.
You know, I'm not much of a faux-walnut-grain enthusiast.
- Aldığım zaman çizikti. Aslında ben kaplama cevizden pek hoşlanmam.
I am a sports car enthusiast.
Benim spor arabalara karşı daima bir tutkum olmuştur.
You can be an assassination enthusiast.
Cinayete hevesli biri olabilirsin.
You have to understand... that Mr. Ripstein is a great boxing enthusiast... a great student of the art... a great historian of the prize ring.
Bay Ripstein'ın boksa ne kadar meraklı olduğunu bilmelisiniz. O boks sanatına hayrandır. O bir spor tarihçisidir.
You can be an assassination enthusiast... a murder bug.
Cinayete hevesli biri olabilirsin. Cinayet merakı.
We figured a gun enthusiast like yourself
İncelediğimiz silah ancak senin gibi gayretli birinin olabilir.
'Cause he is a very talented advertising executive, a knowledgeable sports fan and a wagering enthusiast but most impressively, he is one hell of a singer, and he has prepared a little musical snack for his new special friend,
Çünkü o çok harika... bir reklamcı, spor fanatiği... bahis delisi. Ama en önemlisi... muhteşem bir şarkıcı. Şimdi özel bir müzik... ziyafeti hazırladı.
I'm a model train enthusiast.
Model trenlerle ilgileniyorum.
And you could also say that I am somewhat of an enthusiast.
Bu konulara hevesli olduğumu da söyleyebiliriz.
As an underwater enthusiast, you should know what a remora really is, Max.
Bir sualtı delisi olarak, remoranın ne olduğunu gerçekten bilmelisin.
Yeah, but I'm a cop first... then a boat enthusiast... amateur historian...
Evet, ama önce polisim... sonra bir gemi tutkunuyum... amatör tarihçi...
Chimney enthusiast.
Baca meraklısıyım
What's up, golf enthusiast?
Nasılsın, golf tutkunu?