English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Entitlements

Entitlements translate Turkish

18 parallel translation
- I've stepped on your entitlements?
Yetkilerini mi çiğnedim?
I'm against racial, ethnic entitlements.
Irksal ve etnik unvanlara karşıyım.
- Both parties have been wrangling over entitlements for months.
- İki parti de aylardır sosyal haklar üzerine kavga veriyor.
Entitlements.
Sosyal haklar.
You get a win on entitlements, we avoid a shutdown.
Sosyal haklarda siz kazanırsınız, biz de kepenkleri kapatmaktan kaçınmış oluruz.
- Entitlements, Frank?
- Sosyal haklar, Frank?
Raising retirement age to 67 makes entitlements solvent until 2055.
Emeklilik yaşını 67'ye yükseltmek 2055'e kadar sosyal haklar konusunu çözer.
By raising the retirement age to 68 and 64 for normal and early retirement respectively, we will ensure entitlements for generations to come.
Emeklilik yaşını, normal ve erken emeklilik için sırasıyla, 64 ve 68 olarak değiştirerek, sosyal hakları gelecek nesiller için güvenceye aldık.
This is about putting people to work and avoiding the entitlements entirely.
Amacımız insanları iş sahibi yapmak. Hem de emeklilikle gelen ekstra haklardan uzak durarak.
This is what the average senior citizen gets, one year from entitlements, whether they were a janitor or they ran a hedge fund.
İster hademe olsun ister fon yöneticisi. Federal emeklilik programı gereği yaşlı bir insana yapılan yıllık ödeme bu.
Entitlements are bankrupting us.
Emeklilik programları iliğimizi kurutuyor.
Entitlements on the chopping block?
Emeklilikte kesinti yapacakmışsınız.
Entitlements.
Yardımlar.
Entitlements.
Yardım hakları.
Go after Wall Street and government waste instead of entitlements.
Wall Street'in peşinden koş ve devlet yardım yapmaktansa boşa harcama yapar.
Another of your entitlements now is Andrea's trust fund, which you filed for in Surrogate's Court.
Hak iddia ettiğiniz bir diğer konu ise Andrea'nın vakıf fonu. Miras mahkemesine dilekçe vermişsiniz.
We have to learn to live without entitlements, because we are not an entitled people.
Ayrıcalıksız yaşamayı öğrenmeliyiz çünkü ayrıcalıklı bir halk değiliz.
By entitlements.
Yardım hakları.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]