English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Epitaph

Epitaph translate Turkish

124 parallel translation
As long as you're sitting there, thinking of your last will and testament, I'll write your epitaph for you now.
Orada oturup son arzunu ve vasiyetini düşündüğün sürece senin adına bir mezar kitabesi yazarım.
Then I shall give you Buenaventura Bello's epitaph.
O halde sana, Buenaventura Bello'nun yazıtını vereceğim.
- You spoke of an epitaph for Senor Bello.
- Senor Bello için bir kitabeden bahsettin... - Evet, bahsettim.
After your death you were better have a bad epitaph than their ill report while you live.
Daha iyidir sağlığınızda onların diline düşmektense, öldükten sonra mezarınıza kötü şeyler yazılması.
There's an epitaph for you - "Here lies Max Monetti. Period."
Mezar taşında şu yazacak " Max Monetti burada yatıyor.
An eternal epitaph.
Ölümsüz bir özdeyiş...
But look at Epitaph, he wins it by a half
Ama Epitaph yarım boyla kazanırmış
So make it Epitaph, he wins it by a half
Ama Epitaph yarım boyla kazanırmış
- Epitaph!
- Epitaph!
And that's a good epitaph for any man.
Ve bu her insanin isteyeceği bir mezar yazısı.
John Clum, editor of the Epitaph, and some of the leading citizens will back us if they know you're calling the shots.
Epitaph'in editörü John Clum ve bazi önde gelen kisiler... basimizda sen olursan bizi destekleyecekler.
It wouldn't want that as an epitaph.
Onu mezar yazıtı olarak istemezdim.
Is that the epitaph you put on the stone?
Bu mezar taşına yazabileceğiniz bir şey mi?
Bow your head... and read kindly his epitaph.
Başınızı öne eğin ve onun mezar kitabesini nezaketle okuyun.
Sir... the "Sea Tiger" deserves a better epitaph than... " commissioned 1940, sunk, 1941. Engagements : none.
Efendim, Deniz Kaplanı, üstünde "1940 yılında denize indirildi..... 1941 yılında hiç ateş etmeden battı" yazılı bir mezar taşından fazlasını hak ediyor.
My life's epitaph - in vain.
O beyhude olan, hayatımın kitabesidir.
Amigo you just wrote my epitaph.
Dostum mezar kitabemi tastamam yazdın.
My epitaph, written by no less a person than Winston Churchill :
Son sözlerim, Winston Churchill'den daha aşağı biri tarafından yazılmadı :
Tell me, captain if you had to compose your own epitaph, what would it be?
Söyleyin bana yüzbaşı kendi mezar taşınıza kendiniz yazı yazmak zorunda kalsaydınız ne yazardınız?
You may have just written our epitaph, Mr. Scott.
Mezar taşımızı yazmış olabilirsiniz, Bay Scott.
Not much of an epitaph, is it?
Ölünün ardından böyle mi konuşulur?
It makes a great epitaph.
Kendine büyük bir mezar taşı yaptır.
Hell, I already wrote your epitaph, had the governor comin'to your funeral.
Valinin cenazene gelememesi kötü olacak.
In the temple ahead, I've arranged some space... for your epitaph
Tapınağın önünde, düzenlemeleri yaptım... Mezar kitabeniz için
If anything happens to us, it will be your epitaph, and it's not quite true.
Eğer başımıza bir şey gelirse, son sözün olur. - Hepsi doğru değil.
I'll let you write your own epitaph.
- Sana kendi mezar taşını yazdıracağım.
So summer is gone, Leaving no epitaph.
Yaz gitti, mezar kitabesi bırakmadan.
There is an epitaph I'd like.
Sevdiğim bir ayet vardı.
High volume, high visibility will be your epitaph.
Yüksek sesli müzik ve uzun görüş mesafesi senin kitaben olacak.
If I had to select an epitaph for them it would be, "Neither with you, nor without you", but I doubt whether I'll be asked.
Eğer onlar için bir mezar taşı yazısı seçmek zorunda kalsaydım şöyle bir şey olurdu :
That's his epitaph.
Bu onun mezar yazıtı oldu.
If you were to have something written as your epitaph...
Eğer mezar taşınızda bir şey yazacak olsaydı? ...
With an epitaph on it that nobody gonna bother to read.
Kimsenin okumayacağı bir kitabesi bulunan koca bir mezar...
All that will be written for Omar is an epitaph.
Ömer için yazılan her şey mezar kitabesi olacak.
His epitaph is :
Mezar yazıtı şöyle olmalı :
I hope this isn't a rude question... but what do you see as your epitaph?
Bu umarım bu kaba bir soru değildir... Mezar kitabenizde ne yazsın isterdiniz?
The epitaph read only one word :
Tek bir mezar taşı yazısı :
After your death you were better have a bad epitaph than their ill report while you live.
Sağlığında onların diline düşmektense öldükten sonra mezar taşına kötü söz yazılsın daha iyi.
That should be my epitaph.
Bu benim mezar yazıtım olmalıydı.
After your death you were better have a bad epitaph... than their ill report while you live.
Mezar yazıtın kötü olsada olur... yeter ki bunlar kötü konuşmasın hakkında.
He should write his epitaph because I'm going to kill him!
Son sözlerini yazsa iyi olur çünkü onu öldüreceğim!
I think that's a pretty good epitaph for all of us.
Hepimizin mezar taşına yazılmaya uygun.
I want to dictate my epitaph.
Mezar taşımdaki yazıyı yazdırıyorum.
I love you, but you do make everything sound like an epitaph.
Seni seviyorum Deanna, ama sen herşeyi kitabe gibi gösteriyorsun.
The epitaph on your canary's grave... you made when you were 9 years old... was on a paper plate, and it said,
Sen 9 yaşındayken kanaryan için kağıt tabaktan yaptığın mezar taşının üzerinde şöyle yazıyordu :
I came here today in the hope that my epitaph would not read : "I died of red tape."
Bugün buraya mezar taşımda "Bürokrasiden öldü" yazmayacağı umuduyla geldim.
And if your love can labor ought in sad invention... hang her an epitaph upon her tomb... and sing it to her bones, sing it tonight.
Ve eğer ona olan aşkınızı sözlere dökebiliyorsanız, yazın bunu mezar taşına ve bu gece onun kemiklerine dinletin kendi ağzınızdan ağıdınızı.
Well, that was baseball's epitaph, wasn't it?
Bu beyzbolun mezar taşıydı, değil mi?
Undoubtedly... it will become my epitaph.
Benim lakabım olacağı şüphesiz.
Listen to his epitaph :
Onun mezar taşında yazanları dinle :
Epitaph.
- Epitaf!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]